KOMİSYON KONUŞMASI

AHMET YILDIRIM (Muş) - Teşekkür ederim.

Ben de konuşmama Divanı, Sayın Bakanı, Komisyon üyesi arkadaşları, bürokratları ve değerli basın emekçilerini saygıyla selamlayarak başlamak istiyorum. Tabii, bu arada, 26'ncı Yasama Dönemi Komisyon üyelerine ve Sayın Bakana 64'üncü Hükûmetteki görevi hayırlı olsun.

Tabii, ben, bugün burada sözü edilen birkaç hususa dikkat çekerek başlamak istiyorum. Başbakanın bir iki muhalefet partisi lideriyle görüşmüş olması, bir kalıcı bütçe kanun tasarısı hazırlığı çerçevesinde yapıldığı iddiası doğru değildir. Ne konuştular diğer iki muhalefet lideriyle bilmiyoruz. Bunu Genel Kurulda gündeme getirdik. Bakanlar Kurulundan, Sayın Başbakanın en kısa sürede HDP eş genel başkanlarından randevu isteyeceği ve kalıcı bütçe yasa tasarısıyla ilgili görüşeceği ifade edildi, Bakanlar Kurulu kendi sözünü havada bıraktı.

BAŞKAN - Yok, Cumhuriyet Halk Partisi kabul etmedikten sonra şey olmadığı için o görüşme trafiği kesildi.

AHMET YILDIRIM (Muş) - Ben, Genel Kurulda bize söylenene binaen bunu ifade edeyim.

Madem öyle, oradan devam edeyim ben. Aslında, kalıcı yasa tasarısı hazırlığını kendileri gündeme getirdi siyasi iktidar, kendileri vazgeçtiler. Muhalefet partilerinden birinin veya birkaçının kabul etmemesi sonrasında bir vazgeçişin söz konusu olduğunu düşünmüyorum. Siyasi iktidarca on üç yıllık sürede birçok yasa tasarısının tek taraflı hazırlanıp buradaki bütün itirazlara ve değişikliklere, önerilere kapalı tutularak geçirildiğini fazlasıyla tecrübe etmiş durumdayız. Yani, kendileri böyle bir şey düşündüler, kalıcı bütçeyi kendileri düşündüler, kendileri vazgeçtiler. Yoksa, yeterli oya sahipler -hem Komisyonda hem Genel Kurulda- getirirdiler, geçirebilirdiler. Yani buna dair de özellikle diğer iki muhalefet partisinin tavrına göre bir başka muhalefet partisi lideriyle görüşülmemiş olması söyleminizi kabullenebilmem çok mümkün değil Sayın Başkan.

Bir diğer husus, tabii, biz burada -ne kadar sürer bilmiyorum ama- hazırlanan Geçici Bütçe Yasa Tasarısı'nı rakamlar ölçeğinde de tartışacağız. Ama ben açık söyleyeyim, kişisel olarak da, grup olarak da burada rakamlardan önce biz siyasi olarak tartışacağız. Biz burada siyasetçileriz, siyasi iradeyiz, buradaki her arkadaş gibi. Biz siyasi olarak tartışırız, daha sonra rakamlar özgülünde de şüphesiz karşı çıktığımız, şerh koymamız gereken hususları ayrıntılı dile getireceğiz.

Önceki gün Sayın Bakanın Komisyondaki parti sözcülerini çağırarak bilgilendirme yapmış olması nezaket açısından gerçekten değerli, bunu özellikle ifade etmek isterim. Ama orada zaten Zekeriya Bey'den veya benden genel anlamda... Zekeriya Bey'in kısa bir değerlendirmesi oldu. Biz bunları Komisyonda tartışacağımız için şimdilik bir şey söylemeyelim, grubumuzla birlikte istişare yaparız, ondan sonra burada tartışırız düşüncesiyle çok fazla bir şey söylemek istemedim ama genele dair bazı hususlara dikkat çekmek istiyorum.

Birincisi, Sayın Bakan konuşmasının başında 2015 yılının 3'üncü çeyreğinde yıllık büyüme hızının 2015'te öngörülen büyüme hızının ortalamasından çok yüksek çıktığını söyledi, doğru. İşte, yüzde 4 3'üncü çeyrekte çıkmış olması öngörülen 2015 büyüme hızını doğruluyor. Herhâlde şunu da Sayın Bakan düşünüyordur: 4'üncü çeyreğin bu kadar iç açıcı olmayacağını bizatihi bu işin başında, Bakanlığın başında olan şahıs olarak kendisi tahmin ediyordur. Çünkü, son 5-6 aydır bölgesel gelişmeler, Türkiye'deki çatışmalı ortam, harcama dengelerinin altüst olması, deyim yerindeyse bir savaş ekonomisinin ülkenin gündemine ve bütçesindeki harcama kalemlerine sokulmuş olması yansımasını 4'üncü çeyrekten itibaren diğer çeyreklerde ve yeni yılda da devam etmek üzere gösterecektir. Çünkü, bir ülkede özellikle askerî harcamalar, savunma harcamaları ne kadar kısılırsa, özellikle de bir iç problem ne kadar barış yoluyla çözülmeye çalışılırsa orada sadece akan kan önlenmiş olmaz, onunla sınırlı kalmaz, ülkedeki refah düzeyi yükselir, ekonomik göstergelere çok kısa sürede yansımasını yapar ve son iki buçuk üç yıldır da herhâlde Müsteşar olarak bunun rahatlığını fazlasıyla yaşamışsınızdır Sayın Bakan.

Bir diğer husus, önceki günkü görüşmemizde de, bugün de Sayın Bakan küresel krizden kaynaklı risklere dair ülke olarak tedbirler geliştirdiğimizi söylediler. Şu anda Türkiye'nin taşıdığı en büyük riskin küresel krizlerin yanında hatta ondan daha fazla bölgesel krizlerden kaynaklı olduğunu ve ülkemizin dış politikasının ülkenin ekonomisine negatif yansımalarını bugünden sonra çok daha fazlasıyla hissederek yaşayacağız. Bu, sadece siyasi iktidarı etkilemeyecek, 78 milyon insanı fazlasıyla etkileyecektir. Çünkü, içte yaşanan bu çatışmalı durum, buna harcanan ödenekler, açık veya gizli hiç fark etmez nihayetinde ülkenin hazinesinden gidiyor, kaynaklarından harcanıyordur. Açık veya gizli olması bir hususu değiştirmez, sadece siyasi iradeden ve yasama faaliyeti yürüten bizlerden bunu gizlemiş olmaya hizmet eder gizli bütçeler, onun ötesinde hiçbir şeye hizmet etmez.

Bölgesel gelişmelere dair hiç iç açıcı bir noktada değiliz. Orta Doğu'da zaten çok kötü bir dış politikanın içteki ekonomiye yansımasını alabildiğine yaşıyorduk, bunun üzerine Rusya, Rusya ile birlikte giderek yaygınlaşacak olan İran ve Çin krizleri de eklenince -yani çok söylemek istemem çünkü bundan hiçbirimiz mutlu değilizdir- 2016 ve sonrasındaki yıllarda ülke ekonomisine dönük uzun metrajlı hesaplar yapma konusunda bizi zorlayacaktır.

Bir diğer husus, Sayın Bakan, özellikle burada o gün aktarmış olduğunuz bu taslakla ilgili, tasarıyla ilgili olarak dikkatinizi çekmiştir. Ben o gün özellikle burada bulunmayan söylemlerinize dair de bazı notlar aldım.

Şimdi, az önce Sayın Erdoğdu da söyledi. Bizim bugün burada görüştüğümüz 2016 yılının sadece yüzde 25'lik bir zaman dilimini kapsayan bütçe yasa tasarısıdır. Doğru mu Sayın Bakan? Sadece yüzde 25'ini ama burada neredeyse...

MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Zaman dilimi olarak.

AHMET YILDIRIM (Muş) - Evet, ben de onu özellikle vurguladım.

MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Bir şey harcama trendi olarak değil.

AHMET YILDIRIM (Muş) - Tabii ki, tabii ki.

Ama burada özellikle harcama kalemleri, bütçe kalemleri arasında ciddi uçurumların olduğunu görüyoruz. Yüzde 100, yüzde 70 üstü kalemler, bazıları da işte zaman dilimine yakın orana tekabül eden rakamlarla karşı karşıyayız. Arkadaşlardan, özellikle Komisyon üyesi ve önünde bu tasarının olduğu bütün arkadaşlardan rica ediyorum. Bakılırsa şu çok net görülür: Yüzde 70 üstü bütün oranlar özel müteşebbislere yapılacak ödemelerdir. Bu ne tez canlılık? Düşünün, örneğin bazı rakamları söyleyeyim ben. Millî Eğitim Bakanlığından başlayayım, mesela kamudaki eğitim yatırımlarıyla ilgili bir şey burada yok ama organize sanayi bölgelerine yapılacak özel okullar veya özel okullara yapılan eğitim-öğretim destekleri. Özel okullara, kamu okulları değil. İkisinde oran, birinde 70, birinde 75. Yine aynı şekilde, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığında elektrik şirketlerinin ikincil yakıt kaynak ihtiyacı yüzde 100, tamamı ilk üç ayda ödenecek. Bir diğer husus, özellikle arkadaşlarım da ifade ettiler, kara yollarıyla ilgili olarak planlanan oran, hemen şuradan bakıyorum, yüzde 75. Şimdi, özele dair oranın bu kadar yüksek tutulması, ilk üç ayda neredeyse tamamına yakın bir ödemenin yapılması hususundaki tez canlılığı biz kamusal yatırımlara veya toplumsal barışın tesis edilmesine dönük yatırımlarda da görebiliriz.

Bir de, önceki gün Sayın Bakanın özellikle "Başbakanlık Kalemi" adı altında "Barışı destekleme ve koruma harekâtı ödeneği" diye açtığı kalem yüzde 85. Ben de çok az soru sormuştum Sayın Bakana, sorduklarımdan biri buydu. Verdiği cevap, işte Bosna gibi, Çeçenya gibi, Kırım gibi...

MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - "Çeçenya" demedim.

AHMET YILDIRIM (Muş) - Belki hafızam beni yanıltıyor olabilir Sayın Bakan.

"Birleşmiş Milletler çatısı altında yürütülen yurt dışı çalışmalar." dediniz. Özellikle sizin cümlenizden aldım, "Birleşmiş Milletler çatısı altında yürütülen yurt dışı çalışmalar." Ülke adını yanlış ifade edebilirim, bu konuda bağışlayın, düzeltebilirsiniz, ülke adı hususunda.

MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Çok hassas olmak lazım, yer isimleri önemlidir.

AHMET YILDIRIM (Muş) - Devam edeyim Sayın Bakan.

Mesela, Orta Doğu'ya dair var mı yok mu? Eğer açılacaksa bundan sonraki ayrıntılarda bunlar açılmalı. Mesela, üç gündür intikal edilen ülkenin devleti ve hükûmeti tarafından rahatsızlık duyulan bu Irak'a intikal ve oradaki belli bir grubun eğitimi ve askerî intikalin bütçesi buradan karşılanıyor mu karşılanmıyor mu? İşte, bugün de iki müsteşar, MİT Müsteşarı ve Dışişleri Bakanlığı Müsteşarımız da söz konusu ülkenin başkentine intikal etmiş durumdalar ve konuşmamı bir hususa dikkat çekerek çok fazla uzatmadan tamamlamak istiyorum.

Sayın Bakan, malumunuz 7 Haziran 2015 günü bir genel seçim yaşadık ve seçim barajını aşarak Parlamentoya gelen dört siyasi partiden biri Halkların Demokratik Partisiydi. Bununla alakalı olarak 7 Haziran ile 1 Kasım arasındaki zaman diliminde yüzde 13'lük oy oranına, 1 Kasımdan sonra ise yüzde 11'e yakın bir oy oranına sahip olarak hazine yardımını hak eden oranın çok üzerinde bir oy aldık. Bu konuda 7 Haziran sonrası hak edilen hazine yardımı için Maliye Bakanlığına başvurumuz var parti olarak. Yine 1 Kasım öncesinde de hazine yardımı hak edildiği, yeni bir seçime gidildiği hâlde Parlamentoda bunu hak eden ve 2015 yılında seçim yardımı almayan tek siyasi parti olarak ikinci defa başvuru yaptık. Sayın Bakan bu sürenin belli bir döneminde Müsteşardınız, belli bir döneminde bir seçim hükûmeti olan 63'üncü Hükûmetin Maliye Bakanıydınız...

MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Yok. İlk defa, yeni başladım.

AHMET YILDIRIM (Muş) - Affedersiniz. Belli bir diliminde Müsteşardınız, belli bir bölümünde ise Bakansınız. Bugüne kadar verilmiş iki başvuruyla ilgili olarak bir cevap yok. İkisinde de idari sorumluluğunuz var Sayın Bakan. Düşünün biri beş ay, biri iki buçuk ay önce verilmiş iki dilekçe nasıl cevapsız kalır? Ve Parlamentodaki 3'üncü büyük gruptan söz ediyorum, bir siyasi partiden söz ediyorum. Birinde Müsteşarsınız, birinde, bugün hayırlı olsun, bakansınız. Nasıl cevap verilmez? Böyle bir ülke yönetimi, böyle bir idari yönetim olabilir mi? Ve vermeyişiniz üzerinden bugün de... Var olan durumu söyleyeyim, 1 Kasımdan hemen sonra da...

BAŞKAN - Hiçbirinde müsteşar değildi yalnız, o vurgulamayı yapalım. Milletvekiliydi 7 Hazirandan itibaren.

AHMET YILDIRIM (Muş) - Öyle mi? Ha, pardon.

BAŞKAN - 7 Nisandan çok daha önce mart ayı itibarıyla ayrılmıştı görevden.

MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Önemli değil ama cevap veririz.

BAŞKAN - Hayır, cevabı verirsiniz o konuda.

AHMET YILDIRIM (Muş) - Ama burada sorun şu: Bakanlık tarafından Parlamentonun 3'üncü büyük siyasi grubuna sahip siyasi partiye iki defa yapılmış başvuruya rağmen cevap verilmemiş olması. Ve bugün bu yargıya taşınmış durumda; hem idari olarak taşınmış durumda hem de talebimize karşı idari usulsüzlüğün yapılması, idari görevin yerine getirilmemesi hususunda yargıya taşınmış durumda hem de açık söyleyelim, hak ettiğimiz hazine yardımının yapılmamış, bugüne kadar da bunun yerini bulmamış olması itibarıyla yargıya taşınmış durumda. Buna dair de mutlaka cevabınız olacaktır. Özellikle Geçici Bütçe Kanunu Tasarısı'yla ilgili aldığımız notlar daha fazla. Bunlar biraz daha tarafımca elzem görüldüğü için ifade edildi. Mutlaka bir cevabınız olacaktır.

Teşekkür ederim.