KOMİSYON KONUŞMASI

CEYHUN İRGİL (Bursa) - Çok teşekkür ediyorum.

Sayın Başkan, Sayın Bakan, arkadaşlar; şimdi biraz önce, iki saat önce başlarken "Ya olur mu burada işte hep beraber... Ne gerek var alt komisyona güzel güzel konuşalım her türlü değişikliğe..." Şimdi Genel Kurula...

BAŞKAN - Yaptık ama gerekenleri Ceyhun Bey.

CEYHUN İRGİL (Bursa) - Doğru da Hocam, bakın...

BAŞKAN - Acil olanları, önemli olanları yaptık.

CEYHUN İRGİL (Bursa) - Sayın Bakanım, itirazım yok ama bakın, biz karşı mı çıkmaya çalışıyoruz yani biz bunu engellemeye mi çalışıyoruz? Hayır.

BAŞKAN - Hayır, değil.

CEYHUN İRGİL (Bursa) - Ama bakın bu vakıf bittiğinde veya vakıf bir sekteye uğradığında malını nereye devredecek mesela belli değil. Yani bu tür detaylar, yani bazı şeyler... Siz de kabul edin ki bunun üstünde çok çalışmamışsınız, herkes farklı şeyler... Tekrar söylüyorum, bu kanunda bu vakfın denetimi yok, sağlıklı denetimi yok. Gene başınıza bir sıkıntı olacak. Bir ortaklıktan ayrılırken... Bakın Millî Eğitimin bu vakfa mal devredeceği var, bu vakfın bittiğinde malı nereye devredeceği belli değil. Ya yapmayın gözünüzü seveyim, iki gün sora oylasanız ne olur? Yani haftaya salı günü gelsin Meclise. Ya rica ediyorum, birazcık fikir alın, bilgi alın. Bakın, bir Meclisin, bir milletvekilinin kalitesini gösteren şey bence yasama kabiliyeti, yasamada gösterdiği niteliktir. Bu Meclisin en önemli sorunlarından biri son yıllarda özellikle yasama faaliyetini göstermede gösterdiği niteliksizlik ve sabırsızlık. Nitekim her iki üç yılda bir yasaları tam tersine takla attırarak bir daha geri getiriyorsunuz. Neden? Çünkü alelacele bir yerden... Bu talimatları, bu şeyleri aceleyle gelip... Çıksın bu, tamam haftaya gelsin Genel Kurula, çıksın. Zaten 6 madde, bir günde geçirirsiniz ama hakkıyla geçsin. Yurt dışında bizi hakkıyla temsil etsin, yurt dışında prestijli olsun. Örneğin, tekrar söylüyorum, bu Cumhurbaşkanı Bakanlar Kurulu mütevelli heyetiyle düşünün kırk iki yıl yani Anayasa Mahkemesinin şu anda üyeleriyle rahatsız oluyorsunuz değil mi? Elli yıldır orada olan adam var. Bu böyle bir şey olacak. Buna bir çözüm bulun, buna bir ortak... Düşünün, ben 30 yaşında Cumhurbaşkanı tarafından bu vakfa atanıyorum, bitti, çalışmama bile gerek yok. Bir kere her şeyi bir yana bırakın, beni denetleyen bir sistem yok. İnsanlar, hocalar burada bilir, doçent olana kadar çalışır çalışır kendini zorlar, beş yıl bekler, profesörlük gelir hazır, ondan sonra bütün kitaplarınızı yaksanız, bütün bilimsel çalışmanızı sona erdirseniz ölene kadar profesörsünüz; böyle bir şey olabilir mi? İşte bu onu getiriyor. Bir adamı 30 yaşında bunun üyesi yapın, adam 72 yaşına kadar hiçbir şey yapmadan orada yan gelip yatsa ya da çalışmasa bunu denetleyecek bir şey yok.

MUSTAFA AKAYDIN (Antalya) - Vakfedeceğiniz malları ve paraları yönetecek.

CEYHUN İRGİL (Bursa) - Evet, yani bu adam bir de para yönetecek. Ya suiistimal ederse?

MUSTAFA AKAYDIN (Antalya) - Vebal altında kalırsınız.

CEYHUN İRGİL (Bursa) - Mesela, bu mütevelli heyetini kim görevden alacak, bu mütevelli heyetini kim denetleyecek, bu mütevelli heyetini kim mahkemeye verecek? Bakın bu yasada hakikaten apayrı bir hükümranlık, imparatorluk kurulabilir karşınıza.

BAŞKAN - Mustafa Bey, buyurun.

BÜLENT YENER BEKTAŞOĞLU (Giresun) - Denetim konusunu söyleyin Mustafa Bey.

BAŞKAN - Evet, Mustafa Bey'in o konuta tecrübesi var, onun için söz veriyorum.

MUSTAFA İSEN (Sakarya) - Bu 5 kişinin bir araya gelerek kurduğu bir vakıf değil, bu devletin kurduğu bir vakıf. Dolayısıyla devlet burada birtakım tahsislerde bulunuyor. Türkiye'de devlete ait kurumların hepsinin sahibi Millî Emlaktir. Yani Millî Emlak birtakım tahsislerde bulunacak bunların irtifak hakkını veriyor. Bunların mülkiyeti doğrudan doğruya Maliye Bakanlığına ve Millî Emlak Genel Müdürlüğüne tabidir. Herhangi bir inkıraz hâlinde derhâl Millî Emlak kendi asli malına el koyar ve bu iş biter. Yani bu, başka şahısların kurduğu bir vakıf değil, bir devlet vakfı, lütfen böyle değerlendirelim. Yani denetimde de...

CEYHUN İRGİL (Bursa) - Peki, nasıl denetlenecek hocam, söyler misiniz?

MUSTAFA İSEN (Sakarya) - Denetimini Vakıflar Genel Müdürlüğü müfettişler marifetiyle yapar, yurt içindekileri.

CEYHUN İRGİL (Bursa) - Hocam, yurt dışını denetleyemez mi?

MUSTAFA İSEN (Sakarya) - Şöyle denetleyebilir: Ülkeleri denetlerler ama teftişle ilgili işlerde devletin tahsis ettiği -Sayın Bakan da bilir- mesela Turizm Bakanlığının Moskova'da turizm ofisi var. Bu turizm ofisini gerektiğinde Sayıştay denetler.

MUSTAFA ALİ BALBAY (İzmir) - Bunu kapsıyor mu?

MUSTAFA İSEN (Sakarya) - Bence buna gerek yok Sayın Balbay yani doğal olarak yasa bunu kapsıyor yani genel yasa bunu kapsıyor.

(Karşılıklı konuşmalar)

BAŞKAN - Konuşmak isteyenlere mikrofonlarını açayım. Kaydetmemiz için mikrofonu açmamız gerekiyor.

İsmet Bey, bir şey söyleyecekseniz açayım?

İSMET UÇMA (İstanbul) - Kuşkusuz ki yani devlet çatısı altında oluşturuluyor olsa bile hem yasal mevzuat bakımından hem de çapraz denetleme yöntemleri bakımından gerekli hassasiyetin gösterildiğine ve gösterileceğine herhâlde kimse kuşku duyamaz çünkü bir ülkenin, bir vakfın ve uluslararası temaslar kuracak olan bir vakfın gerçekten varlığı, gücü yani 6 şahsa devredilemeyecek kadar ciddi bir konudur. Bunun bütün yasal altyapısı vardır. İkna olmadığınız bir husus varsa hocam Genel Kurula kadar birlikte çalışalım. Buraya ertelemek hiç istemem ama Genel Kurulda inşallah varsa hakikaten makul, olması gereken bir şey hep birlikte onu kaydederiz. Öyle şey olur mu?

CEYHUN İRGİL (Bursa) - İsmet Hocam siz de biliyorsunuz ki, şurada basitçe bizim aramızda çözülebilecek bir sorunun Genel Kurulda çözümü daha zor yani daha da karmaşık oluyor, işte o ayrı bir konu ama bana şunu soruyorsanız...

İSMET UÇMA (İstanbul) - Olduğunu ifade ediyorum. Siz eksik olduğunu ya da olmadığını söylüyorsunuz.

CEYHUN İRGİL (Bursa) - Bakın, hayır. Bir eleştiri ya da size "Bu ne biçim kanun." demiyoruz. Bakın, diyorsunuz ki: "Kuşku duyuyor musunuz?" değil mi? Devleti 6 kişinin ele geçirebileceğini kuşku...

İSMET UÇMA (İstanbul) - Öyle bir şey olmaz. Çapraz denetleme yöntemleri mevcuttur zaten.

CEYHUN İRGİL (Bursa) - Hocam hemen bir konuda cevap verebilir miyim? Bütün yöntemler mevcutken İsmet Hocam, bütün kanunlar varken emniyet, hatta MİT, hatta başka kurumlar, hatta Millî Eğitim, hatta TRT hatta... Siz demiyor musunuz kendi ağzınızla "Paralelin eline geçti." diye? Düşünün bu ülkenin emniyet kuvvetleri, istihbaratı -kendi Cumhurbaşkanımız ifade ediyor- paralelin eline geçmiş.

MUSTAFA AKAYDIN (Antalya) - Bu, paralelin öbür bacağı yani.

CEYHUN İRGİL (Bursa) - Şimdi tamam bu, ayrı konu. Siz diyorsunuz ki: "Bundan kuşku duymayalım." Nasıl duymayalım hocam. Bu ülkenin emniyeti, YÖK'ü, istihbaratı bir şeylerin eline geçmiş bir paralel terör örgütünün eline geçiyor diyorsunuz da, biz şimdi bundan mı kuşku duymayacağız? İşte biz bu nedenle uyarıyoruz yani sadece mantık basit, öyle bir art niyet, bir şey yok, tamamen samimiyetle.