| Konu: | Vergi Usul Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 5 |
| Birleşim: | 7 |
| Tarih: | 14.10.2021 |
SERPİL KEMALBAY PEKGÖZEGÜ (İzmir) - Sayın Başkan, sayın vekiller; üç gündür burada vergi kanununu görüşüyoruz ve bu vergi kanununun bir reform vergisi olduğu söylendi burada ve tabii bu çok trajikomik bir sunumdu. Üç gün boyunca anlatıldı. Burada aslında halk için bir vergi kanunu çıkarılmadığı, bu vergi kanununun hiçbir sorunu çözmeyeceğini pek çok şekilde burada anlattık fakat görüyorum ki hani artık sonuna doğru giderken bu konuda yine aynı şey olacak, yine parmaklar kalkacak ve bu kanun teklifi kanunlaşacak.
Yani bu üç gün içerisinde pek çok şey de oldu. Döviz bir kez daha zirveyi buldu, döviz lobisi mutlu oldu, faiz lobisi zil takıp oynuyor ama halk kan ağlıyor. Biz bütçe için yakın zamanda Ağrı'ya gittik, ben size oradan biraz bahsetmek istiyorum. Ekonomi politik komisyonu olarak, bütçe görüşmelerine giderken halkın fikrini almak istedik, halkla birlikte konuşmak istedik. Çünkü biliyoruz ki bütçe hakkı vardır ve bütçe hakkı halk tarafından kullanılmalıdır.
Ağrı, gerçekten, Türkiye'de en çok yok sayılan, en yoksul şehir. Nüfusu normalde 1 milyonun üzerinde fakat nüfus sayımı yapıldığında 500 bin civarında yani neredeyse yarısı göç eden bir şehir. Başta ekonomik olarak üzere, siyasi, sosyal, coğrafi sebeplerden dolayı sürekli olarak göç ediyor bu insanlar ve en düşük gelir, göreli yoksulluk gibi araştırmalarda Ağrı ili en alt seviyelerde bulunuyor. Bunu aslında hemen giderek, orada biraz dolaşarak da görebilmek mümkün ama Türkiye'deki millî gelirin ancak üçte 1'ini alabilen bir şehir, her 2 yurttaştan 1'i işsiz.
Burada biraz önce de bahsedildi, işsizlik bir sorun olarak görülmüyor iktidar tarafından. Aslında işçilerin iş beğenmediği söyleniyor ama gerçek bu değil, bu tamamen inkârcı bir politikadır, inkâr politikasıdır. Her gün orada insanlar iş arıyorlar ve iş bulamıyorlar. Ağrı'da yoksulluk o kadar büyük bir boyutta ki bıçak kemiği geçmiş, kesmiş durumda çünkü hiçbir gelir yok, hiçbir kaynak yok, hiçbir çalışma imkânı yok, tarım ise tamamen çökertilmiş durumda. Tarım politikaları tamamen tarım sektörünü ortadan kaldıran ve uluslararası tekellere, şirketlere, yandaşlara bu alanı peşkeş çeken bir durumda.
Ben Ağrı'daki halkımızla yaptığımız görüşmelerden bahsetmek istiyorum. Onlar son üç yılda elektriğe yüzde 132, doğal gaza da yüzde 95 zam geldiği bir noktada hiçbir faturasını ödeyemediklerini ve gelire sahip olmadıklarını söylüyorlar. "Sağlığımız, keyfimiz, doktorumuz, hiçbir şeyimiz yok." diyorlar. "Bayat ekmek yiyoruz, başka geçinme şansımız yok." diyorlar. "Yem, saman pahalı, alamıyoruz. Erdoğan 'Ekonomi uçuyor.' diyor ama uçan kendisi, ekonomi değil." diyorlar. "Bir çuval un 90 liraydı geçen sene, bu sene 180 lira." diyorlar. Şu an şu saatler itibarıyla elbette daha da fazla oldu. "Yoksul kısmı ölmüş durumda, her vakit keyfeden ise zenginler. Şu an durum böyle." diyorlar. "Esnafın durumu iyi değil." diyorlar. Buzağı satan biriyle karşılaştık ve "Hayvanları büyütmeden satmak zorundayız çünkü yem alamıyoruz." diyor. "Yem çuvalı 200 lira, samanın tonu 1.500 lira, küspe 400 lira." diyorlar. Başka, hastanelerle ilgili... Bir hastane yapılmış, hastane binası var ama içinde sağlık hizmeti veren hiçbir şey yok. "Doktora gidiyoruz, hizmet alamıyoruz. Doktor yok, hastane cihazları yok; hiçbir hizmet alamıyoruz." diyorlar.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Tamamlayalım lütfen.
SERPİL KEMALBAY PEKGÖZEGÜ (Devamla) - "AKP iktidara gelmeden önce 1 kilo etle 3-4 çuval yem alıyorduk ama şimdi 1 tane bile alamıyoruz." diyorlar. "Yandaşa iş var, İŞKUR ancak AKP'den tavsiyelerle işçi yerleştiriyor." diyorlar. Başka ne söyleyebilirim? Yani Savcı Sayan'ın da kendine aynen Tayyip Erdoğan gibi saray yaptırdığını, 50 odalı saray yaptırdığını, 2 mahalleden başka bir yere de hizmet vermediğini söylüyorlar.
Gençler tamamen göç ediyor, çok sayıda... "Buradan 35-40 bin genç göç etti." diyorlar. En azından bir yıl içerisinde 15 bin gencin gittiğini söylüyorlar, üniversite bitirmiş gençlerin burada iş bulamadıkları için yurt dışına kaçak yollarla gittiğini söylüyorlar. Şimdi tablo bu, ben size ne söyleyeyim? Gözü doymayanların, bu dünyanın malıyla büyülenenlerin cehennem ateşinden korkusu kalmamış.
Teşekkürler. (HDP sıralarından alkışlar)