GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: İYİ Parti Grubu önerisi münasebetiyle
Yasama Yılı:5
Birleşim:10
Tarih:21.10.2021

İYİ PARTİ GRUBU ADINA HAYRETTİN NUHOĞLU (İstanbul) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; başta yerel basın olmak üzere Türk basınında yaşanan sorunların araştırılarak çözüm yollarının tespit edilmesi ve yapılması gereken düzenlemelerin belirlenmesi amacıyla İYİ Parti Grubu olarak verdiğimiz araştırma önergesi üzerine söz aldım.

Dünya Gazeteciler Günü'nü kutlar, selamlarımı sunarım.

Demokrasilerin gelişip yerleşmesinde büyük öneme sahip olan basın-yayın organlarının asli görevi kamuoyunun haber almasını tarafsız bir şekilde sürdürmek, toplumun temel hak ve hürriyetlerinin korunmasına ve geliştirilmesine katkı sağlamaktır. Ülkemizde basın-yayın faaliyetleri kapsamında 1.722 radyo ve televizyon yayın faaliyetlerini sürdürürken yazılı basında 29'u ulusal, 9'u bölgesel, 957'si yerel olmak üzere 995 gazete ve 791'i de dergi olmak üzere toplamda 1.786 süreli yayın organı görev yapmaktadır. Buralarda binlerce insana da istihdam sağlanmaktadır.

Son yıllarda basın-yayın organları iktidar politikalarını destekleme ve algı yaratarak toplumu yönlendirme aracı olarak bir merkezden yönetme gayretiyle kullanılmak istenmektedir. Son yirmi yılda, RTÜK, Basın İlan Kurumu, Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu gibi görevi düzenleme, dengeleme, denetleme ve geliştirme olan kuruluşlar yaptırım gücünü siyasi iktidarın amaçları doğrultusunda, tarafsız ve muhalif tutum sergileyen basın-yayın organlarına tehdit unsuru olacak şekilde kullanmaktadır. İktidar, bu gücünün yanı sıra, büyük medya kuruluşlarına sağladığı imtiyazlar sayesinde kurduğu iktidar-medya ilişkisiyle basın-yayın ve dağıtım şirketleri ve dijital yayın platformları vasıtasıyla da iktidarın tutumuna direnen, gerçek anlamda asli görevini yapmaya çalışan, tarafsız gazete ve televizyon yayınlarına tahammül edemeyip onları baskı altında tutarak sindirmeye çalışmaktadır. Uygulanan yıldırma ve sindirme politikalarıyla, ulusal ve yerel medyada kısıtlı imkânlarla yayın yapmaya çalışan radyo ve televizyonlardan, uydu yayını, kablolu yayın ve diğer yayın platformlarından fahiş kira bedelleri talep edilerek âdeta çalışamaz hâle getirilmekte, neredeyse yaşama hakkı tanınmamaktadır. Yazılı basında ise tekel hâline gelmiş olan gazete dağıtım şirketi eliyle aynı tutum sürdürülmektedir. Yüksek dağıtım bedeli talep edilmekte, dağıtımını yapmak isteyenlere de fırsat verilmemektedir. Varlıklarını kısıtlı imkânlarla sürdürmeye çalışan tarafsız veya muhalif medya bu tekel marifetiyle tamamen sindirilmeye çalışılmakta veya yayın yapamaz hâle getirilmektedir.

Değerli arkadaşlar, daha geçen hafta burada, Genel Kurulda görüşülen 280 sıra sayılı Vergi Usul Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi'nin 15'inci maddesinde yer alan, Komisyondan aynen geçen ve büyük baskılar sonucu Genel Kurulda geri çekilerek metinden çıkarılan maddeyle yapılmak istenen de yerel basına yönelik bir kötü niyetin tezahürüydü. Şayet, kanunlaşmış olsaydı, tebligatların gazetelerde duyurulması sona erecek ve en önemli gelir kalemlerinden birinin yok edilmesiyle yerel basına "Siz, artık yaşamayın." demek anlamına gelecekti.

Aslında, bütün zorluklara rağmen ayakta durmaya çalışarak görev yapmaya devam eden yazılı ve görsel bütün medya organlarına onları takdir ve takip ettiğimizi ve yanlarında olduğumuzu göstermek hepimizin görevi olmalıdır. Özellikle de yerel basına devlet ekonomik açıdan destek sağlamalıdır, bu şekilde onlara bir vefa borcu ödenmeye çalışılmalıdır. Bahsettiğim vefa borcu, yerel basının Kurtuluş Savaşı yıllarında, halkın Kuvayımilliye'ye desteklerini sağlamak için verdikleri üstün gayretleri için olmalıdır.

Günümüzde yayınlarıyla algı oluşturmak veya daha iyi yandaş olduklarını göstermek için yarışan gazete ve televizyonların dikkatine sunmak için Atatürk'ün bazı sözlerini sizlerle paylaşmak istiyorum. "Gazeteciler, kanunun ve umumun menfaatlerinin aksine muamelelere şahit ve vâkıf oldukları takdirde gerekli yayında bulunmalıdır."

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurunuz efendim.

HAYRETTİN NUHOĞLU (Devamla) - "Matbuat hiçbir sebeple tahakküm ve nüfuza tabi tutulamaz." "Basın hürriyetinden doğan mahzurların giderilme vasıtası, yine basın hürriyetidir."

Değerli milletvekilleri, anayasal bir hak olan haber alma özgürlüğünün sağlanması bakımından Türk basının temel sorunlarının çözüme kavuşturulması büyük önem arz etmektedir. Bu çerçevede, başta yerel basın olmak üzere yaşanan sorunların araştırılması, çözüm yollarının tespit edilmesi, tarafsız ve bağımsız çalışmalarının sağlanması, şartlarının iyileştirilmesi ve yapılması gereken düzenlemelerin belirlenmesi için Türkiye Büyük Millet Meclisinde bir araştırma komisyonu kurulmasının yerinde olacağı kanaatindeyiz. Bu amaçla hazırladığımız önergemize destek verilmesini bekliyor, saygılar sunuyorum. (İYİ Parti sıralarından alkışlar)