KOMİSYON KONUŞMASI

MEHMET GÜNAL (Antalya) - Sayın Başkan, arkadaşlar bir şeyler söylüyor ama bunun adı "Hükûmet teklifi olur." diye söyledim, tutanağa da girsin, artık bunun adı hükûmet teklifi oluyor Sayın Bakanım. Siz yeni dönemde eğer yapıcı bir rol üstlenmek istiyorsanız, öncelikle... Hakikaten bu söylediğimiz çok vahim şeylerdir. Sayın Başkan burada, bu Başkan Vekiliyken de müdahale ediyordu ama bu kadar olmuyordu. Başkan Vekiliyken müdahale etmesi için karşıya oturmasını söyledik, şimdi kürsü kendisinde olunca hepimize bir açıklama yapma ihtiyacı hissediyor ama tabii Başkan olmanın da bazı raconlarına uyuyor.

BAŞKAN - Sustum efendim, sustum.

MEHMET GÜNAL (Antalya) - Nasıl burada Bakan arkadaşlarımız geliyor, onlar da kendini ispat etmeye çalışıyor, bazı şeyler oluyor.

Burada gerçekten vahim şeyler gördük, "hükûmet teklifi" dememizin nedeni o. Arkadaşlarımızın hafızasını tazeleyelim, yeni geldiler, burada 4-5 arkadaşımız var, Sayın Bilgiç hatırlayacaktır. Bakın, gelen tasarı üzeri aynen daksillenerek, el yazısıyla, baş tarafı aynen duruyor, "tasarı" yazan yere "teklif" yazarak arkadaşlarımız bunu Plan ve Bütçe Komisyonuna getirmiştiler.

ULAŞTIRMA, DENİZCİLİK VE HABERLEŞME BAKANI BİNALİ YILDIRIM (İzmir) - İlaveler var.

MEHMET GÜNAL (Antalya) - Hayır, söylediğim şurada ilave değil, aynı teklif. Ama tasarının teklif hâline getirilmesi gerekmiş, üşenmişler, biri başlığı fotokopiyle çoğaltmaya, "tasarı" yazan yerin üzerini daksilleyip elle "teklif" yazmışlar. Biz de itiraz ettik. Şimdi, hani bir şey anlatacağım da onun için, Sayın Bakanım siz de dayanamadınız, bak görüyorsunuz. Bu vaka, isterseniz fotokopileri bende, arşivde var, getirebilirim.

Sağ olsunlar, uyardık, ya dedik ki: "Bu kadar ciddiyetsiz olmaz." Dikkate almışlar, bir de baktık yine yazmaya üşenmişler, tamamını daksilleyip bu sefer tamamını elle yazıp getirmişler.

Şimdi, burası bir komisyon, madem ki bu kadar "İhtisas komisyonuyuz." diyoruz, bu kadar ciddiyetsizlik olmaz. Ya, çoğunluk olmak ayrı bir şeydir. Bunu yaparken de onu söylüyoruz, lütfen oturun, yani gerekirse on beş gün sonra çıksın, o komisyondan geldiği zaman bizim burada soracağımız soruları zaten uzman arkadaşlarımız cevaplamış oluyor. Bunu Maliyeye sorduğunuz zaman, size zaten beş dakikada maliyetini çıkarıyor. Biz burada sorunca gidip soruyla uğraşmasınlar, zaten size getirmiş olsunlar. Siz de Bakanlar Kurulunda oturun: "Ya, ben hep gittiğimde arkadaşlar bana bunu soruyor, şunu imzalamadan önce bir getirin de bir görelim." deyin ya, onu istiyoruz. "Ya, tamam, güzel, lazım ama bunun gerekçesini bir getirin, biz her seferinde gittiğimizde aynı lafı bu muhalefetten duymaktan bıktık." deyin hiç olmazsa. Yani, biz söylemekten vallahi usandık, bilmiyorum siz duymaktan usanmıyor musunuz? Bunu başka türlü yapma şansımız yok, gerçekten burada arkadaşlarımız... Burası teknik bir komisyon diyoruz ama bir süre sonra karşılıklı siyasi şeye dönüyor. Amacımız burada üzüm yemek, bağcıyı dövmek olsa zaten her gün bir sürü şey çıkıyor yani dövmek için bahane çok, sıkıntı yok. Yani buradaki bir kanunun maddesini bahane etmemize de gerek yok, o zaman "Biz kavga etmek istiyoruz." deriz. Gerçekten bu konu çok önemli. Özellikle Sayıştayı söylememin nedeni oydu, arkadaşlar da aynısını söylüyorlar. Burası Meclis yani Danıştayın, Anayasa Mahkemesinin, Yargıtayın iptal ettiği şeyleri getirip tekrar tekrar aklama yeri olmamalı. Varsa bir gerekçesi onun da izah edilmesi, getirilip anlatılması, mücbir sebep varsa bunların burada tartışılması lazım. Onun için arkadaşlar: "Bir kitap daha mı yazacaksın diyorlar." Torbadaki bu kitabımızın alt başlığı Sayın Bakanım, "Kanun Eliyle Hukukun Katlinin Hikâyesi"ydi. Şimdi, biz burada kanun çıkarıyoruz ama hukuku katlediyoruz, onun için bunu yapmayalım diyoruz, sizden de istirhamımız dönemin başında bu. Bu kanunu bir vesile edelim, bu vesileyle siz de bir bakın. Eğer, illaki çıkacak şeyler varsa bir alt komisyonda arkadaşlar, uzmanlar gelsin anlatsın, ilgili bakanlarımız da baksın diyoruz. Özeti budur.

Teşekkür ederim.