| Komisyon Adı | : | İNSAN HAKLARINI İNCELEME KOMİSYONU |
| Konu | : | |
| Dönemi | : | 24 |
| Yasama Yılı | : | 5 |
| Tarih | : | 26 .11.2014 |
REŞAT DOĞRU (Tokat) - Teşekkür ederim Sayın Başkanım.
Tokat ziyaretine katılan arkadaşlarımıza ve raporu hazırlayan arkadaşlara teşekkür ediyorum. Hakikaten güzel, kapsamlı bir rapor hazırlanmış. Uzmanlarımıza ve tüm arkadaşlara teşekkürlerimi sunarım.
Tabii cezaevinin incelenmesi, oraya gidilmesiyle ilgili olarak ben de Tokat Milletvekili olmam hasebiyle zaman zaman oradaki insanlardan talepler vardı. O talebi biz de Ayşe Hanım'a ilettik, sizlere iletmiştik. Gerçi çok büyük katılım olmasa da üç arkadaş orayı ziyaret ettik ve güzel de bir çalışma yapılmış oldu.
Tabii, Tokat Cezaevinin özelliği, cezaevinin şehrin epey uzak bir yerinde olması. Kerim Bey'in de ifade etmiş olduğu gibi 30 kilometrenin üzerinde bir yerde olmuş olması ve aynı zamanda da Tokat'ın en soğuk yeri olması dolayısıyla birçok problemlerle karşı karşıya olunan bir yer. Tabii şimdi buranın yapımını arkadaşlar bilmiyor ama epey bir çekişme oldu. Tokat Milletvekilimiz Orhan Bey de bilir. Yani nereye yapılsın, şuraya yapılsın, buraya yapılsın diye epey bir çekişmenin neticesinde arsanın bedava olması düşünülerek oraya yaptılar. Fakat tabii bedava arsa ama akabinde gelen maliyetin de ne kadar yüksek olduğunu arkadaşlar hep beraber gördük.
AYŞE TÜRKMENOĞLU (Konya) - Bedava sirke baldan tatlıdır atasözünü var ya.
REŞAT DOĞRU (Tokat) - Evet, herhâlde.
Isıtmak çok zor, artık personelin gidiş gelişi çok, bir sürü personel kalıyor, 300'e yakın insan çalışıyor. Hepsinin çoluk çocuğu var, orada kalma şansları falan yok. Dolayısıyla, mahkemeler Tokat merkezde. Orada Çamlıbel diye bir belde var. Burası belediyelik. 2 bin nüfusun altında olmasına rağmen cezaevi nüfusundan dolayı kapanmayan bir yer burası. Cezaevi nüfusu belediyeye sayılınca, oradan kurtardı, kapanmadı, yoksa kapanan belediyeler içerisinde olacaktı. Böyle mahrumiyet içerisinde olan bir yer.
Bunları şunun için söylemek isteriz: Bundan sonra yapılacak olan cezaevlerinin en azından devleti zarara uğratmayacak şekliyle böyle şehir merkezine yakın veyahut da daha fazla ısınma imkânı falan olabilen bir yerde olması ve akabinde bir kampüs şeklinde olması noktasındadır.
Kampüs şeklinde burası da yapılabilirdi. En azından kampüs şeklinde yapılmış olsa içerisinde her türlü imkânın olduğu yani bir şehir merkezi kurulabilecek bir şekilde olsaydı, o noktada daha faydalı olacağı kanaatindeyim.
Tabii, kapasitesi yükseltilmiş ama açık cezaevinin kapasitesi bayağı aşmış durumda. Şayet bu cezaevi burada devam edecekse bu açık cezaevinin kapasitesinin artırılması lazım. Ayrıca, Tokat'ın bazı ilçelerinde de açık cezaeviyle ilgili bazı talepler olmuştur. Niksar'da, Erbaa'da, yine Akkuş bölgesinde. Bazı atıl olan binaların açık cezaevi şekline geçmesi noktasında da talepler olmuştu. Bu noktada da bir çalışma yapılabilirse Tokat Cezaeviyle bağlantılı olarak, oralarda da insanlar istihdam edilebilir hem de o bölgeye ekonomik olarak bir katkı sağlar diye düşünüyorum.
Tabii, bizim buradaki ziyaretlerimiz esnasında... Biraz önce de söylendiği gibi, kampüs olmamasından dolayı ziyaretçilerin çok büyük sıkıntıları var. Yani orası da karın kışın çok yoğun olduğu bir yer olunca, bir de ziyarete gelen insanların hâliyle dışarıda kalmış olması, beklemesi de birçok hastalığı, sıkıntıyı da beraberinde getiriyor.
Yine, ziyaretlerimiz esnasında yapmış olduğumuz o koğuş ziyaretlerinde, aşağı yukarı Tokat'ın dışındaki herkesin kendi bölgelerindeki cezaevlerine gitme noktasında istekleri vardı. Onu özellikle biz tespit ettik.
Bir de, ayrıca, bazı koğuşlarda, "siyasi koğuşlar" dediğimiz yerlerde yeniden yargılanmak istediklerini ifade ettiler, bilhassa HÜDA-PAR'cıların kalmış olduğu yerlerde. Biz de yeniden yargılanmak istiyoruz diye bazı istekleri dile getirdiler. Bunları da söyleyeceğimizi söylediğimiz için burada ifade etmek istiyorum. Onların konusunu da gündeme getirmek mecburiyetindeyiz.
Burada, ayrıca, özellikle her cezaevinde olduğu gibi telefon görüşmelerindeki şikâyet orada da var. Sportif faaliyetler konusunda eksiklik aynı şekilde var.
Bir de, biz oraya gitmeden önce bize bildirilen bilgiler içerisinde yangına müdahale sistemlerinin çalışmadığı şeklindeydi. Yangınla ilgili Allah korusun bir şey olsa, oraya yetişilebilmesi... Oraya en yakın 30 kilometre Tokat. Oradaki Çamlıbel belediyesinin de çok ciddi manada -ben biliyorum- yangına müdahale kapasitesi yoktur.
Ayrıca, oradaki yangın sisteminin cezaevi içerisinde çalışmadığı şeklinde bir bilgi verilmişti bize gitmeden önce. Bunları biz dile getirdik. Raporda da dile getirilmiş, doğru bir şey. Yani yetersiz bir tablo var.
Bir ikincisi, kütüphaneler çok yetersiz. Ben şahsım olarak bundan üç sene önce -daha önceki yıllardan beri hepimizin elinde de kitaplar vardır- kendi kitaplarımı... Şöyle bir düşündüm: Bir sürü kitap çıkıyor. Kitapları okuma şansımız da pek olmuyor. Kitapları hapsediyoruz yine o mahkûmiyet gibi. Bütün kitaplarımı Tokat Cezaevine hibe ettim. Oradaki başsavcıyla görüşerek, ben hepsini vereyim kendiniz seçin dedim. Yaklaşık binin üzerinde kitabı ben kendim hibe ettim Tokat Cezaevine, artı, burada gelerek Meclis Başkanıyla da görüştüm. Buradan da bir kitap yardımı aldım. Ondan sonra Kültür Bakanlığına ilettim konuyu. Kültür Bakanlığından da yardımlar alarak o cezaevine epey bir kitap yardımı yaptık. Şu anda elimde yine epey kitabım birikti. Yine onları da oraya vermeyi düşünüyorum.
Yani tavsiyem odur ki, hepinizin elinde de vardır tahmin ediyorum, bir sürü kitaplarınız vardır, o kitapları kendi bölgeniz cezaevlerine verebilirsiniz veya başka yerdeki cezaevlerine verebilirsiniz. İnternet olmadığı için çok ciddi manada okuma oranı olduğunu da söylemek isterim. Mahkûmlar okuyor sonuçta. Ama kitapların çok ciddi manada hakikaten okunduğunu hem savcılardan aldığım bilgiler doğrultusunda hem de kendi yapmış olduğum araştırmalarda bunu tespit ettim. Bunu da özellikle söylemek isterim.
Tabii, sağlık kuruluşlarının yetersizliği... Türkiye'deki cezaevlerinin birçoğunda bu yönde şikâyetler var. Tokat Cezaevinde de aynı şekilde. Bir de üstelik 30 kilometre, kışı da katarsanız, yani bir acil hastanın yetiştirilmesinin, Tokat Devlet Hastanesine ve üniversite hastanesine yetiştirilmesinin çok büyük zorluklar içerisinde olduğunu da düşünmek mecburiyetindeyiz.
En azından, orada, daimî bir hekimin -acille ilgili bir aile hekimi olabilir veya başka bir hekim olabilir- istihdamı noktasında Komisyon olarak bir yazı yazılabilir mi, bilmiyorum. Çünkü her tarafa uzak olan bir yer orası ve beraberinde de Çamlıbel nahiyesinde de çok ciddi manada hekim bulunmuyor. Bir hekim bulunabilir ama orası da bir kaza gibi bir yer. 1.100 mahkûmun olduğu bir yer de büyük bir şeydir. Dolayısıyla oraya bir aile hekiminin verilmesi veya acille ilgili bir hekimin verilmesinin, ambulans sistemlerinin geliştirilmiş olmasının, kendilerine mahsus bir ambulansın olmasının da faydası olacağı kanaatindeyim.
Bir de, özellikle mahkûmların hepsinin istekleri de kendi bölgelerindeki cezaevlerine nakil noktasındadır. Bu da insani bir haktır, doğru olarak değerlendiriyorum. Düşünün oradaki insan Diyarbakır'dan gelmiş veya başka yerden gelmiş. Diyarbakır'daki bir ailenin gelip ziyaret etmesi, zaten fakir insanlar. Dolayısıyla o yönde ne yapılabilir veyahut da en azından raporumuzda bu konulara da yer verilebilir mi, bunu ifade etmek isterim.
Bir diğer konu da, bunların dışında, görüştüğümüz raporların dışında: Malumunuz olduğu şekliyle İstanbul'da Boğaz'da 26 kişi öldü. Bununla ilgili İnsan Hakları Komisyonu olarak üzerimize bir görev alsak mı diye düşündüğüm olmuştur. En azından orada bir araştırma noktasında. 26 kişi öldü. Soma'da da insanlar öldü, orada da insanlar öldü. Dolayısıyla oradaki de insan olduğuna göre o yönde bir araştırma yapılabilir mi, onu teklif etmek isterim.
Bir de, malumunuz olduğu şekilde, yine, 6 kişi önceki gün Edirne'de bir çoban tarafından tüfekle öldürüldü diye bir şey geçti. Bu ikisiyle ilgili bir araştırma yapılabilir mi veyahut İnsan Hakları Komisyonunun bir düşüncesi olur mu? Bunu da gündeme getirmek istedim.
Teşekkür ediyorum.