KOMİSYON KONUŞMASI

MEHMET GÜNAL (Antalya) - Sayın Başkan, burada arkadaşlarımızın heyecanını anlıyorum ama...

Şimdi Hamza Bey, bir taraftan oraya cevap verirken arada bizi de götürüyor yani biz kibar söylüyoruz. Benim boynum bükük, Sayın Bakanınki bükük olmayabilir. Ben istiyorum ki...

HAMZA DAĞ (İzmir) - 1 Kasımdan dolayı mı?

MEHMET GÜNAL (Antalya) - Bir dakika kardeşim, ben üç defa sordum, daha hâlâ Şinasi Bey yarısını cevapladı, yarısı benim aklıma yatmadı. Şimdi Çağatay Bey'e ne diyeceğim ben? Yani ben onu istiyorum, "Sayın Bakan sen orada müsteşardın, bunları yaparken oradaydın, bu KHK çıkarken oradaydın." demek istiyorum. Sayın Kılıç'ın ne kabahati var şimdi? Tamam, Hükûmeti temsil ediyor da. Anlatabiliyor muyum? Sabah ne dedik? Sen yoktun herhâlde, dedik ki: "Burada Çalışma Bakanımız varken çalışmayla ilgili kısımları yapalım, atlayalım o konuları." Sayın Başkan, sen ne dedin? "Burasını alt komisyon gibi çalıştıracağım." demedin mi gitmeden? Dedin. Şimdi arkadaşlar diyor ki: "Kardeşim aşağısı da çalışır, yukarısı da." Nasıl yani? Aşağıya gittim, yine senin gibi bir tane arkadaş çıktı, ortalığı bir karıştırdı, bir saat verdi, gitti kapandı.

HAMZA DAĞ (İzmir) - Senin gibi derken?

MEHMET GÜNAL (Antalya) - Evet, böyle yani kalkıp ateşli bir şekilde sağa sola herkese başladın mı burası uzuyor, bu kadar basit yani.

HAMZA DAĞ (İzmir) - Hiç öyle ateşli bir lafımız olmadı.

MEHMET GÜNAL (Antalya) - Hayır işte, diyorum şimdi, "Biz öyle de çalışırız, böyle de çalışırız." dediğin zaman çalışmaz.

HAMZA DAĞ (İzmir) - Çalışıyoruz yani, ne var bunda?

MEHMET GÜNAL (Antalya) - Nasıl çalışıyoruz ya?

HAMZA DAĞ (İzmir) - Çalışmayacak mıyız yani?

MEHMET GÜNAL (Antalya) - Ee işte diyorum, çalışmıyor, tıkanıyor, aşağıdan örnek veriyorum. Aşağıda konuşmamız var, burada konuşmamız var, orada görüşmemiz var, oraya gidiyoruz... Ee yani bizim boynumuz bükük, seninki bükük olmayabilir, oturduk, kaldırıyoruz, indiriyoruz, ne güzel.

HAMZA DAĞ (İzmir) - Biz de konuşuyoruz, sadece siz mi konuşuyorsunuz?

MEHMET GÜNAL (Antalya) - Ya arkadaş, sen konuşursun, senin biri konuşmazsa öbürü konuşur. Biz burada 2 kişiyiz. Aşağıdaki kanun da bizden sorumlu. Aşağıda konuştuğumuz kanunu buradan gönderdik Beyefendi.

HAMZA DAĞ (İzmir) - Tamam buradan gönderdik. Sonuçta vâkıfız.

(Oturum Başkanlığına Başkan Süreyya Sadi Bilgiç geçti)

BAŞKAN - Arkadaşlar...

MEHMET GÜNAL (Antalya) - Ya nereye vâkıf, hangisi vâkıf orada? Kaç tane milletvekilinin bu kanundan haberi var senin grubunda?

HAMZA DAĞ (İzmir) - Bilmiyorsa benim yüzümden mi? Ne demeye çalışıyorsun?

MEHMET GÜNAL (Antalya) - Ya geç, sana demiyorum, aşağıda normal komisyon üyesi olmayan kaç tane arkadaşınızın kanundan haberi var yani?

BAŞKAN - Arkadaşlar, karşılıklı bir şeyle bunu götürmeyelim.

MEHMET GÜNAL (Antalya) - Benim boynum bükük kardeşim, Sayın Dağ, benim boynum bükük. Seninki bükük olmayabilir.

HAMZA DAĞ (İzmir) - 1 Kasımdan dolayı boynunuz bükük, haklısın, doğrudur.

MEHMET GÜNAL (Antalya) - Ben bu şekliyle görüşülmesini istemiyorum.

HAMZA DAĞ (İzmir) - Doğru, haklısın, boynunuz bükük.

MEHMET GÜNAL (Antalya) - Benim Sayın Bakanla bir sıkıntım yok ama ben o Bakanı muhatap alıp sormak istiyorum. Bundan daha doğal bir şey yok.

BAŞKAN - Arkadaşlar, kimsenin boynu bükük değil elhamdülillah, herkesin boynu da yerinde, ensesi de yerinde, sıkıntı yok.

MEHMET GÜNAL (Antalya) - Hayır şimdi, söylediği sanki çok normal bir şey yapıyormuşuz gibi.

Sayın Başkanım, şunu söylüyorum: Aytuğ Bey'e kızmış olabilir, onun söylediğine tepki gösterir, o ayrı bir şey. Ya "Bu çalışma normal." demek kadar saçma sapan bir şey olur mu? Normal değil işte ya. Allah Allah, böyle çalışmak normal değil, ilgili bakan gelecek onunla çalışacağız. Hayır şimdi, buradan oraya kızarken her şey normalmiş gibi söylemeyin yani.

HAMZA DAĞ (İzmir) - Ne alakası var?

MEHMET GÜNAL (Antalya) - Normal değil bu tip bir çalışma. Zaten biz sana dedik ki alt komisyon kurulması lazım. Hadi böyle çalışalım, o zaman...

HAMZA DAĞ (İzmir) - E çalışıyoruz işte.

MEHMET GÜNAL (Antalya) - ...ilgili bakanlık orada olur, bir oraya, bir buraya sormayız yani bunun Sayın Bakanla bir alakası yok.

HAMZA DAĞ (İzmir) - Sayın Bakana soracaksanız müsteşarken bunu yaptınız diye, daha önümüzde çok uzun dönem var, istediğiniz zaman...

MEHMET GÜNAL (Antalya) - Ya ne zaman var? 4 tane torba getirdin işte yani yüzde 80'i bunların...

HAMZA DAĞ (İzmir) - Önümüzdeki hafta bütçe var, bütçede sorarsın yani senin önünde engel yok ki, istediğin zaman sorarsın. Var mı engel buna? Bak ne güzel konuşuyorsunuz, sabahtan beri dinliyoruz seni.

MEHMET GÜNAL (Antalya) - Hayır şimdi sen yine nereye gidiyorsun Hamza, ben anlamadım yani. Polemik istiyorsan yapalım.

HAMZA DAĞ (İzmir) - Polemiği siz istiyorsunuz.

MEHMET GÜNAL (Antalya) - Hayır yani, ben anlamadım, şimdi buradan söylediğinden ne sonuç elde ediyorsun?

HAMZA DAĞ (İzmir) - Polemiği siz başlattınız, biraz önce dediniz ki...

MEHMET GÜNAL (Antalya) - Sorduğumuz ne? Diyoruz.

HAMZA DAĞ (İzmir) - Sayın Bakanımıza soracaktınız "Müsteşarken böyle yaptı mı?" diye. Sor yani engel bir şey yok.

MEHMET GÜNAL (Antalya) - Tamam, iyi o zaman.

Tamam Başkanım, devam edelim o zaman.