GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Vergi Usul Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:5
Birleşim:6
Tarih:13.10.2021

RIDVAN TURAN (Mersin) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; size önce şöyle bir kitap tanıtımı yapayım. Kitabın adı: Agroekoloji-Başka Bir Tarım Mümkün. Kapağında bu yazıyor. Bu, dünyanın muhtelif alanlarında endüstriyel tarımsal uygulamalara karşı tamamen doğadan yana olan -tamamen organik demeyeceğim çünkü o kavram da iyice kirlendi- tamamen doğanın kendisini onarması temeline dayalı bir tarımsal üretim modeli. Bu model aynı zamanda küresel ısınmanın, iklim değişikliğinin, istihdam azlığının, sistemin yaşamış olduğu krizlerin, vesair sorunların da çözümü olarak gösteriliyor. Ben okumanızı öneririm, iyi bir akademik kadro bunu çalışmış, bunu buraya koyayım. Konuşmamın ilerleyen kısımlarında zaten bununla rabıtasını kuracağım.

Şimdi, devletin en önemli alametifarikalarından bir tanesi vergi toplamak, bu biliniyor. Hatta antropolojik olarak devletin, devlet öncesi toplumlardan en önemli ayrım noktalarından bir tanesinin vergi toplamak olduğu söylenir. Ne zaman ki bu vergi toplama hadisesi de süreğen, sistematik bir durum arz ederse orada artık devlet iyice kurumsal bir yapıya kavuşur ve modern devlet ortaya çıkar. Ya, şimdi, bu böyle tabii de ama bazı şeyler var, yani sizin vergiyi nasıl topladığınız, kimden topladığınız, hangi yöntemlerle topladığınız, ne zaman topladığınız, nasıl topladığınız -uzatmak mümkün- sizin devletinizin de karakterini ya da iktidarınızın karakterini ortaya koyar.

Şimdi, burada, bu 3'üncü maddede çiftçilere verilen desteğin vergiden muaf olduğuna ilişkin bir düzenleme var. Aslına bakarsanız yani bana çok zül geliyor bu konuda konuşmak. Şundan zül geliyor: Yahu, kardeşim, şimdi, bu memleket bir affedilen vergiler cenneti hâline dönüşmüş, hatta sermaye kesiminin görülmeyen vergileri... İşte, Panama belgeleri açıklandı. Burada iktidarın destek kıtası hâline gelmiş birtakım firmaların kaçırdığı paralar, yasal olarak kaçırdığı paralar, bunların vergi takibatının yapılmaması, bunlardan vergi alınmaması moda adıyla "5'li çete" denilen bu ekibin üst üste affedilen vergileri... Şimdi, bunları insan düşündüğünde böyle çıldırası geliyor bazen. Oraya yazılmış, desteklerden vergi alınmayacak. Ya, alıyorsan zaten ayıp, bu zaten olmaz, olacak bir şey değil. Bu zamana kadar ne yazık ki oluyordu. Yani bir tarafta böylesine olağanüstü bir vergi refahı sağlanmışken birilerine diğer taraftan verginin kahir ekseriyetinin yoksulların sırtından karşılanıyor olması çok utanılacak bir hadise ve çok ahlaksızca bir hadise aynı zamanda. Şimdi, bakın, bunu niye söylüyorum? Yahu, vergi toplamak devletin insanlardan para alması falan değildir, vergi toplamak aynı zamanda devletin olmazsa olmaz fonksiyonlarından bir tanesi olan servetin dağıtımı ve yeniden dağıtımı fonksiyonuyla da alakalıdır. O nedenle, işte, vergiyi kimden aldığınız ve nasıl aldığınız devletin karakterini belirler. Bu aynı zamanda sosyal refaha değgin bir şeydir, aynı zamanda devletin önceliklerini yani iktidarı yöneten elitin, iktidarı yöneten sınıfın önceliklerini gösteren bir hadisedir. Yani mevzuya bu zaviyeden bakıldığında bu teklif, alabildiğine, vatandaşı, onun da en alt gelir grubuna dâhil olanları söğüşleme teklifi gibi görünüyor; görünüyor değil, öyle. Yoksa bu, bu şekilde olmazdı yani "vergi adaleti" diye kastedilen şeyin kazanca göre olmasının gerekli olduğu...

Ya, hadi bunları geçtim, asgari ücretten aşağı yukarı 500 lira vergi kesiliyor ve bu, çok ayıp bir şey gerçekten, çok ayıp bir şey. Şimdi, ondan sonra da ne bekliyoruz? İşte, bütün bu vergi adaletsizlikleri üst üste konulduğunda, bütün bu sıkıntılar ortaya konulduğunda yani bu teklifin bir reform niteliği taşımadığını, bunun sosyal adaleti sağlamakla uzaktan yakından alakasının olmadığını; vergiyi tabana yayan, çok kazanandan çok, az kazanandan az mantığına hizmet etmeyen...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Söz talebiniz var mı?

RIDVAN TURAN (Devamla) - Evet, lütfen.

BAŞKAN - Tamamlayın lütfen.

RIDVAN TURAN (Devamla) - ...tam tersine, bu eşitsizliği yani sınıflar arasındaki bu gelir dağılımı eşitsizliğini daha da derinleştirecek bir niteliği haiz olduğunu görüyoruz. Şimdi, bu, çiftçilikle ilişkilendirilmiş. Ya, bugün çiftçilerin 40 milyon dönüm civarında toprağı haczedilmiş durumda, 220 milyar lira civarında da çiftçi borcu söz konusu. Şimdi, bu devasa sorunu çözmeden... Gerçi geçtiğimiz aylarda bir teklif geldi, buradan geçti ama onun da çiftçinin borçlarına, derdine derman olacak hiçbir tarafının olmadığını bir kez daha ifade etmek istiyorum.

Hâl böyle iken bu çiftçi borçlarını temel almayan, çiftçilerin, özellikle kırsalın yeniden yapılanmasını ve kalkınmasını hedef almayan bir vergi mevzuatının zerreyimiskal kadar memlekete bir hayrı olmayacak. (HDP sıralarından alkışlar)