GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Vergi Usul Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:5
Birleşim:6
Tarih:13.10.2021

HAYRETTİN NUHOĞLU (İstanbul) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; görüşülmekte olan Vergi Usul Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi'nin 19'uncu maddesi üzerine İYİ Parti Grubu adına söz aldım, selamlarımı sunarım.

Beşinci Yasama Yılında uluslararası iklim değişikliğiyle ilgili Paris Anlaşması'ndan sonra görüşülen ilk kanun teklifinin torba kanun olmaması dolayısıyla, içinde farklı konular olmadığı, sadece vergiyle ilgili 8 ayrı kanunda değişiklik yapılmasını kapsadığı için memnuniyetimi dile getirerek başlamak istiyorum. Ne var ki iktidarın teklifi vergi reformu şeklinde sunmaya kalkışmasını da son derece yanlış bulmaktayım. Reform olma niteliklerini taşımaktan çok uzak olan bu teklif, çok önceden yapılması gereken, mükellefler ile idare arasındaki mahkeme süreçlerine sebep olan, genellikle usul hükümleriyle ilgili bazı hususları düzenlemekten ibarettir.

Diğer taraftan, bu teklifle vergi sistemimizdeki yapısal sorunların çözülemeyeceği ortadadır. Eğer böyle bir iddiaları varsa ve devam ederse, iktidarın, sorunun sebeplerini doğru tespit edemediği hatta bunun için bir çaba göstermediği de ortaya çıkar.

Gerçek bir vergi reformu yapılmak istendiği zaman kapsamlı bir çalışmanın bütün paydaşlarıyla birlikte tartışılarak yapılması gerektiğini hatırlatmak isterim. Aceleye getirilmeden, ilgili kamu kuruluşlarının detaylı çalışmalarına, sektör temsilcilerinin, meslek odalarının ve sivil toplum kuruluşlarının görüşleri alınarak bütüncül bir yaklaşım sağlamanın önemli olduğunu da ilave etmek isterim. Reformun en önemli göstergesi sistemin vergi adaletini sağlamış olmasıdır. Aynı zamanda, kimseye ayrıcalık ve koruma sağlamayan, çalışanların haklarını koruyan, adil ve uygulanabilir olması gerekir.

Değerli milletvekilleri, 19'uncu maddeyle 213 sayılı Kanun'a 170'inci maddeden sonra gelmek üzere bir madde eklenmektedir. Eklenen bu maddeyle mükelleflerin bildirmeye mecbur olduğu bilgilerin kamu kurum ve kuruluşları tarafından Bakanlığa yazılı veya elektronik olarak bildirilmesi durumunda bu bildirimi mükellefler tarafından yapılmış bildirim olarak kabul etmeye, bu şekilde kabul edilecek bildirimleri faaliyet konusu, gelir unsuru ile mükellefiyet, vergi, iş yeri ve şirket türlerini ayrı ayrı veya birlikte dikkate alarak tespit etmeye ve uygulamaya ilişkin usul ve esasları belirleme yetkisi Hazine ve Maliye Bakanlığına verilmektedir. Bu maddeye "Kamu kurum ve kuruluşlarının yaptıkları bildirimler aynı zamanda ilgili mükellefe de bildirilir." cümlesinin eklenmesinin yerinde olacağını düşünmekte ve teklif etmekteyiz.

Bu kanun teklifinin içinde olumlu maddeler olmakla birlikte, yapısal sorunlara çözüm getirmekten uzak olduğu anlaşılmaktadır. Getirdiği yeni istisnalar sebebiyle de yeni adaletsizliklere yol açacağını öngörmekteyiz. Bu sebeplerle teklife karşı olduğumuzu beyan ediyoruz.

Değerli milletvekilleri, şimdi de güncel bir konu olan mavi vatana kısaca değinmek istiyorum. Bilindiği gibi, mavi vatan, son zamanlarda önemi çok artan, Birleşmiş Milletlerin tanıdığı bir hakkın kullanılmasıdır. Bu konuda Türkiye-Libya Münhasır Ekonomik Bölge Anlaşması ülkemizin başarısı olarak görülmekteydi. Anlaşma uyarınca, Oruç Reis gemisi sondaj faaliyetlerine başlamıştı. Son günlerde sessiz sedasız bir şeyler olduğu hissedilmekteydi ki birdenbire faaliyetler de meydan okumalar da kesildi. "Türkiye, artık Libya Anlaşması'nın arkasında durmuyor mu acaba?" sorusu haklı olarak sorulmaya başlandı. İlan edilen yeni NAVTEX'in Yunan tezleriyle örtüşen, Türkiye'nin reddettiği...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Tamamlayalım lütfen.

HAYRETTİN NUHOĞLU (Devamla) - ...Sevilla Haritası'yla aynı olduğu iddia edilmektedir. Şimdi "Yunanistan ve Güney Kıbrıs Rum Yönetimi'nin istediği gibi Yunan tezlerini kabul etmiş mi olduk?" diyenler haksız mı? Bu yeni durum Türkiye'ye dayatılan deniz yetki alanı sınırlarını kabul etmek olmaz mı?

Millî Savunma Bakanlığı tarafından yapılan açıklamada Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'yle imzalanan Kıta Sahanlığı Sınırlandırma Anlaşması'yla uyumlu oldukları beyan edilmiş, Libya Anlaşması'na hiç değinilmemiştir. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'yle yapılan anlaşma, Libya'yla yapılan anlaşmadan çok önce, 2011'de imzalanmıştı. Konunun uzmanları "Türkiye kendi tezini imha etmiş oluyor, tüm kazanımlar yok oluyor." demektedirler. Türk milletinden gizlenen nedir?

Bu konuda yeni ve kapsamlı bir açıklama beklediğimizi ifade ediyor, saygılar sunuyorum. (İYİ Parti sıralarından alkışlar)