KOMİSYON KONUŞMASI

ÖZKAN YALIM (Uşak) - Teşekkür ederim Başkanım.

Değerli arkadaşlar, Sayın Bakanım; ilk önce Kanal Projesi gerçekten yüzyılın projesi, bütçesiyle, verecek olduklarıyla. Tabii ki biraz önce siz de açıkladınız "Havuz sistemiyle olmayacak Karadeniz ile Marmara Denizi'nin bağlantısı." dediniz. Peki, dengeler, doğanın dengeleri bunu kabul edecek mi? Bunun umarım yeterli fizibilitesi yapılmıştır veya yapılıyordur çünkü en ufak bir deprem -çünkü İstanbul zaten deprem bölgesi biliyorsunuz- olası küçük bir oynamalarda bile bunun verecek olduğu zararlar, Karadeniz'deki veya Marmara Denizi'ndeki etkileri bütün Çanakkale'den bütün illerimizi, İstanbul'u, özellikle İstanbul'u nasıl etkileyecek? Bu konuda ciddi bir sıkıntının olabileceği kanaatindeyim.

Diğer yandan, benim kendi uzmanlık dallarımda... Tabii bu kanalı yapıyorsunuz, İzmit Köprüsü gibi bir dünya rekoruyla mı karşılaşacağız? İzmit Köprüsü'nde belirli bir kilometre avantajı yakalamak adına 35 dolar artı KDV, 41 dolar civarında bir geçiş ücreti ödenecek, hatta da devlet garantisi var, eğer yeterli ödenmezse devlet bunu ödeyecek firmaya. Dünyada böyle bir geçiş ücreti yok. Buradan dolayı da ciddi derecede nakliye sektörünün, hem otobüs hem kamyon veya tır filosu sahiplerinin ciddi bir tedirginliği var. Anormal derecede bir rakam söz konusu, 125 TL'lik. Tekrar ediyorum: Ne İngiltere'de ne Almanya'da ne Danimarka'da ne Japonya'da böyle bir geçiş ücreti yok. Bunları tek tek daha önce size örneklendirdim, tekrar örneklendirmeye gerek yok. Bu köprülerin isimlerini de biliyorum.

Bunun yanında siz buradayken özellikle bu konuyu da açacağım. En önemli sıkıntımız şu anda, yine dünyada görülmeyen, Türkiye'de maalesef anormal şeyler dönmeye başladı. 2015 yılı sonu itibarıyla enflasyonumuz yüzde 8,8'ken, bugün trafik sigortası Avrupa'nın en pahalısı hâline geldi. Yani şu anda trafik sigortasının Avrupa'daki en pahalısı Türkiye'de. Hatta dünyada örneği, böyle bir şeyi yok, kaskonun üzerine çıktı. Bugün sıfır bir araç alıyorsunuz -burada reklam olsun diye vermeyeyim- X bir markayı, 80 bin euroya bir çekiciyi alıyorsunuz, buna ödeyecek olduğunuz kasko rakamı 5.200-5.500 TL'dir, firmasına göre, komponentine göre değişir ama bu aracın Türkiye'de ödediği trafik poliçesi, mecburi trafik sigortası 6.370 TL. Bakın, hiçbir Avrupa ülkesinde böyle bir rakam yok. Buna, bir an önce ulaşım sektöründeki işverenlerin veya tek araca sahip olan kişilerin batmaması adına, iflas etmemesi adına acil önlem almanızı tekrar rica ediyorum. Çünkü nakliyeciyi, kamyoncuyu kimse durduramaz Sayın Bakan. Bunun örneklerini Fransa'da, Almanya'da yaşıyorsunuz, Hollanda'da, Belçika'da bizler canlı olarak gördük. Eğer yolları kapatmaya başlarlarsa, dökerlerse pancarı veya domatesi vesaire X ürünlerimizi, bunun altından ne siz ne biz kalkabiliriz. Onun için nakliye sektöründeki kişiler batmakla şu anda karşıya karşıyalar. Önümüzde çok kötü bir dönem bekliyor. Bunun için sakın ha sakın bunu kaskoyla birleştirelim, ikisini bir yapalım diye böyle bir düşünceden de uzak duralım çünkü böyle bir örnek yok. Neden? Araçların üç beş yıla kadar sınırlandırılsa faaliyetleri, o zaman kaskoyla trafik sigortasını birleştirebilirsiniz ancak 10 yaşındaki, 7 yaşındaki, 12 yaşındaki bir araca mecburi tutulamaz, hiçbir Avrupa ülkesinde de kaskoyla trafik sigortasının bir arada olduğu görülmemiştir, görülmüyordur da.

Bunun yanında özellikle halkımızın geleceğiyle ilgili, güvenli seyahatle ilgili, güvenli ulaştırmayla ilgili 20 yaş ve üzeri araçlara hurda indirimi verilmesi ve verilecek olan bu hurda indirimiyle hem yeni araç piyasasına canlılık kazandırabileceğimiz ve de trafikte dolaşan araçların, normal sivil halkımıza da en az zarar verebileceği kanaatindeyim. Özellikle trafik sigortası konusunda çok acil bekliyoruz. Bakın, kanal, vesaire çok güzel, İzmit Köprüsü çok iyi ancak o kanaldan demeyeyim de o köprülerden veya karayollarından geçecek veya yürüyecek araç kalmayacak böyle giderse. Bugün 1.300 TL asgari ücretli bir vatandaş, bir aile 5-6 bin TL'ye bir araç almış, 1600 cc'lik, 2015 sonu itibarıyla ödediği trafik sigortası 200-250 TL'yken, bugün 2016'da 750 TL ödüyor. Zorla almış olduğu aracını bile satmak zorunda kalacak.

Sayın Bakan, özellikle tekrar ediyorum: Trafikte yürüyecek araç kalmayacağı, birçok kişinin işsiz kalacağı görüntüsünü görmekteyiz, bu tabloyu görmekteyiz. Bir an önce trafik sigortalarının poliçelerinin makul fiyatlara çekilmesiyle ilgili... Şoförler cemiyeti temsilcimiz de burada. Onları da çok çok ilgilendiriyor çünkü en azından 5 milyon kişinin direkt veya endirekt ekmek yediği bir piyasadan bahsediyoruz. Nakliyeci yürümezse evde yediğimiz ekmekten, makarnadan, giydiğimiz ayakkabıdan elbiseye, oturduğumuz koltuğa kadar hiçbir şey gelmez Sayın Bakan. Onun için bizler, nakliye sektörünün bir an önce ayağa kaldırılabilmesi için, eski hâline dönmesi için başta trafik sigortası ve de ikinci bir şık olan da Avrupa'da verilen, Türkiye'de maalesef verilmeyen AKSİS mazot desteğini 12 ton ve üzerine uygulamak zorundayız. Bakın, bu konuya yüzde yüz hâkimim. Kesinlikle AKSİS mazot desteği Avrupa ülkelerinde veriliyor 12 ton üzerine, Türkiye'de bunun da verilmesi gerektiği kanaatindeyim. Tekrar ediyorum: Nakliyeci, ulaştırmacı yürümezse Türkiye'deki bütün hayat durur.

Tekrar teşekkür ederim.