| Konu: | Vergi Usul Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 5 |
| Birleşim: | 7 |
| Tarih: | 14.10.2021 |
SÜLEYMAN BÜLBÜL (Aydın) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Genel Kurulu saygıyla selamlarım.
AKP'nin on dokuz yıllık iktidarında içi boşaltılan bir kavram var, "adalet" kavramı. Nereye baksak adalet çığlıkları var: Sağlıkta adalet, mahkemede adalet, eğitimde adalet ve vergide adalet; bugün Vergi Usul Kanunu'na geldik, vergide adalet.
Anayasa açık, Anayasa'nın 73'üncü maddesinin birinci fıkrası açık: "Herkes, kamu giderlerini karşılamak üzere, malî gücüne göre, vergi ödemekle yükümlüdür." Yani burada "malî gücü" anlayışı Anayasa'da açıkça ortaya konulmuştur ama gerçekte böyle midir? Vergi adaleti var mıdır, vergi adaletinde eşitlik var mıdır? Bakıyoruz "vergi yükünün adaletli ve dengeli dağılımı" ilkesi, "ödeme gücüne göre vergi tahsil etme" ilkesi ve "ölçülülük" ilkesi on dokuz yıllık AKP iktidarında uygulanmış mıdır? Ne yazık ki hayır. Bu bir siyasi tercih sorunudur. AKP iktidarı halk yoğunlarını; işçi, emekçi, memur gibi yoğunlukta olan vatandaşlarımızı vergi kıskacında belirlemiş ama ranta ve yanlarında bulunan birçok yandaş şirkete vergi muafiyeti tanımıştır. Yahu, o yandaş şirketlere vergi muafiyeti tanırken, o yandaş şirketlerin vergilerini silerken hiç -yanlış anlamayın da- vicdanınız sızlamıyor mu? (CHP sıralarından alkışlar) Hiç sızlamıyor mu?
Bakın, arkadaşlar, bir asgari ücretlinin brüt maaşı 3.577 lira 50 kuruş; yüzde 14 SGK primi, yüzde 1 işsizlik sigortası primi, yüzde 15 gelir vergisi, damga vergisi, asgari geçim indirimi derken eline geçen net maaş 2.825 lira 90 kuruş. Bir ay çalışmanın sonunda emekçinin, memurun, asgari ücretlinin emeğinin yüzde 30'una yakını vergiye gidiyor. Bunun içinde 465,13 lira gelir vergisi var, 27,15 lira da damga vergisi var; 492,28 TL vergi alınıyor. Bu vatandaşlardan, asgari ücretlilerden vergi alıyorsunuz. Biz yıllardır söylüyoruz, Cumhuriyet Halk Partisi olarak diyoruz ki: Asgari ücretin vergi dışı bırakılması, 51 bin TL'ye kadar yıllık ücret gelirlerinin vergilendirilmemesi talebinde bulunuyoruz, reddediyorsunuz, komisyonda yine reddettiniz ama bu yıl memura, emekliye yüzde 13, yüzde 15 zam verirken gıda enflasyonu yüzde 50'de, millet zor şartlarda yoksullaşırken siz ne yapıyorsunuz? Şunları yapıyorsunuz arkadaş: Yandaş şirketlerinizin ve peşkeş çekilen birçok yandaşın, örnek veriyorum, Cengiz İnşaatın 422 milyon TL vergi borcunu tamamen siliyorsunuz, TÜVTÜRK AŞ'nin 390 milyon TL vergi borcunu tamamen siliyorsunuz, Albayrak Gayrimenkulün 56 milyon TL'lik borcunu 1 milyon 220 bin TL'ye indiriyorsunuz, Sayın Berat Albayrak'a methiyeler düzen Güler Sabancı'nın 9 milyon olan vergi borcunu 650 bin TL'ye indiriyorsunuz, yandaşlarınıza arpalık olarak kullandığınız Turkcell'in 450 milyon TL'lik borcunu 24 milyon TL'ye indiriyorsunuz. Ondan sonra getiriyorsunuz, Vergi Usul Yasası'nda çiftçinin destekleme primlerindeki geçmiş dönemin 600 milyon TL'lik stopajını geri vereceğinizi söylüyorsunuz. Ya, kimi kandırıyorsunuz kardeşim? Siz çiftçinin 2021 sonu itibarıyla 222 milyar 620 milyon lira alacağını ödediniz mi? Tarım Kanunu açık, 21'inci madde açık, gayrisafi millî hasılanın yüzde 1'ini vereceksiniz. 2006'da Tarım Kanunu'nu siz çıkardınız. Nerede bu çiftçinin 222 milyar 620 milyon lira alacağı? 600 milyon lirayla mı kandıracaksınız çiftçiyi? (CHP sıralarından alkışlar)
Arkadaşlar, bakın, çiftçinin bankalara 149 milyar borcu var, Tarım Kredi Kooperatiflerine 10 milyar TL borcu var, serbest piyasaya olan borçlarıyla birlikte 200 milyarı aşan borcu var; 220 milyar alacağı var. Hadi yüreğiniz yetiyorsa borcunu silin, silmezsiniz. Neden silmezsiniz? Aydın çiftçisi, İzmir çiftçisi, Adana çiftçisi, Diyarbakır çiftçisi... Biz sahalardayız; milletvekilleri yok, AKP milletvekilleri yok, biz sahalardayız.
Geçen hafta Tire'deydim arkadaşlar. Tire çiftçisi diyor ki: "10 oyum var. Seçimlerde devamlı AK PARTİ'ye oy verdim, artık 1 oy daha alamaz. Neden? Bittik. Girdi fiyatları, mazot, yem bitmiş." Yani çiftçiyi bitirdiniz.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
HACI ÖZKAN (Mersin) - Biz haftanın dört günü sahadayız bilgin olsun, haftanın dört günü, dört günü. Haftanın dört günü oradayız.
BAŞKAN - Tamamlayalım Sayın Bülbül.
SÜLEYMAN BÜLBÜL (Devamla) - Ne dedi biliyor musunuz o çiftçi: "Gitsin, Yunan çiftçisinden sandıkta oyunu alsın." dedi.
YAŞAR KIRKPINAR (İzmir) - Doğru değil, doğru değil.
SÜLEYMAN BÜLBÜL (Devamla) - "Gitsin, Mısır çiftçisinden oyunu alsın." dedi.
CAHİT ÖZKAN (Denizli) - Yunanistan televizyonları başkasını alkışlıyor, Yunanistan televizyonlarında bol alkışlanıyorsunuz.
SÜLEYMAN BÜLBÜL (Devamla) - Bugün de sürpriz yapmışsınız, Toprak Mahsulleri Ofisi 325 bin ton ithalat, 325 bin ton mısır, 325 bin ton ekmeklik buğday... Yazıklar olsun! (CHP sıralarından alkışlar) İthalat lobisine bağladınız memleketi, çiftçiyi bitirdiniz. Biz diyoruz ki: "Tarımsal kullanımdaki motorinden ÖTV'yi kaldırın." Hadi yüreğiniz varsa kaldırın, kaldırın! Kaldıramazsınız çünkü siz tam bir sömürü düzeni yarattınız. Bu vergileri başlı başına bir gelir aracı olarak gördünüz, kendinizi ve yandaş şirketleri bu vergilerle finanse ediyorsunuz.
Arkadaşlar, değerli vekil arkadaşlarım; vergi adaletini sağlamalıyız. Bu da demokrasi ve anayasal özgürlüklerin var olduğu, uygulandığı rejimlerde, hukuk devletinde olur; denge, denetleme ve kuvvetler ayrılığının olduğu demokratik parlamenter rejimde olur.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
SÜLEYMAN BÜLBÜL (Devamla) - Vergi adaleti, sizin tek adam rejiminde olmaz. Tek adam rejimi krizlerden çıkamayan ekonomi, artan borçluluk, hayat pahalılığı, geçim sıkıntısı demektir. Bu düzen artık değişmelidir ve değişecektir. (CHP ve İYİ Parti sıralarından alkışlar)