| Konu: | Vergi Usul Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 5 |
| Birleşim: | 6 |
| Tarih: | 13.10.2021 |
SUZAN ŞAHİN (Hatay) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; AKP sayesinde Türkiye'de adaletsiz bir vergi politikası ve adaletsiz bir gelir dağılımı bulunmaktadır.
Bugün görüşülen Vergi Usul Kanunu değişikliğindeki düzenlemelerin büyük bölümünün gerekli ancak yetersiz olduğu görülmektedir. Toplumun yüzde 1'lik kesimi ve Hükûmetin yandaşı konumunda olan, rantla beslenen bir sınıf korunuyor, alın teriyle üretenler âdeta cezalandırılıyor.
Lüks, israf ve yolsuzluklarla içi boşaltılan hazineye kaynak yaratmak için ağır zam ve vergilerle sırtına bindikçe binilen, geçim sıkıntısı içinde hayat mücadelesi veren milyonlarca vatandaşı ezen vergi politikalarının acilen düzeltilmesi gerekmektedir.
Oyları gittikçe eriyen ve oy devşirme adına vatandaşın ağzına bir parmak bal çalan AKP, 3.577 liralık asgari ücretten yüzde 20 vergi alıyor ama kentsel rantlardan beslediği 5'li çetesini ve yandaşlarını vergi indirimleri hatta vergilerini silme yoluyla kayırıyor.
Diğer yandan, açlık sınırı 3.049 lira olmuşken, açlık sınırının da altında olan asgari ücretten vergi almak hangi adalete sığar? Bu, 8 milyon asgari ücretliyi açlığa mahkûm etmek değil midir? AKP'nin yanlış politikaları sonucu ortaya çıkan derin ekonomik kriz ortamında aylarca dükkânını açamamış, devletinden yardım alamamış esnaflar olumsuz etkilenmiş, maliyetlerin yüksekliği ve piyasalardaki talep daralmasına bağlı olarak açlık ile iflas arasında sıkışıp kalmış durumdadır.
KOBİ'lerin en önemli sorunlarından biri de vergilendirmedeki adaletsizliktir. Bu adaletsizlik KOBİ'lerin kaynaklarını sınırlandırarak büyümesine ve gelişmesine engel olurken, diğer yandan kayıt dışı ekonomiye kaçışı hızlandırarak devletin vergi kaybına uğramasına yol açmaktadır. Hedefi olmayan, çok sayıda muafiyet ve istisnanın olduğu, uluslararası vergi cennetlerine yani off-shore hesaplara aktarılan kaynakların vergilendirilmediği ancak işçiyi, memuru, esnafı, çiftçiyi ezim ezim ezen bir vergi sistemine sahip bulunmaktayız.
Bugün önümüze konulan kanun değişikliğiyle AKP, çıkarmış olduğu mevcut ekonomik kriz koşullarında bazı kolaylaştırıcı teknik düzenlemelerle para toplama derdindedir. Bu düzenlemeyle, yaklaşık 836 bin mükelleften 235 milyon liralık vergi alımından vazgeçiliyor yani mükellef başına yıllık sadece 280 lira. Ekonomik kriz, pandemi ve enflasyon ortamında güç koşullarda ayakta kalan, AVM ve zincir mağazalarla da rekabet etme durumunda bulunan esnaf için çok komik bir rakam 280 lira. AKP, bir parmak bal çalarak esnafa bunu reva görüyor. Çiftçilere yapılan destekleme ödemelerinden gelir vergisi stopajının kaldırılmasıyla da 3 milyon çiftçiden toplanacak 600 milyon liradan feragat edilerek çiftçi başına yıllık sadece 200 TL destek getiriliyor. Evet, AKP yıllık 200 lira indirim yaparak tarım kesimine büyük ölçekte bir kaynak aktarımı yapmış gibi gözükmek istiyor; vay. Çok kazanandan çok, az kazanandan az vergi alınacak bir düzenleme yapmak varken; tam tersine, AKP küçük esnaf ve vatandaştan kaşıkla verip kepçeyle alma derdinde; tam bir AKP kurnazlığı.
Kanun teklifiyle Cumhurbaşkanına ÖTV ve MTV'de 3 katına kadar vergi artışı yetkisi verilmesi ülkenin tek adam rejimine teslim edilmek istenmesinin vesikasıdır. AKP daha adil olan beyana dayalı dolaysız vergileri yani gelir ve kurumlar vergisini istediği gibi toplayamadığı için tüketimi zorunlu olan ürünler üzerine ÖTV gibi ağır vergiler koyarak içini boşalttığı hazineye kaynak yaratmak istiyor. 50 bin liralık arabayı 200 bin liraya satarak yarattığı kaynağı, yandaş müteahhitleriyle, yazlık, kışlık saraylarıyla, yolsuzluklarla ördüğü kamu ihaleleriyle, yandaşları ile kendi cebine indirmek isteyen AKP, vatandaşın alın teri olan vergi ve zamları gün geçtikçe daha da ağırlaştırıyor.
3 liralık salatalık için halleri basıp "8 liraya nasıl satılır?" diye ceza kesip milletin tepesine çöken AKP, 1 otomobil alana 2 otomobil de kendine aldırtıyor. Bunun sorumlusu kim?
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Tamamlayalım lütfen.
SUZAN ŞAHİN (Devamla) - Hani "Oy verin, faizi düşüreyim, dövizi sabitleyeyim." diyordunuz. Ne oldu? Döviz 9 lira. Milleti mi kandırdınız? Rezerv yeterliymiş. Neden TL kaybına seyircisiniz o zaman? Hani ekonomi uçacaktı, ortada uçan bir ekonomi yok ama çöken bir ekonomi var; eserinizle övünün. Millet verdi yetkiyi, gördü etkiyi.
Arkadaşlar, AKP iktidara geldiği günden bu yana vergileri düşürüp sürümden kazanarak vergi toplamak varken vatandaşın sırtına binerek vergilemede rant sağlayıp birilerinin cebini doldurmak yoluna giden bir politika izlemiştir. Siyaset millet için yapılır, millet yani bireyler siyasetin kölesi değildir, köle gibi sömürmenin adı siyaset değil ranttır. Yönetemiyorsunuz artık, millet bıktı rantınızdan, vergilerinizden, zamlarınızdan; bu sömürü ve rant düzeni CHP iktidarında son bulacak, ilk seçimde mazlumun ahı gönderecek şahı. (CHP sıralarından alkışlar)