| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | 65 Yaşını Doldurmuş Muhtaç, Güçsüz ve Kimsesiz Türk Vatandaşlarına Aylık Bağlanması Hakkında Kanun ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı (1/694) (Alt Komisyon metni) |
| Dönemi | : | 26 |
| Yasama Yılı | : | 1 |
| Tarih | : | 31 .03.2016 |
GÜLAY YEDEKCİ (İstanbul) - Sayın Bakanı, değerli milletvekillerini, sayın meslek odası temsilcilerini ve sayın basın emekçilerini ve bürokratlarımızı sevgiyle selamlıyorum.
Öncelikle, Sayın Bakanımızın bıraktığı yerden devam etmek istiyorum. Sayın Bakanımızla, evet, doğru, bizimle yani Bayındırlık Komisyonuyla birlikte kahvaltı yaptık ve o gün bize dedi ki: "Ben size Kanal İstanbul'la ilgili çok detaylı bir sunum yapmak istiyorum." Ama biz daha Sayın Bakanın konuşmasını dinlemeden ve o sunumu dinlemeden bir kanun geldi. Yani Anadolu'da bir tabir vardır, Sayın Bakanım siz de bilirsiniz herhâlde, ben Malatyalıyım, siz de Erzincanlısınız...
ULAŞTIRMA, DENİZCİLİK VE HABERLEŞME BAKANI BİNALİ YILDIRIM (İzmir) - Daha önce gelmişti ama yani o kanundan sonra gelmedi.
GÜLAY YEDEKCİ (İstanbul) - Şimdi, önce biz bileceğiz, projeyi bize anlatacaksınız, biz görüşlerimizi ileteceğiz, eğer sizler de uygun görürseniz onunla ilgili bir değerlendirme yapacaksınız, ondan sonra kanun gelecek ve oylanacaktı; doğru olan budur. Yani "Kel kız yıkandın mı? Yıkandın. Tarandın mı? Tarandın." diye bir şey olmaz.
ULAŞTIRMA, DENİZCİLİK VE HABERLEŞME BAKANI BİNALİ YILDIRIM (İzmir) - Öyle bir şey demedim ben.
GÜLAY YEDEKCİ (İstanbul) - Sizin öyle deyip dememeniz önemli değil, önemli olan, bu işin böyle olmasıdır, doğru olan budur.
ULAŞTIRMA, DENİZCİLİK VE HABERLEŞME BAKANI BİNALİ YILDIRIM (İzmir) - Sizin görüşünüz.
GÜLAY YEDEKCİ (İstanbul) - Herhâlde optimum da budur yani doğru olan da budur. Önce konuşuruz, görüşler ortaya çıktıktan sonra herkes için ortak bir nokta bulunur ve herkes o noktada uzlaşır, uylaşır. Ama burada yapılan bütün görüşmeler "Kabul edenler... Etmeyenler..." şeklinde yani az önce dediğim gibi, kel kız taranabilir mi? Hayır, taranamaz ama sanki öyleymiş gibi bir edayla...
BAŞKAN - Bana mı laf attınız?
GÜLAY YEDEKCİ (İstanbul) - Hayır, gayet ciddi bir konuda konuşuyorum, İstanbul'un geleceğiyle ilgili konuşuyoruz, çok ciddi, Türkiye'nin geleceğidir, çok önemli olduğu kanaatindeyiz. Onun için, bu anlamda, bu tür bir yaklaşımın doğru olmadığı kanaatindeyiz.
Şimdi, İstanbul'la ilgili az önce Garo da söyledi, biz mimarlar da hep söyleriz, bütün kentler için şunu söyleyebilirsiniz Sayın Bakan: "Edirne'yi anlatamayız, ancak yaşarsanız bilirsiniz ya da İzmir'i ancak yaşarsanız bilirsiniz." ama biz İstanbullular olarak bunu diyemiyoruz. Biz, İstanbul'da yaşanmaz, İstanbul ancak anlatılır diyebiliyoruz. Neden? Çünkü İstanbul artık yaşanmaz bir kent hâline geldi.
ULAŞTIRMA, DENİZCİLİK VE HABERLEŞME BAKANI BİNALİ YILDIRIM (İzmir) - Her şeye rağmen İstanbul yaşanacak bir şehir.
GÜLAY YEDEKCİ (İstanbul) - O ayrı bir şey tabii, İstanbul aşkımız, o başka bir şey. Ama sonuç itibarıyla bugün Avrupa'nın diğer kentlerine baktığınız zaman, oradaki nüfusla İstanbul'u karşılaştırdığınızda az önce kendiniz söylediniz, 53 ülkeden daha büyük bir kentten bahsediyoruz ve siz, yapmaya çalıştığınız çokça başka projelerle İstanbul'u daha da cazibe alanı hâline getirmeye ve orada başka bir nüfus yoğunluğu oluşturmaya çalışıyorsunuz. Mesela, bu Kanal İstanbul. Ben kesinlikle yapılmaması için bütün toplumsal muhalefetin harekete geçmesi gerektiğine inanıyorum. Neden? Dört ana sebep. Eminim çoğuna siz de katılacaksınız. Birincisi: Marmara Denizi. Madem mesleğinizde bu işe çok yakın, Marmara bir sülfür gölüne dönecek ve biliyorsunuz, dünya için özel bir denizdir Marmara denizi, bir iç denizdir ve özel bir denizdir ve artık Marmara Denizi, Marmara Denizi olmaktan çıkacak ve bir göl hâline, sülfür gölü hâline dönüşecek.
İkincisi: Ekoloji. Şimdi, arada, benim dünkü basın açıklamamdan sonra sadece Süreyya Bey değil, ak troller de tabii çok saldırdı bana, orada yazmışlar...
BAŞKAN - Ben saldırmadım, aman.
GÜLAY YEDEKCİ (İstanbul) - "...Siz zaten üçüncü köprüye de karşıydınız." Biz üçüncü köprünün yerine karşıyız. Biz üçüncü köprünün -işte, biliyorsunuz- su havzalarına yapıldığından, siz de çok iyi biliyorsunuz, ayağı yanlış yere yapıldı, bir sürü ağaç kesildi, bu tür hataların yapılmamasından yani bin kere ölçüp bir kere biçmekten bahsediyoruz ve o köprünün aslında İstanbul için daha doğru yerlerde yapılabileceğinden bahsediyoruz.
Şimdi, bu tarafa geldiğimizde, Kanal İstanbul'a geldiğimizde; Kanal İstanbul, İstanbul kentinin, aslında, bütün ekolojik sistemini yerle yeksan edebilecek özellikte bir çalışma ve az önce sayın başkan vekili bir konuşma yaptı, aslında yaptığı konuşmada kendi içerisinde kendine de cevap vermiş oldu. Doğa bu tür çalışmalarını kendi içerisinde yapıyor yani evet, dönemler oluşuyor ve o dönemlerde de işte, doğa-deniz, kara-deniz ilişkisi oluşuyor. Siz doğaya rağmen inşaat yapmaya çalışıyorsunuz, doğaya rağmen herhangi bir eylem yapamazsınız. Mesela, tarihî yarımadamız var bizim, siz bu Kanal İstanbul'u yapmaya kalkarsanız yarımadamız olmayacak, artık adamız olacak yani orası bir ada hâline gelecek. Şimdi, siz madem -ben size kahvaltıda da söylemiştim- denizcilikle ilgili dilimi genişletmek istiyorsanız -bu tabii, benim özel bir çalışmam, inşallah, ilerleyen zamanlarda açıklayacağız ama- boğazları sadece dikey ulaşım için kullanıyorsunuz, niye paralel kullanmıyorsunuz? Silivri'den Yenikapı'ya niçin biz paralel de gidemiyoruz? Paralel tabii sizin için tehlikeli olabilir, teğet diyelim, başka bir şey diyelim ama sonuç olarak, yatayda niçin kullanmıyorsunuz diyebiliriz.
ULAŞTIRMA, DENİZCİLİK VE HABERLEŞME BAKANI BİNALİ YILDIRIM (İzmir) - Cazip değil de onun için.
GÜLAY YEDEKCİ (İstanbul) - Çok cazip.
ULAŞTIRMA, DENİZCİLİK VE HABERLEŞME BAKANI BİNALİ YILDIRIM (İzmir) - Yani emekli olursanız, vaktiniz varsa yarım günde gidersiniz.
GÜLAY YEDEKCİ (İstanbul) - Hayır, çok cazip, bununla ilgili biz de çok ciddi bilimsel çalışmalar yaptık 6 profesörle birlikte, onu da ayrıca konuşuruz.
Bir de rant durumu var tabii. Sizin yaptığınız bütün çalışmalarda bizim kafamızda ilk parlayan şey acaba bunlar buradan nasıl bir rant kazanır.
ULAŞTIRMA, DENİZCİLİK VE HABERLEŞME BAKANI BİNALİ YILDIRIM (İzmir) - Ranttan bir zarar gelmez, kamu yararına olduğu sürece.
GÜLAY YEDEKCİ (İstanbul) - Kamu yararına olursa ve kamuya giderse rant tabii ki gelmez ama bizim endişemiz şu: Milletin anasına küfreden müteahhide mi vereceksiniz, yoksa, İstiklal Caddesi'nde bomba patladığında "Ortanca hanımımla gittim, siz fakirsiniz, karanfil götürüyorsunuz, biz zenginiz, gül getiriyoruz; aslında, İstiklal'i de bayağıdır görmüyordum, öyle de bir gezeyim." diyen müteahhide mi vereceksiniz? Rant hangisine gidecek endişesi var bizde. Şimdi, şöyle bir durum var: Kamu yararı için eğer gerçekten bu çalışma yapılıyorsa ve bu su yolu maddeleri bunun için ekleniyorsa, yüzde 40 DOP... Şimdi, bütün arazi meselesini düzenleme ortaklık payıyla çözmeye çalışıyorsunuz. Aslında, bu maddelere topyekûn baktığımızda hepsi; 4 madde 3194 sayılı İmar Kanunu, 1 madde 4342 sayılı Mera Kanunu, 2 madde de 6306 sayılı bizim Cumhuriyet Halk Partisi olarak Anayasa Mahkemesinde iptal ettirdiğimiz 2 maddeyi aynen getirerek aslında siz orada o düzenlemeyi yasallaştırmaya çalışıyorsunuz, az önce aksini söylemiş olsanız bile. Aslında, çeşitli şeylerle, "65 yaş üstüne şey veriyoruz." filan diyerek süsleyip, makyajlayıp getirdiğiniz şey aslında Kanal İstanbul'un yasal altyapısını oluşturmak ve ekonomik olarak daha az bütçeyle, işte, kamulaştırma maliyetini vesaireyi azaltmaya yönelik bir çalışma; bu çok net, bu görünüyor ve açık.
ULAŞTIRMA, DENİZCİLİK VE HABERLEŞME BAKANI BİNALİ YILDIRIM (İzmir) - Doğru.
GÜLAY YEDEKCİ (İstanbul) - "Doğru." diyorsunuz ama yapmayın, yazıktır. Neden yazıktır? Bir başka konu da... Mesela, diyelim ki az önce Sayın Kuşoğlu da söyledi, çok ciddi bir bütçeden bahsediyoruz burada, 13 milyar dolarlık bir maliyetten bahsediyoruz. Türkiye'de 13 milyar dolarla Doğu Anadolu, Güneydoğu Anadolu, Karadeniz, İç Anadolu kalkınmaz mı? Niye yapmıyorsunuz?
ULAŞTIRMA, DENİZCİLİK VE HABERLEŞME BAKANI BİNALİ YILDIRIM (İzmir) - Oralarda da yapıyoruz.
GÜLAY YEDEKCİ (İstanbul) - Hayır, yapmıyorsunuz.
Aslında, bence Sayın Bakanım, siz Kanal İstanbul'u yapmayacaksınız. Benim şahsi görüşüme göre siz burada sadece, orada şu anda, işte, Kanal İstanbul'un geçeceği yerler sizin de rahatsızlık duyup da aslında basında da birkaç kez açıklama yaptığınız, "Spekülasyonlara sebep oluyor buranın geçeceği yer aslında, bunu tam açıklayacağız." dediğiniz şekilde, spekülatif, bazı arsa simsarları el değiştiriyor. Sonra burası TOKİ eliyle az önce söylediğim veya benzeri müteahhitlere verilecek ve yandaş müteahhitlere rant alanı yaratılacak. Çok eminim, bu Kanal İstanbul'u yapmayacaksınız, yapamayacaksınız, bence kendiniz de yapmak istemeyeceksiniz. Çünkü doğru değil, proje baştan hatalı ve zaten geçtiği yer de yanlış.
MUSA ÇAM (İzmir) - Geçeceği yer.
GÜLAY YEDEKCİ (İstanbul) - Geçeceği yer, evet. Proje çizilmiş, projede geçtiği yer hatalı sonuçta.
Yani sonuç itibarıyla, söylediğimiz şey çok net, mesela...
ULAŞTIRMA, DENİZCİLİK VE HABERLEŞME BAKANI BİNALİ YILDIRIM (İzmir) - Kanal İstanbul Projesi'ne sizi dâhil etmek istiyorum, eğer kabul ederseniz.
GÜLAY YEDEKCİ (İstanbul) - Çok naziksiniz, Kanal İstanbul Projesi'ne kökten karşıyız ve bununla ilgili, olumsuz yönleriyle ilgili elbette görüş bildiririz. Meslek odalarımızdan da destek alırsanız -mesela, meslek odalarımızın da bu konuda çok ciddi çalışmaları var, her alandaki meslek odalarının, şehir plancılarının, mimarlar odasının, denizcilerin çokça çalışması var- bu konuda eminim faydalanırsınız. Ama her zaman yaptığınız gibi, dinleyip yine kendi bildiğinizi yapmazsanız çok memnun oluruz.
ULAŞTIRMA, DENİZCİLİK VE HABERLEŞME BAKANI BİNALİ YILDIRIM (İzmir) - Haksızlık yapmayın.
GÜLAY YEDEKCİ (İstanbul) - Sanmıyorum, biz şimdiye kadar gördüklerimiz söylüyoruz.
Mera Kanunu'ndaki değişiklik de sizi ilgilendiriyor ve çok ciddi; lütfen, yapmayın, siz de tekrar görüşün ve bunun üzerinde bir değerlendirme yapın. Az önce söylediğiniz gibi, "Hadi, siz de çalışın." diyorsunuz, öbür arkadaşlarınız da gelsin, çalışsınlar ve Türkiye için, ülkemiz için doğru bir şey söyleyelim.
Az önceki arkadaşımız aslında çok doğru bir şey söyledi, ne dedi? "Bizim de çocuklarımız var, biz de bu ülkede yaşıyoruz." dedi. Sizin de eminim çocuklarınız vardır.
ULAŞTIRMA, DENİZCİLİK VE HABERLEŞME BAKANI BİNALİ YILDIRIM (İzmir) - Torunlarım da var.
GÜLAY YEDEKCİ (İstanbul) - Torunlarınız da vardır ama sizi inşallah, iyi yâd etsinler, desinler ki: "Ya, bak bizim dedemiz ya da büyük dedemiz böyle bir felakete..."
HAMZA DAĞ (İzmir) - Şu ana kadar yaptıklarıyla yâd edecekler zaten.
GÜLAY YEDEKCİ (İstanbul) - Maalesef kötü yâd edecekler.
HAMZA DAĞ (İzmir) - Yani 15 bin kilometre duble yol, demir yolları...
BAŞKAN - Arkadaşlar, bakış açısıdır, lütfen, bakış açısıdır, Gülay Hanım sizin gibi bakmak zorunda değil.
GÜLAY YEDEKCİ (İstanbul) - Ben doğadan, insandan, çevreden yana bakıyorum ve toplumsal olarak bakıyorum, kişisel olarak bakmıyorum. "Böylesi bir kötü projeye yol vermedi ve ülkemize çok büyük bir iyilik yaptı, Bakanlığının da en güzel hizmeti budur." der inşallah, böyle umut ediyorum.
Teşekkür ediyorum, saygılar sunuyorum.