EMİN HALUK AYHAN (Denizli) - Sayın Başkan, bir şeyi ifade edebilir miyim.

BAŞKAN - Bitireyim mi, yoksa...

EMİN HALUK AYHAN (Denizli) - İsterseniz daha önce... Belki onu da dikkate alırsınız.

BAŞKAN - Buyurun.

EMİN HALUK AYHAN (Denizli) - Sayın Bakanım, ben teşekkür ediyorum.

Gerçekten biz bu işte samimiyiz. Yarın bu Komisyonda bu tasarı geçtiğinde, ben teknik bir insan olarak, bu tasarıyla ilgili bana bir şey sorulduğunda cevap veremezsem üzülürüm. Hele bu teklifin altında imzam olsaydı, cevap veremeseydim, hakikaten hicap duyardım. Dolayısıyla, benim buradaki ifade etmek istediğim şey: Biz de bunları hakikaten detayıyla öğrenip, bir gün dedik, biz çok bir şey demedik, sizin vaktinizin dar olduğunu biliyoruz... Bazen sayın bakanlar temsil etmediği zaman çok kızdığımızda oluyor, açık söyleyeyim, onu da ifade ediyoruz. Ama, teklif geldi, teklifi arkadaşlar sundular, ona da baktık. Biz bunu, sizin eğer çok aciliyetiniz varsa, zaten Bakan Yardımcısı veya Müsteşar arkadaşla da götürürüz ama bunda samimiyim, ben öğrenmek istiyorum, onun için diyorum. Şimdi, burada birçok arkadaş ihtiyaç duymayabilir, ona da bir şey demem ama bunda samimi olduğuma da inandırmak istiyorum böyle bir mecburiyetim olmadığı hâlde.

Ben teşekkür ediyorum.

BAŞKAN - Sayın Ayhan, teşekkür ediyorum.

Sayın Bakanım, değerli arkadaşlar, Komisyonumuzun değerli üyeleri; öncelikle, Komisyonumuz, bugüne kadar izlediği usul, metot ve çalışma anlayışı itibarıyla -tüm arkadaşlarımızın ifade ettiği gibi- iktidarı ve muhalefetiyle son derece yapıcı, ülkemiz için en doğru kararın, en doğru sonucun ve çözümün takipçisi olmuş ve bugüne kadarki uygulamalarında bunu ortaya koymuştur. Özellikle, tüm arkadaşlarımız tarafından hem muhalefetteki arkadaşlarımız hem iktidardaki arkadaşlarımız hem Sayın Bakan tarafından ifade edilen konuların ve üslupların da yapıcı olması noktasındaki sözlere katıldığımı ve gerçekten, bu aşamalardaki çalışmalarımızda sonucu etkili olanın içerikle ilgili verilen katkılar olduğunu ifade etmek isterim. Bugüne kadar böyle olmuştur. Gerçekten, iktidar partisi temsilcisi arkadaşlarımızla birlikte muhalefetten, hem Cumhuriyet Halk Partisinden hem Milliyetçi Hareket Partisinden çok önemli katkılar aldık, bugün de aynı katkıları almaya devam ediyoruz.

Enerji konusu -Sayın Bakanımızın ifade ettiği gibi- bugün ülkemizin gündeminde ve gerçekten aciliyet kesbeden, hem uluslararası boyutu itibarıyla hem de yerel kaynaklar itibarıyla dönüşüme ihtiyaç duyan bir alan. Bu nedenle, daha önceki çalışmalarımızda Komisyon üyelerimizle gerçekten mutlak mutabakat içerisinde çalışma gayreti içerisinde olduk. Sınai Mülkiyet Yasası konusunda alt komisyon taleplerini behemehâl yerine getirmek suretiyle, gerçekten, hızlı bir sonuç alma yolunda tercihimiz ve kararımız oldu hep beraber. Bugün, değerli arkadaşlar, önümüzde ne kadar süremiz varsa bu Komisyon -demin Ali Bey de ifade etti- bir alt komisyon anlayışıyla... Haluk Bey'in endişesine de katılıyorum, evet, bu Komisyondan geçen her hükmü sonuna kadar bilmek ve arkasında durmak gibi de bir mükellefiyetimiz var. Belki bazı konularda ortak önerilerle, bazı konularda yine mutlak mutabakatla, bu Komisyon bu teklifi de ülkemizin endüstrisine, sanayisine ve yasal hazinesine kazandıracaktır. Bu nedenle, teklifin görüşmelerinde bu aşamada geneliyle ilgili yapılan çalışmaların sonuna geldiğimizi ve bu aşamada çalışmalarımıza geneliyle ilgili çalışmalarımızın bitmesiyle beraber şimdi maddelere geçilmesini oylarınıza sunacağım.

Ancak, bu arada, şunu özellikle istirham ediyorum: Lütfen, ara verdiğimiz dönemde tüm önergelerin Başkanlığımıza sunulması, bu önergelerin hakkıyla hem Bakanlığımız tarafından hem Başkanlığımız tarafından incelenmesi, katılabileceklerimizin mutlaka görüşülmesi ve sonucunun da dile getirilmesiyle ilgili bir istirhamım var. Bunu da özellikle altını çizerek sizlerden rica ediyorum.

EMİN HALUK AYHAN (Denizli) - Şimdi, Sayın Başkan, irademize ipotek koymayın. Önergeyi ne zaman vereceğimizi maddede izahattan sonra alırız, böyle bir şey olmaz. Bakın, biz önergelerimizi diğer kanunda, alt komisyonda verdik sayın vekiller. Vermedik mi? Sayın Başkana verdik. Şimdi, burada irademizi de ipotek altına almanın bir anlamı yok.