| Konu: | Vergi Usul Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 5 |
| Birleşim: | 7 |
| Tarih: | 14.10.2021 |
UĞUR BAYRAKTUTAN (Artvin) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; görüşülmekte olan Vergi Usul Kanunu'nun 51'inci maddesi üzerine Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına söz aldım, yüce heyeti saygıyla selamlıyorum.
Hep baştan beri bütün konuşmacılar bu sözleri ifade ettiler: Vergi adaleti ile alakalı, genel ulaşılması gereken bir hedef var; hukukta da böyledir, bir ideal hukuk vardır, bir de mevcut yaşadığımız hukuk vardır. Buna ilişkin çelişkileri anlatmaya çalışacağım. Bunlardan bir tanesi ne? Aslında bu kanun görüşülüyorken bileşenlerle, siyasi partilerle en başta oturulsaydı, bütün ortak noktalarda uzlaşılsaydı hem Komisyonda hem kanun teklifinin görüşüldüğü Genel Kurulda verilen önergelerle sonradan uzlaşmalar olmazdı ama bunlar da sevindirici adımlardır, en azından kanun görüşmeleri sırasında da bunlar olmuştur. O anlamda da gruplara teşekkür ediyoruz ama şu var, dediğim gibi bu, önemli bir kanun, önemli bir kanun görüşülüyorken de mutlaka görüş alınması gerekiyor.
Şimdi, bu vergi kanunlarındaki düzenlemelerde temel alınması gereken nokta, vergi adaleti. Buna ilişkin bir iki temel çelişkiyi yüce heyetinizle, Parlamentoyla paylaşmak istiyorum.
Değerli arkadaşlarım, geçtiğimiz günlerde, bakın, Japon otomotiv devi Honda fabrikasındaki işçileri işten çıkardı, Türkiye'deki fabrikasını kapattı. Orada çalışan işçilerle alakalı olarak ihbar ve kıdem tazminatlarını ödedi, on yılını doldurmuş olan işçilerle alakalı olarak da kırk sekiz aylık ikramiye tutarında prim ödemeleri yaptı değerli arkadaşlarım ve işçiler buna sevindiler. Her ne kadar işten çıkarılmış olsalar da mali haklarının alınması konusunda, bunların ödeneceği konusunda bir maddi rahatlık içerisinde bankalara gittiler ve bankaya başvurdukları zaman şunu gördüler ki vergi dilim üst limitleri bir başka merhaleye geçtiği için vergi kesintisinin yüzde 10'dan yüzde 30'a çıktığını gördüler değerli arkadaşlarım. Orada çalışan Honda işçileri bankada kendilerine yapılan ödemeyi gördükleri zaman, vergi kanunlarındaki hakkaniyetle bağdaşmayan bu düzenlemenin kendilerini nasıl mağdur ettiğini birebir yaşayarak aileleriyle beraber bu mağduriyeti yaşadılar ama ne yazık ki bu sözlerini kamuoyunda yeterince duyuramadılar.
Şimdi, bir tarafta yıllarca çalışıp o fabrikaya emek veren, o Japon otomotiv devine hizmet eden Türk işçisinin alın teri vardı, bununla alakalı bir tablo yaşadık; bir tarafta da off-shore şirketleri ile yabancı ülkelerdeki "vergi cenneti" dediğimiz yerlere paralarını kaçıran zenginler var, ahlaksız iş adamları var, buna ilişkin yapılanlar var. Bunu niye diyoruz? Belki yasalara baktığımız zaman, özellikle yasalardaki düzenlemelerde buna aykırı bir hüküm yok. Yasalarda, Kurumlar Vergisi Kanunu'nun 30'uncu maddesine 2006 yılında getirilen düzenlemeyle -Sayın Genel Başkanımız da geçen gün yaptığı grup toplantısında bunu ifade etti- orada şunu gördük... Burada ne yaptılar, bu 30'uncu maddede? Buna ilişkin, para transferine ilişkin yasal dayanağı oluşturdular ama ne yazık ki 2006'dan bugüne kadar, 2021 yılı gelene kadar siz herhangi bir düzenleme yapmadınız. Vergi cennetleriyle alakalı ülkelerin listesi yayınlanmadığı için kanun bir anlamda kadük kaldı değerli arkadaşlarım. Bir tarafta parayı götürenler var, milyonlarla alakalı paraları amiyane tabirle cukkalayanlar var, vergi kaçıranlar var ve bu vergisini ülkesine harcamayan iş adamlarımız var, siyasetçilerimiz var, kamuoyunun yakından tanıdığı kişiler var; Pandora belgeleri, çürüyüp çürüyüp giden o belgeler kamuoyunda yankılanıyor, bir yandan da biraz önce ifade ettiğim gibi Honda işçileri gibi çarpıcı gerçekler var. İşte, vergi ne demektir değerli arkadaşlarım? Biraz önce ifade ettim, vergi adaletinin sağlanması konusundaki vicdanlardaki hakkaniyetin düzenlemesidir. Bunu yüce Parlamentodan bir kere daha kamuoyunun dikkatini çekmesi açısından dikkatlerinize sunuyorum.
Değerli arkadaşlarım, bakın, ciddi bir tabloyla karşı karşıyayız, 2013 yılından bu tarafa doğru -biraz önce değerli Süleyman kardeşim de anlattı- vergi yükünü esas teşkil edecek olan millî gelirle alakalı ciddi bir kayıp var. 2013 yılında 12.500 dolardan 4 bin dolar kaybetmiş olduğumuz bir Türkiye gerçeğiyle karşı karşıyayız. Israrla arkadaşlarımız şunu ifade ediyorlar: Parlamentoda ilk fırsat bulduğumuz önergelerde, buna ilişkin yasal düzenlemeler geldiği zaman asgari ücretten vergi alınmamasıyla alakalı bir haykırış içerisinde yer alıyoruz. Eğer bu asgari ücretten vergi alınmazsa ortalama 750 lira civarında dar gelirli, asgari ücretle geçinen yurttaşlarımızla alakalı bir ekonomik iyileşme olacak. Bir tarafta bunu konuşan bir Türkiye gerçeğiyle karşı karşıyayız, bir tarafta da -biraz önce ifade ettiğim gibi- vergi cennetlerinde, off-shore hesaplarıyla milyonları götüren bir kaymak tabakasıyla karşı karşıyayız. Bu nedenle vergiyle alakalı düzenlemeler yapılıyorken, vergi adaleti sağlanıyorken mutlaka emekçiden yana, hak ve hukuk ve adaletten yana düzenlemelerin yapılması gerekir. Bu düzenlemeler yapılmadığı sürece de bizler milletvekilleri olarak burada birçok kere bunlara ilişkin görüşmelerin tamamlanması anlamında, bu eksiklerin giderilmesi anlamında konuşmalar yaparız. Bunu...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Tamamlayalım lütfen.
UĞUR BAYRAKTUTAN (Devamla) - Evet, teşekkür ediyorum Sayın Başkan. Sayın Başkana çok teşekkür ediyorum.
Bu anlamda ileri sürülen şeylerden bir tanesi de asgari ücretle alakalı bu vergi kesintilerinin kesinlikle ortadan kaldırılmasıdır. Bunu kesinlikle istemiyorlar ve asgari ücretten sonraki vergi dilimindeki yüzde 20 kesintinin de yüzde 10'a indirilmesiyle alakalı talepler vardır.
Bir de, değerli arkadaşlarım, çok soğuk ve çok kötü bir kara kışa giriyoruz. Kara kışla alakalı temel ihtiyaçların giderilmesi anlamında, yakacakla alakalı, ulaşım, elektrikle alakalı, su, doğal gaz ve internetle alakalı olarak da vergilerin kaldırılmasıyla alakalı bütün emek bileşenlerinin talepleri vardır. Bu talepleri göz ardı edeceğinizi biliyorum ama kayda düşmesi açısından bir kere daha Mustafa Kemal'in Parlamentosundan yüce heyetinizin takdirlerine sunuyor, hepinizi saygıyla selamlıyorum. (CHP ve İYİ Parti sıralarından alkışlar)