BURCU KÖKSAL (Afyonkarahisar) - Hocam konuşmasında "aileler" dedi yani "İstismara uğramış çocuk ve ailesinin yeni bir yerde, yeni bir hayata başlaması gerekiyor." dedi, Türkiye'de bu konudaki eksiklikten bahsetti. Ben bu noktada hocama kesinlikle katılıyorum. Bu nedenle de istismar vakalarının gizlendiğine ben mesleki hayatımda da ne yazık ki birçok kez tanık oldum. Birçok çocuk, istismara uğradığı hâlde, aynı Karaman'da olduğu gibi, aileler "Biz burada yaşayacağız, gidecek yerimiz yok. Benim çocuğum deşifre olduktan sonra el âlem ne der?" korkusu, toplumsal baskı yüzünden gidip ihbarda bulunamadılar, şikâyetçi olamadılar. Bunun sıkıntısını gerçekten yaşadık ve ben o noktada hocama katılıyorum.

Yalnız, uygulamada çocuğun defalarca ifade vermesi, ifade vermeye götürülmesi, aynı travmayı tekrar tekrar yaşaması anlamına geliyor. Tamam, ama burada, yıllarca avukatlık yapmış bir insan olarak, yasadaki boşluktan ziyade uygulayıcı hatasının olduğunu söylemek istiyorum. Çünkü Türkiye'nin taraf olduğu İstanbul Sözleşmesi'nde şunu söylüyor: "Mağdur 1 defa ifade verir. 1 kez ifadesi alınır." Ama bizim uygulayıcılarımız hâlâ daha, Türkiye'nin taraf olduğu uluslararası sözleşmeleri bilmedikleri için, hâlâ iç hukuk mevzuatına göre mağdurların -bu, kadın için de aynı şey, çocuk için de aynı şey- defalarca, kollukta, savcılıkta, mahkemede ifadesi alınıyor. Aslında 1 kez bu ifade alındıktan sonra bu yeterlidir normalde, bunu özellikle belirtmek istiyorum.

ACIBADEM ÜNİVERSİTESİ ADLİ TIP ANA BİLİM DALI BAŞKANI PROF. DR. MEHMET OĞUZ POLAT - Kesinlikle.

BURCU KÖKSAL (Afyonkarahisar) - Bu konudaki eksiklik, sıkıntı bence Adalet Bakanlığında yasa uygulayıcıların yeterli eğitimden geçmemesinden kaynaklanıyor çünkü hâlâ daha bizim -biraz önce de söylediğim gibi- taraf olduğumuz uluslararası sözleşmeleri bilmeyen hâkim ve savcılarımız var. Bunların Adalet Bakanlığınca gerekli eğitimden geçirilmesi gerekiyor. Böyle bir durumda, mağdurun sadece 1 kez ifade vermesi ceza hukuku açısından yeterli olacaktır. Onun dışında zaten psikolojik değerlendirme, olaydan ruhsal ve bedenen nasıl etkilendiği yönündeki uzman raporuna göre mahkeme zaten bunlara bakarak genel bir değerlendirme yapıyor, bunu özellikle belirtmek istiyorum.

Bir de istismar konusunda ayrı bir hat oluşturulması gerektiğini söyledi hocam. Bu noktada, bildiğim kadarıyla, Hindistan'da bir uygulama var, çocuk istismarı hattı ve bununla ilgili de orada ciddi anlamda bir kamu spotu da oluşmuş ve etkili olmaya başladığı yönünde de birtakım şeyler kamuoyunda ben okudum. Türkiye'de de böyle bir hat oluşturup -işte, bizim kamu spotlarımız var basın yayında yayınlanan- insanları şu anda diziler, filmler, bunlar çok etkiliyor; bu tip dizilerin, filmlerin içerisine, senaryolara bu istismar hattını belirtecek -aynı o 911 olayında olduğu gibi- birtakım replikler konabilir, kamu spotları, reklamlar sık sık yayınlanabilir, bu istismar hattının numaraları büyük büyük "billboard"larda verilebilir. Böyle bir çalışma yapılırsa faydalı olabilir mi?

ACIBADEM ÜNİVERSİTESİ ADLİ TIP ANA BİLİM DALI BAŞKANI PROF. DR. MEHMET OĞUZ POLAT - Kesinlikle.

BURCU KÖKSAL (Afyonkarahisar) - Yani bunu özellikle belirtmek istedim. Ve kendisine, Hocamıza, bizi bilgilendirdiği için bugünkü sunumundan dolayı çok teşekkür ediyorum.