GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Vergi Usul Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:5
Birleşim:7
Tarih:14.10.2021

ZEKİ HAKAN SIDALI (Mersin) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hayatlarımız yani yaşadıklarımız aslında tercihlerimizin sonuçlarıdır. Hani deriz ya "İnsan kendi kaderini kendi belirler" diye, kişisel olarak hayatımızın her kademesinde aldığımız kararlar değil midir sonuçlarıyla bizi bugünlere getiren, günahlarımızla, sevaplarımızla. Kaderlerimizin yani aldığımız kararların tüm sonuçlarının sorumluluğunu bu dünyada da öbür dünyada da yaşayacağımıza inanırız. Herkes kendisini doğrularına ve ufkuna taşıyacak tercihlerde bulunur. İşte, burada bireysel olarak kişinin kendi kararlarını alırken sahip olduğu bilgisi, kişisel tercihleri, hayata bakışı ve tecrübe dediğimiz birikimlerinden ne denli doğru faydalandığı ortaya çıkar. Kısaca, bireysel sonuçlarını yaşadığımız hayati kararlarımız sadece bizi ilgilendirir, bizi etkiler. Her birey liyakatinin hesabını kendisine verir ancak devlet ve millet yönetimine geldiğinizde alacağınız tüm kararlar artık sadece sizin makûs talihiniz, kaderiniz değildir, tüm milletindir. Devlet adamına vebali çok ağır ve sorumluluk doludur.

Bugüne kadar göstermiş olduğunuz, ülkeyle ilgili tüm karar ve tercihlerinizden anlıyoruz ki her şeyiyle liyakatten uzak, dinlemeden, araştırmadan, tartışmadan, uzlaşmadan, "Sadece ben bilirim."le geldiğiniz nokta ülkenin içine düştüğü çoklu krizlerin baş sebebidir. Ülkesini terk eden her Orta doğulunun, Asyalının ve Afrikalının baraj ülkesi hâline gelmekten tutun da sağlık ve finans sorunlarına, iklim krizi kaynaklı problemlere kadar birbirinden şiddetli krizlerle boğuşuyoruz. Bilimin ışığında akıl ve stratejiyle yönetilmeyen krizler yıkıcı etkiler yaratarak derinleşmeye devam edecek. Her meselede sürekli dilinize doladığınız "liyakat" işte, bu yüzden çok hayatidir. Bir türlü anlatamadık, bir türlü "Her şeyin en iyisini bir kişi bilir." alışkanlığınızı değiştiremedik. Mesela akıllara zarar "Faiz sebep, enflasyon sonuç." tezini 2014'te ilk ortaya attığınızda dolar 2 lira, enflasyon tek haneli, faizler yüzde 6'ydı. Şu anki rakamları bir ekonomist edasıyla vermek bile istemiyorum; çarşıya pazara çıkın anlarsınız.

Kıymetli milletvekilleri, düzgün ve istikrarlı ekonomilerin olmazsa olmazı güvendir. Bu güvenle alakalı, ekonomik kararlarda, tıpkı dün geceki gibi Merkez Bankası Başkanını ayağınıza çağırıp sonrasında gece yarısı kararnamesiyle, sanki günah onlarınmış gibi bürokratları harcarsanız "güven" kavramının altına da dinamit koymuş olursunuz. Ne yapmaya çalıştığınızı ne biz anlıyoruz ne de ekonomi çevreleri anlamlandırabiliyor. Eminim ki siz de ne olduğunu anlamak için bayağı bir çaba sarf ediyorsunuz. Çünkü ülkemizde doları yükselten de görevden alınıyor indirip piyasayı toparlamaya çalışan da görevden alınıyor. Hepimizin kafasında oluşan büyük soru işaretini aydınlatmak ve sıtma krizi geçiren ekonomimizi artık rahatlatmak adına soruyorum: Memleket ekonomisi kimin çıkarına yeterince evrilmiyor da ekonomimiz bu Merkez Bankasının sürekli değiştirilen bürokratlarının cereyanında kalıyor? Ekonomi biliminin tersine "Faiz sebep, enflasyon sonuç." derseniz, bir önceki Merkez Bankası Başkanını "Dediğimi yapmazsa gider." diyerek görevden aldığınız gibi benzer uygulamalara devam ederseniz, hayvanat bahçesi müdüründen bilimin merkezi olan TÜBİTAK'a başkan çıkarmaya kalkarsanız, yazılı sınavda 1'inci olanı mülakatta harcarsanız, üretim girdileri arttığı için ezilen çiftçiyi ve ürünün satıldığı marketi terörist ilan ederseniz ama yetmez, tencerenin vazgeçilmezi soğan ile patates depolarını terör operasyonu edasıyla basarsanız, bu da yetmezmiş gibi mercimeği Kanada'dan, mısırı Macaristan'dan sıfır gümrükle ithal ederseniz üretmek isteyen çiftçiyi, ülkeye faydalı olmak isteyen bürokratı, bilim yapmak isteyen akademisyeni yok eder, krizleri ülkenin normali hâline getirirsiniz. Bu durumda da bürokratlar çıkıp iktidarı üzmemek adına "Enflasyon geçicidir." diyerek liyakatsizliğe imza atarlar.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

ZEKİ HAKAN SIDALI (Devamla) - Tamamlıyorum Başkanım.

BAŞKAN - Tamamlayalım lütfen.

ZEKİ HAKAN SIDALI (Devamla) - Son olarak, aşılarını yurt dışında olan ve çeşitli sebeplerle Türkiye'ye gelecek Türk vatandaşlarının aşılarının e-nabız sisteminde yer alabilmesi, onlara HES kodu atanması konusunda çeşitli zorluklar tarafımıza iletiliyor. Bakanlığın açıkladığı prosedüre göre HES kodu almak isteyenler, bulundukları il sağlık müdürlüğüne aşı kartlarını ibraz eden bir dilekçeyle başvurmak zorundalar. Dilekçelere onay verilmesi ve HES sisteminde görülmesi bazen haftalar alıyor. Bu durum, Türkiye'ye kısa süreliğine gelecek vatandaşlarımızın HES kodu gerektiren yerlere girememesine, seyahat engellerine takılmasına sebep oluyor. Vatandaşlarımız mağdur olmamak için Türkiye'ye geliş programlarını bile iptal ediyorlar. 3-5 vatandaşı helikopterle getirmek yetmiyor. Dijital çağda başvurular yurt dışından on-line olmalı ve vatana girmeden onaylanmalıdır.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

ZEKİ HAKAN SIDALI (Devamla) - Vatandaşlarımız da bu konuda daha fazla mağdur edilmemelidir.

Yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum. (İYİ Parti sıralarından alkışlar)