KOMİSYON KONUŞMASI

MEHMET GÜNAL (Antalya) - Yani ayıp oluyor, şurada dokuz senedir bir sefer "Hocam" demedin, adam geldi başladı, şimdi "Hocam" diyorsun. Yani bizim gibi kaç sene hocalığı var? Haydi, Mustafa Hocam neyse, onun uzun süre hocalığı var da. Yani arada o da geçiniyor Sayın Bakanım, görüyorsun yani.

ULAŞTIRMA, DENİZCİLİK VE HABERLEŞME BAKANI BİNALİ YILDIRIM (İzmir) - Biz de hocalık, doçentlik, profesör...

MEHMET GÜNAL (Antalya) - Körler, sağırlar, birbirini ağırlar yapıyorlar. Oraya iniyor, oraya çıkıyor, anlamadık. Yani neyse, bakalım.

Şimdi, Sayın Bakanım, aslında sabahtan beri söylediğimiz ironiyi Sayın Hocam, Sayın Turhan dile getirmiş oldu. Bakın ne diyor: "Bakanlar Kurulu kararı olduğu için gerekçesini değiştiremeyiz." Ama Bakanlar Kurulu kararının ismi değişiyor. Yani teknik açıdan yapıyorlar. Yok işte yani kanun tekniği imiş.

BAŞKAN - Kanun tekniğine uygun olarak, diğerleri kendi...

MEHMET GÜNAL (Antalya) - Urfa'nın madalya alması kanunu oldu bu kanunun adı. Ya, 65 yaş gitti.

BAŞKAN - Evet, teknik. Yani Mustafa Hocam teknik...

MEHMET GÜNAL (Antalya) - Yani en azından Hocam kendisi aynı şeyi bir daha tekrar etmiş oldu. Bak, ne diyor: "Bu bir Bakanlar Kurulu kararı olduğu için, orada gerekçe var, biz burada yeniden gerekçe ihdas edemeyiz." Ama kanun ismi ihdas ediyoruz yani onda sorun yok.

ULAŞTIRMA, DENİZCİLİK VE HABERLEŞME BAKANI BİNALİ YILDIRIM (İzmir) - Efendim, kanunlar burada olgunlaştırılıyor.

MEHMET GÜNAL (Antalya) - Evet işte o olgu... Keşke yani...

ULAŞTIRMA, DENİZCİLİK VE HABERLEŞME BAKANI BİNALİ YILDIRIM (İzmir) - Yani bu da Parlamentonun asli görevidir.

MEHMET GÜNAL (Antalya) - Olması gereken o da...

İBRAHİM MUSTAFA TURHAN (İzmir) - Egemenlik kayıtsız şartsız milletin, değil mi Sayın Bakan.

ULAŞTIRMA, DENİZCİLİK VE HABERLEŞME BAKANI BİNALİ YILDIRIM (İzmir) - Evet.

MEHMET GÜNAL (Antalya) - Olması gereken o ama maalesef öyle olmuyor.

BAŞKAN - Mecliste Plan Bütçe Komisyonu...

MEHMET GÜNAL (Antalya) - Millet iradesini orası temsil ediyor, burası etmiyor, burası yok, yok yani... O azınlıkta kaldığı için yok sayılıyor. Hocalıkta bile bakın yani aynı ayrımı görüyoruz. Sayın Başkan da yapıyor. Sataşıyorum kendisine.

BAŞKAN - Yok, Mehmet Hocam.

Buyurun.

MEHMET GÜNAL (Antalya) - Şimdi, burada yaptığımız düzenleme, ben başlarken de Sayın Müsteşara sordum ama siz de buradayken bir daha konuşmuş olalım. Bir dolaylı tehdit "Ver." "Vermezsem ne olacak?" Şunu soruyorum: Benim bir yerim var. Bakın şimdi -yani razı olması kaydıyla- ben dönüşüm alanındayım, vermiyorum size, razı da olmuyorum. Şimdi, benim eve bağlanmayacak mı, ne olacak, ne yapacaksınız bana? Yani benim de orada evim var. Yenileme alanı içerisinde. Razı olmazsam yandaki komşuya bağlayacaksınız, benimkine bağlamayacak mısınız? Yani birinci sorum bu.

İkincisi: Şimdi, bu kapsama almadıklarımız ne olacak? Hani, genel bir af değil diyorsunuz ama burada birtakım çözümlerin olması gerekiyor. Yarın bunlar gidecek, ben size söyleyeyim. Bir: Şimdi söylediğim gibi razı olmayan ama baskıya uğrayan vatandaşlar. İki: "Bizim de burada şeyimiz vardı, Anayasa Mahkemesine gideceğiz, eşitlik var, onlara elektrik bağlıyorsunuz, bize bağlamıyorsunuz." diyecekler. Yani gerekçeye sadece tarihini yazmayla, uygulama tarihini "Bu tarihten önce" demekle kurtaracak mıyız, kurtaramayacak mıyız...

SAMİ ÇAKIR (Kocaeli) - Belirlenen alanlar ne olacak?

MEHMET GÜNAL (Antalya) - Hayır, yok yani "Belirlenen alanlara ben vermedim, size posta koyuyorum, vermiyorum kardeşim. Vermezseniz vermeyin." desem ama gidip "Benimki bu alanda, ben razı olmadım diye bana vermediler." desem ne olacak, kanunen kim bana ne yapacak veya Anayasa Mahkemesine gitsem, bu sefer bu kanunun o maddesi iptal olursa diğerlerini de etkileyecek mi, etkilemeyecek mi diye bir şeyler sormuştum.

ULAŞTIRMA, DENİZCİLİK VE HABERLEŞME BAKANI BİNALİ YILDIRIM (İzmir) - Cevap vereyim mi?

MEHMET GÜNAL (Antalya) - Bilmiyorum, Sayın Başkan bilir. Sayın Başkan cevap ver diyorsa veriyoruz, verme diyorsa kendisi bilir.

Bir de zaten buraya "1/11" öncesi diye tarih yazıyorsak onun tevili...

ÇEVRE VE ŞEHİRCİLİK BAKANLIĞI MÜSTEŞARI MUSTAFA ÖZTÜRK - Tevili gerekçede...

MEHMET GÜNAL (Antalya) - Yani işte gerekçede tevil olmuyor. Uygulama, yürürlük kısmına bir şeyler yazmamız lazım, ayrı bir hüküm koymamız lazım. Yani gerekçede yazdığımız, tereddütlerde aynen ihtiyati birleştirme olmuş, diğer maddelerde var birtakım şeyler ama oraya onun yürürlüğünü, tarihini veya neyi kapsadığını yazmazsak farklı şeylere yol açabilir diyorum ben.

Gerekçeden ziyade kanunun lafzında -her ne yapacaksak bilmiyorum ama- olması gerekir diye düşünüyorum.

Sayın Başkanım, bıraktık. Sayın Bakan "Cevap verebilir miyim" diyor da "Başkan bilir, ben bilmem." dedim.