| Konu: | ORMAN KÖYLÜLERİNİN KALKINMALARININ DESTEKLENMESİ VE HAZİNE ADINA ORMAN SINIRLARI DIŞINA ÇIKARILAN YERLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ İLE HAZİNEYE AİT TARIM ARAZİLERİNİN SATIŞI HAKKINDA KANUNDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN TEKLİFLERİ |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 58 |
| Tarih: | 29.01.2013 |
MEHMET ERDOĞAN (Adıyaman) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Orman Köylülerinin Kalkınmalarının Desteklenmesi ve Hazine Adına Orman Sınırları Dışına Çıkarılan Yerlerin Değerlendirilmesi ile Hazineye Ait Tarım Arazilerinin Satışı Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun Teklifi üzerinde söz almış bulunmaktayım. Bu vesileyle sizleri saygıyla selamlarım.
Değerli milletvekilleri, 6292 sayılı Kanun'da 2/B sorununun çözümünde önemli bir adım atıldı. 6292 sayılı Kanun'un "Hak sahibi, başvuru ve doğrudan satış" başlıklı 6'ncı maddesinin (4)'üncü fıkrasında hak sahiplerine doğrudan satılacak olan taşınmazların satış bedelinin nasıl hesaplanacağı ve bu bedelin rayiç bedelinin yüzde 70'i olduğu belirtilmişti. Ancak 6292 sayılı Kanun'un 6'ncı maddesinin (4)'üncü fıkrasında yapılan düzenlemeyle belirlenecek satış bedeli, özellikle meskûn alanlarda ve kırsal kesimlerde bulunan 2/B taşınmazlarının 400 metrekareye kadar kısmı veya bir tane ve daha küçük ise bu taşınmazın üzerinde sadece oturabilecek bir evi, müştemilatı, iş yeri ya da geçimini sağlayacak bir bahçesi olan dar gelirli ve alım gücü olmayan vatandaşlarımızın ödemede zorlanabilecekleri şeklinde değerlendirildi.
Değerli milletvekilleri, vatandaşlarımız her ne kadar bu arazilere bedel ödediyse de elinde mal sahipliğini ispatlayacak hukuki bir belge yok, tapusuz, kaçak binalarına her an bir yıkım yapılacağı korkusunu taşımakta. Kafasında insanın en temel ihtiyaçlarından olan barınma ihtiyacı konusunu çözememiş bir ana babanın çocuklarının sağlıklı gelişimi, eğitimiyle ilgili konulara zihninde yer açması çoğunlukla mümkün olmamaktadır. Bu arazilerde yaşayan vatandaşlarımızın tapu sahibi olması sosyal anlamda bu bölgelerin gelişmesini temin edeceği gibi, çok ciddi bir sosyal dönüşümü de yaşatacaktır. Tapusuna kavuşan vatandaş inşaatını yapacak, bina yaptırmasının önü açılacak, hasılı yaşam standardı yükselecektir.
Bu mesele uzun yıllardır gündemde olan bir sorun. Mülkiyeti hazineye ait olan ancak üzerindeki yapının vatandaşa ait olduğu bir arazi grubu. Mülkiyetteki bu ikili yapıdan kaynaklanan sorun vatandaşımızın önünde büyük bir engel olarak durmaktadır. Arazi hazinenin, bina vatandaşın; bu nedenle bu arazide bir tasarruf yapılamıyor. "Sosyal sorun" dediğimiz bu sorunun çözümünün bir bedel karşılığı veyahut gelir elde edileceği şekliyle değil, halkın ihtiyaç duyduğu sosyal bir olayın çözümü şeklinde düşünülmesi önemlidir. İnsanımızın ekip biçtiği, barındığı, çocuklarına gelecek olarak gördüğü yaşama alanlarına sahip olma imkânının oluşturulabilmesidir. İşte bu yapılan çalışmalarla mülkiyet problemini gideriyoruz. Yılların birikimi olan bu sorun artık çözülmeye başlıyor. Rayiç bedel tespit çalışmaları hâlen devam ediyor. Bu sorunun büyüklüğünden kaynaklanan bir olay.
Satışlar konusunda hangi değer esas alınacak? Evet, birçok değerlendirme yapıldı. Her değerlendirmenin avantajları ve riskleri hesap edildi. Satılacak araziler parsel bazında bile farklılık göstermekte. Emlak vergisi değeri mi olsun, rayiç değeri mi olsun? Emlak vergi değeri olursa birileri belki de ciddi bir rant elde edecek. Rant getirecek araziler ile tarımsal olarak, geçim amaçlı kullanılan arazilere aynı kıstasların uygulanması adil olmayan sonuçları oluşturacak. Bu değerlendirmelerde bir orta nokta bulunmaya çalışıldı. Sosyal bir uygulama olsun, bir rant aktarımı olmasın. Hatta yapılan bu çalışmalarda o kadar hassas davranıldı ki? Çok önemli bilgiler az evvel grup başkan vekilimiz tarafından da ifade edildi. Bazı bölgelerde özellikle satışa konu taşınmazların büyüklüğünün yüzde 70'inden fazlası 400 metrekarenin altında ve bölgedeki hak sahiplerinin yüzde 75'inden fazlası dar gelirli.
Hak sahipleri ve parsellere dönük kapsamlı bir çalışma yapıldı. O bölgelerdeki talepler dikkate alındı; amaç tamamen sosyal bir yaklaşımdır. Alt gelir grubundaki vatandaşların ödeme kabiliyetini artırmaktır. Bu çalışmalarda en gerçekçi rakam olarak
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; işte bu yapılan değişiklikle, hak sahibi olan, dar gelirli ve alım gücü olmayan vatandaşlarımıza yardımcı oluyoruz. Taşınmazların en fazla 400 metrekareye kadar olan kısmının veya daha küçük taşınmazların satış bedeli rayiç bedelin yüzde 50'si, fazlası için ise yüzde 70'i üzerinden hesaplamak. Ayrıca, bu uygulamayla hak sahiplerinin satın alacakları bir taşınmazla sınırlı tutulmuştur. Bu çalışma hakkaniyete daha uygun bir düzenlemedir.
Bu değişiklik teklifinin hak sahiplerine de hayırlı uğurlu olmasını diliyor, sizleri saygıyla sevgiyle selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ederiz Sayın Erdoğan.