| Konu: | Kooperatifler Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 5 |
| Birleşim: | 9 |
| Tarih: | 20.10.2021 |
BEHİÇ ÇELİK (Mersin) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Genel Kurulu ve aziz milletimizi saygıyla selamlıyorum.
283 sıra sayılı Kanun Teklifi'nin 4'üncü maddesi üzerinde konuşmak için söz almış bulunuyorum.
Kooperatifçilik, ülkemizde oldukça geçmişe dayalı bir sosyal, ekonomik, kültürel, tarımsal kalkınma oluşumu olarak en az iki yüz yıla yaklaşan bir maziye sahiptir. Buna rağmen kooperatifçiliğin ülkemizde Batı'ya nazaran gelişmemiş olması da dikkat çekicidir. Son on dokuz yılda kooperatifçiliğin geliştirilmesi yerine, müsait olmayan ortamlar yaratılarak pasifize edilmesi AK PARTİ'nin günahlarından bir tanesidir.
Değerli arkadaşlar, burada hatipler kooperatif sayılarından bahsettiler. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı kapsamında olan, Ticaret Bakanlığı kapsamında olan, Tarım ve Orman Bakanlığı kapsamında olan kooperatiflerden söz ettiler ve sonuç olarak CHP'li hatip 59.764 ve Sayın Altıntaş da 84.232 olarak ifade etti. Bu sayılara rağmen kooperatife üye olan vatandaşlarımızın sayısının düşüklüğü de ayrıca dikkat çekicidir. Devamla, Avrupa'ya kıyasla kooperatifçiliğin yerinde saydığı ve hatta gerilediği de ifade edilmektedir.
Değerli milletvekilleri, kooperatiflerin yanında üretim, tüketim, satış ve pazarlama, dayanışma amaçlı yeni örgütlenmelerin de ülkemizde gelişmemiş olması, iktidar için büyük bir nakisadır. Bu yolla piyasa regülasyonuna katkı yapacağını, suni fiyat artışlarına engel olacağını da unutmamalıyız. Bütçe kaynaklarının kullanılmasında cimri davranılması, kooperatiflere destekten kaçınılması veya yanlı desteklemelerin yapılması sisteme büyük zarar veriyor. Evet, cumhuriyetin ilk yıllarında kurulan kooperatifler ve bunların birlikleri son yıllarda iktidarlarca kaderine terk edilmiştir. Yönetimlerin suistimale savrulmaları ve zafiyetlerinin artması da diğer bir husustur. AKP'nin kooperatiflerde reform yapma ve sistemik sorunlarını çözmek yerine hiçbir şey yapmaması dikkat çekicidir.
Değerli arkadaşlar, hayat pahalılığının, dövizin, enflasyonun azdığı şu günlerde millî ekonominin sürdürülebilir olmaktan çıktığını da anlıyoruz. AKP iktidarının ve Erdoğan rejiminin Türk milleti tarafından tasvip edilmediğini de görüyoruz. Her şeyin ateş pahası olduğu, döviz ve altının tutulamadığı bir düzen yaşayabilir mi? Asla yaşayamaz. Bu tam anlamıyla bir güven bunalımıdır. Güven bunalımından kurtulmanın yolu da kuşkusuz seçimdir.
Değerli arkadaşlar, gerek Suriye ve Irak ve gerekse de Doğu Akdeniz ile mavi vatan coğrafyası sıcak gelişmelerle kaynatılıyor. Millî güvenlik, dış politika, millî ekonomi iç içe geçmiştir ve bir bütündür. Bu sebeple Suriye'de oluşan bütün sorunlar şu anda bütünüyle ülkemizin aleyhine işleyen bir çark hâline dönüşmüştür. Suriye'nin devasa sorunları yetmemiş gibi bir de daha geçen gün Yunanistan, Mısır, Güney Kıbrıs Rum Yönetimi'nin Türkiye aleyhine kararlar alarak uluslararası toplumla paylaşmaları ayrı bir mahiyet arz ediyor. ABD'nin Yunan topraklarına yerleşmesi ise AKP'nin yanlış siyasetlerinin bir sonucu olarak ülkemizin hasım güçler tarafından çepeçevre sarıldığını gösteriyor.
Değerli milletvekilleri, Türkiye'nin millî güvenlik sorunu olmasının yanında millî ekonomisinde de bir güven sorunu yaşadığını tekrar burada vurgulamak istiyorum. Millî kaynakları harekete geçirmeden, istihdamı, ihracatı ve üretimi artırmadan refahı yakalamak mümkün değildir.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BEHİÇ ÇELİK (Devamla) - Sayın Başkanım...
BAŞKAN - Buyurunuz efendim.
BEHİÇ ÇELİK (Devamla) - Kooperatifçilik ise ekonomik kalkınmanın dinamosudur. Halkın yüzde 12-13'ünün kooperatiflere üye olması kooperatifçiliğin ekonomide ağırlığa sahip olmadığını da teyit etmektedir. Bunu tersine döndürmek bir zarurettir. Türkiye'nin bunu yapacak bilgi birikimi ve tecrübesi vardır. Ne yoktur? Siyasi irade yoktur.
Dolayısıyla, teklifin 4'üncü maddesi genel kurulun sağlıklı çalışmasına ve üyelerin katılımlarına katkı sağlıyor, KOOPBİS'ten liste alınmasını getiriyor, elektronik ortamda genel kurula katılmayı gerektiriyor, bir de üç yıllık süreyi iki yıla indirerek eşitliyor.
Konuşmamı burada sonlandırırken yüce heyetinize tekrar saygılar sunuyorum. (İYİ Parti ve CHP sıralarından alkışlar)