GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Vergi Usul Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:5
Birleşim:6
Tarih:13.10.2021

NESLİHAN HANCIOĞLU (Samsun) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; kanun teklifinin 20'nci maddesi üzerine vermiş olduğumuz önergeye istinaden söz aldım. Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.

Yapılan düzenleme, 213 sayılı Kanun'a eklenen maddeyle, fiziki ortamda tutulan defterlerde bulunan tasdik zorunluluğuna benzer şekilde elektronik ortamda tutulan defterler için de tasdik zorunluluğu getirmektedir. Bu kanundaki usul ve esaslarla ilgili tüm düzenlemeler için Hazine ve Maliye Bakanlığına da yetki verilmekte, Bakanlığın onaylamasıyla tasdik işlemi de gerçekleşmiş sayılmaktadır.

Değerli milletvekilleri, görüşmekte olduğumuz kanun teklifinin tümü üzerinde bir değerlendirme yapmak istiyorum. 65 maddelik bir kanun teklifini görüşüyoruz, yine torba yasa mahiyetinde bir düzenleme. Pek çok vergi düzenlemesi getirilmiş. Teklifin yasama sürecinde yine eski alışkanlıklar karşımıza çıktı, nedir bu alışkanlık? Teklif apar topar Meclise sunuldu, Komisyonda yeterli ve verimli irdeleme süreci işlemedi, ilgili meslek kuruluşlarından faydalanılmadı ve hızla Genel Kurula getirildi.

Değerli milletvekilleri, vergi sistemimizdeki sorunlar, tıpkı ekonomide olduğu gibi yapısal niteliktedir ve palyatif düzenlemelerle, yamalı bohçaya dönen mevzuatla çözülecek bir durumda değildir. Bugün Genel Kurulda müzakere ettiğimiz bu teklif, özünde her ne kadar önemli bir düzenleme olsa da bu alandaki politikaların bütünü sorunlu olduğundan vergi sisteminin yapısal sorunları var olmaya devam edecektir. Bu sorunların başında da vergide adalet sorunu yer almaktadır.

Teklifin genel gerekçesinde vergi uyumunu gözeten, vergi güvenliğini, sosyal adaleti, rekabeti güçlendiren, yatırımları teşvik eden düzenleme olduğu vurgulanmakta. Peki, hazırlanan 65 maddelik düzenleme bütün bu ihtiyacı karşılayacak mı? Yani teklif yasalaşınca vergi uyumu sağlanacak mı ve yatırımlar artacak mı? Vergide adalet sağlanmadan bunların hiçbiri mümkün değildir.

Değerli milletvekilleri, aslında iktidarın vergi adaletinden ne anladığını şöyle örnekleyebiliriz: Bu iktidar 2008 yılından bu yana tam 7 kez "varlık barışı" diye bir uygulama yaptı. Birilerinin kayıt dışı paraları, varlıkları vergisiz, sorgusuz sisteme dâhil edildi. Asgari ücretliden vergi alınırken, çiftçimizin traktöründe kullandığı mazot vergilendirilirken kayıt dışı yollarla servet edinenler vergiden muaf tutuldu. Böyle bir sistemi inşa edenlerden vergi adaleti beklemek mümkün mü sizce? Bugün, iktidarın Türkiye'de uyguladığı vergi politikası, emeğin ve üretenlerin cezalandırıldığı, rantçıların, kara para aklayanların bir dediğinin iki edilmediği bir sistemdir. Bu sistem değişmeden, herkesin kazancına göre vergi vereceği bir sistem inşa edilmeden bugün görüştüğümüz kanunlar hiçbir işe yaramayacak, sorunları da çözmeyecektir.

Değerli milletvekilleri, bakın, bugünlerde off-shore listeleri yine gündemde. Hükûmetten döviz garantili ihale alıp milletin parasıyla ihya edilen müteahhitlerin Türkiye'de kazandıkları paraları yurt dışındaki vergi cennetlerine kaçırdığına dair iddialar bu belgelerde yer alıyor. Birilerinin Türkiye'de kazandığı parayı vergi cennetlerine kaçırması hangi vicdana, hangi izana sığar? Buna göz yuman, yol veren iradeye iktidar denebilir mi? On beş yıldır hangi ülkelerin vergi cenneti olduğuna dair liste yayınlanacak; bu liste neden yayınlanmaz? Eğer bir düzenleme yapacaksak bu listeleri yayınlayalım ve oraya para götürenlere yüzde 30 vergi kesintisi yapalım.

Değerli arkadaşlar, parti tabelasına "adalet" yazmak yetmiyor, o adaleti her alanda egemen kılmak gerekir.

Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)