GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Kooperatifler Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:5
Birleşim:10
Tarih:21.10.2021

FERİDUN BAHŞİ (Antalya) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 283 sıra sayılı Yasa Teklifi'nin 8'inci maddesi üzerinde söz aldım. Hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Bir süredir sosyal medyalarımızda çok yoğun bir şekilde Vergi Usul Kanunu'nun 359'uncu maddesinde düzenleme yapılması talebiyle karşı karşıyayız. Bu kürsüden defalarca dile getirdiğimiz hâlde bugüne kadar bu husus çözüme kavuşturulmadı. Daha geçen hafta Vergi Usul Kanunu'nda değişiklik yapıldı ancak bu konu yine es geçildi. Bu sebeple, bir kez daha konuyu gündeme getiriyoruz ve en kısa sürede çözüme kavuşturulmasını diliyoruz.

Peki, nedir bu 359'uncu madde? Ceza öngörülen yasalarda hükümlülük kararı verilebilmesi için fiilin kasten işlenmesi şarttır. Daha önceki uygulamalarda ve yasa metninde "bilerek kullanma" ibaresi varken 1/1/1999 tarihinde yapılan değişiklikle metindeki "bilerek" ibaresi kaldırılmış ve belge sahte veya yanıltıcı olduğu bilinmeden dahi kullanılsa on sekiz aydan üç yıla kadar hapis cezası öngörülmüştür. Müfettişlerce yapılan denetimlerde her belge ayrı suç olarak kabul edilmekte, bir yıl içinde bilmeden dahi olsa birden fazla belge kullanıldığı takdirde kişi hakkında onlarca yıla varan hapis cezaları verilebilmektedir. Ağır ceza mahkemesi başkanı olduğum zamanlarda da bu sıkıntıyı bizzat yaşamış, yakından görmüş, uygulamalarla mağduriyet yaratmasını önlemeye çalışmıştım. Böyle bir düzenleme evrensel ceza hukuku ilkelerine de aykırıdır. Vergi Usul Kanunu'na aykırılık teşkil eden suçlar cürüm niteliğindedir ve ancak kasten işlenebilir. Kasıt yoksa suç da yoktur, suç yoksa da ceza verilemez. Vergi Usul Kanunu'nun 359'uncu maddesinin bu şekilde uygulamada kalmasından dolayı son bir yılda yaklaşık 70 bin kişi -esnaf, tüccar, iş adamı- hem hapis hem de asliye ceza mahkemesiyle birlikte vergi mahkemeleriyle boğuşmak zorunda kalmaktadır. 250 bin kişiyi de önümüzdeki günlerde aynı akıbet beklemektedir. Sonuç olarak, maddeye "bilerek" ibaresi eklenmeli ve birden fazla belge aynı yıl içinde kullanılmışsa Türk Ceza Kanunu'nun 43'üncü maddesi kapsamında zincirleme suç kabul edilmelidir.

Değerli milletvekilleri, yine bize ulaşan taleplerden bir tanesi de uzun süredir dile getirilen çıraklık ya da staj eğitim sürelerinin sigorta başlangıcı olarak kabul edilmesi talebidir. Bilindiği gibi, çocuklarımızın staj yaptıkları veya çırak olarak çalıştıkları dönemler sigortalı olarak geçirilemiyor ve saydıramıyorlar. Bu konuda, yüz binlerce mağdur vardır, her gün Twitter'da "tag" açıp bizlere ulaşmaya çalışıyorlar, birçok konuda olduğu gibi bu konuda da mağduriyetin giderilmesi gerekmektedir. Yapılacak iş gayet basittir, üstelik hazinenin tamtakır olduğu bu dönemde böyle bir düzenlemenin yapılması kısmi de olsa rahatlatma yaratacaktır. Bu insanların çıraklık veya staj dönemlerini borçlanmasına imkân tanıyan bir düzenleme bir an önce yapılmalıdır.

Yasa teklifine gelince, yasa teklifinin 8'inci maddesine göre, kooperatiflerin denetleme organı içerisinde görev yapan üyelere seçimlerden itibaren dokuz ay içinde kooperatifçilik eğitim programına katılma şartı getirilmektedir. Bu süre içinde eğitim programına katılamayanların üyeliklerinin düşürüleceği hüküm altına alınmaktadır. Eğitim programının usul ve esasları da yönetmelikle belirlenecektir.

Değerli arkadaşlar, 8'inci maddeyle getirilen kooperatiflerin yönetim veya denetim kurulu üyelerinin kooperatifçilik konusunda bilgilerinin artırılması amacıyla eğitim programını tamamlama zorunluluğu çok yerinde bir düzenleme ve biz bu düzenlemeyi destekliyoruz.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurunuz efendim.

FERİDUN BAHŞİ (Devamla) - Ancak kanunun yürürlüğe girmesinden sonra bile yapılacak seçimlerde, eğitim sertifikası almamış kişilerin kooperatif kongrelerine aday olmalarına izin verip, ardından da dokuz ay içinde eğitim programlarına katılmadıkları takdirde üyeliklerinin düşürülmesi hem yasa tekniği açısından hem de kazanılmış hak açısından doğru değildir. Doğrusu, eğitim programına katılmamış kişilerin kooperatif organlarına aday olmalarının önlenmesidir; seçildikten sonra denetleme kurulu üyeliklerinin düşürülmesi kazanılmış hak kaybına sebep olacaktır.

Yasanın milletimize hayırlı olmasını diler, Gazi Meclisi ve yüce Türk milletini saygıyla selamlarım. (İYİ Parti sıralarından "Bravo" sesleri, alkışlar; CHP sıralarından alkışlar)