KOMİSYON KONUŞMASI

MEHMET GÜNAL (Antalya) - Şimdi, Sayın Bakanım, siz güzel güzel anlatıyorsunuz, Sayın Kuşoğlu da bir cümleyle şimdi sordu ama baştan, demin söyledik, nasıl ki Şanlıurfa'yla ilgili kanun burada karışmasın diyorsak... Siz her ne kadar "Kanal İstanbul'la ilgili değil." deseniz de gerekçenin başında,- "Eylem Planı'nda Kanal İstanbul'a ilişkin mevzuatın yapılması" diye geliyorsunuz madde madde. Yani, şimdi bu gibi bir şey şu anda ortada. Hem onu söylüyorsunuz hem henüz ÇED raporu yok, henüz ihaleyle ilgili çalışma yok. Yani, böyle aceleyle... Onu söylüyoruz, demin arkadaşların "Bilgi verin." demesinin nedeni de o. Böyle yangından mal kaçırır gibi geldiği zaman... E, öyle oluyor işte. Şimdi, bir torbanın içine... Burada merayla ilgili yetkiyi siz alırsanız biz onu tartışırız çünkü daha ortada fol yok, yumurta yok derler ya, bu şekliyle olmuyor yani başka düzenleme size gerekecek.

Siz "Bize gerekmiyor." diyorsunuz ama "su yolu" deyince çok geniş bir tanım yapıyorsunuz. Yani, şu anda onunla ilgili imar düzenlemesi, çalışması, çevre düzeni planı, birçok şey yapılması gerekiyor. Pat diye aldığınızda yapma şansınız yok ki nasıl olacak? Siz "18 uygulamasıyla başka yerde çözdük." diyorsunuz ama bu her yerde çözülecek bir şey değil çünkü çok kapsamlı bir şey. Sadece merayla da ilgili değil, bir sürü çevre kanunlarıyla ilgili, tabiat varlıklarını korumayla ilgili birtakım şeyler var. Yani, birçok hususta düzenleme yapmak gerekiyor. Sizin gelip bunu, gerçekten sadece o Komisyondaki gibi de değil, ayrı bir kanun tasarısı hâline getirip yapılması gereken ne varsa onunla ilgili de bir bilgilendirme yapmanız lazım. Şimdi, araya böyle sokup "Mera vasfından çıkarmayı da bana verin, su yolu da bende, yaparım, zaten planlamasını da böyle yapalım, siz ellemeyin, biz yaparız..." İyi güzel de sonra sürekli sorun çıkıyor, bizim derdimiz o. Yani, ayrı bir kanunla gelip...

ULAŞTIRMA, DENİZCİLİK VE HABERLEŞME BAKANI BİNALİ YILDIRIM (İzmir) - Sorun...

MEHMET GÜNAL (Antalya) - Sorun çıkıyor işte. Yani, siz bunu çıkardığınız anda önce güzergâhı belli değildi, şöyleydi... Bir sürü spekülasyon yapılacak. Yani, öyle söylüyoruz ki bu şekliyle konuşmak zorunda kalmayalım diye.

ULAŞTIRMA, DENİZCİLİK VE HABERLEŞME BAKANI BİNALİ YILDIRIM (İzmir) - Tamam.

MEHMET GÜNAL (Antalya) - Yani, kokular başladığı zaman herkes ağzına geleni söylüyor. Eğer bilgi kirliliği varsa, eğer etraflı bir tasarı gelmiyorsa araya da iki tane sokuşturduğun zaman bir dakika ne oluyor diyoruz yani kim nereye ne yetiştirecek, maksadımız o. Böyle geldiği zaman olmuyor, bir torba kanun arasında olmuyor çünkü çok önemli bir projeden bahsediyorsunuz, "Başkası da var." diyorsunuz. O zaman, bunun bütün ilgili kurumlarla oturulup konuşulup etki analizlerinin yapılması lazım. Sorduk dün Sayın Bakana, "Eylem Planı'nda -güzel- Kanal İstanbul'u vadettik, yapıyoruz..." Eylem Planı'nda etki değerlendirmeyle ilgili de yapmanız gereken şey var, yönetmelikte de var.

ULAŞTIRMA, DENİZCİLİK VE HABERLEŞME BAKANI BİNALİ YILDIRIM (İzmir) - Evet.

MEHMET GÜNAL (Antalya) - Hani nerede? Yani, etki analizi yok. Dolayısıyla, bunun bir etki analizi çıkacak, raporları çıkacak, fizibilite etüdünü getirip bunun ekine koyacaksınız. Sadece bize haritayı, krokiyi koyup yapmayla olmaz, etki analizini raporuna koyacaksınız. İlgili kuruluşlarla toplantı yapacaksınız, bize de geleceksiniz, diyeceksiniz ki: "Arkadaşlar, memleketin şuna ihtiyacı var, şu kadar parayla olacak, bunun için de şu kadar sürede bizim şu düzenlemeleri çıkarmamız lazım. Bunun zararı bu, faydası bu." Biz de karar vereceğiz, özeti bu. Ama, böyle yapınca, doğal olarak, bu eleştirilere maruz kalıyorsunuz, kalacaksınız, kalmaya da devam edeceksiniz Sayın Bakan.

ULAŞTIRMA, DENİZCİLİK VE HABERLEŞME BAKANI BİNALİ YILDIRIM (İzmir) - Her zaman eleştirilere açığız. Tabii ki eleştirilerden öğreneceğimiz şeyler var veya doğru olup yanlış bilinen şeyleri de düzeltme fırsatı oluyor. Onun için teşekkür ediyorum Mehmet Bey.

MEHMET GÜNAL (Antalya) - Estağfurullah.

ULAŞTIRMA, DENİZCİLİK VE HABERLEŞME BAKANI BİNALİ YILDIRIM (İzmir) - Şöyle...

MEHMET GÜNAL (Antalya) - Sayın Başkan, Bakan tek tek cevap verecek. Sen hani bütçede kıyak geçiyorsun Sayın Bakana ama Sayın Başkan, bugün de...

BAŞKAN - Sayın Bakanım, arkadaşlar bitirsinler o zaman.

Sayın Günal, siz "Televizyon programına gideceğim." dediğiniz için sizin cevabınızı öne almıştım ama...

MEHMET GÜNAL (Antalya) - Yok, yok, Sayın Bakanın...

ULAŞTIRMA, DENİZCİLİK VE HABERLEŞME BAKANI BİNALİ YILDIRIM (İzmir) - Hayır, cevap vermemi istiyorsanız vereyim.

MEHMET GÜNAL (Antalya) - Cevap değil, eylem bekliyoruz. "Bunu ben çekeyim, götüreyim." demeyince ondan öyle dedim. "Haklısınız Sayın Günal, biz bunu alalım, adam gibi getirelim." deseydiniz...

BAŞKAN - Estağfurullah, estağfurullah.

MEHMET GÜNAL (Antalya) - Öyle bir cevap vermeyince...

BAŞKAN - Yok, yok, bu cümleyi sevmedim Sayın Günal.

MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - "Adam gibi"nin mecazi bir anlamı var.

BAŞKAN - Ya, Sayın Bekaroğlu, bir HDP'yi savunuyorsun, bir MHP'yi savunuyorsun.

MEHMET GÜNAL (Antalya) - Ya, bir dakika, sen niye alınıyorsun? Biz burada Sayın Bakanla...

MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - "Adam gibi" deyince onun adamlığı mevzubahis edilmiyor ki.

ULAŞTIRMA, DENİZCİLİK VE HABERLEŞME BAKANI BİNALİ YILDIRIM (İzmir) - Şimdi, bir şeyler sordunuz, değerlendirme yaptınız. Başkanım, nasıl yönetecekseniz, ben sorulara hemen de cevap verebilirim, sonra da verebilirim, buranın yönetimi size ait.

BAŞKAN - Şimdi, şöyle Sayın Bakanım: Sayın Günal "Televizyon programına gideceğim." dediği için onun sorusuna cevap alalım dedim, sonra...

MEHMET GÜNAL (Antalya) - Ben de başlayınca benim cevabı vermeyeceğini anladım, ondan dolayı...