| Konu: | Kooperatifler Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 5 |
| Birleşim: | 10 |
| Tarih: | 21.10.2021 |
BEHİÇ ÇELİK (Mersin) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
283 sıra sayılı Kanun Teklifi'nin 19'uncu maddesi, kooperatiflerin ve üst kuruluşların ana sözleşmelerinin üç yıl içinde yeni düzene intibak ettirilmesini öngörmektedir. Ana sözleşmeden doğan ihtilafların nasıl çözüleceği 1163 sayılı Kanun'a bir geçici madde eklenmesiyle halledilmeye çalışılmıştır.
Değerli arkadaşlar, ben bu konuşmamda özellikle denetim konularına değinmek istiyorum. "Denetim" olgusu AKP'nin hiç hazzetmediği bir husustur. AKP, yıllardır, iktidarı süresince denetim birimleriyle ve yargıyla cebelleşmiş, onları etkisiz kılmak için elinden geleni yapmıştır; tüm bakanlıkların teftiş kurullarına müdahale ederek siyasi iradenin nüfuz edemeyeceği teftiş, denetim ve murakabe kanalları önce sulandırılarak sindirilmiş, sonra büyük oranda lağvedilmiştir, bazıları da dönüştürülmüştür. AKP'nin kendi çıkardığı 5018 sayılı Kamu Malî Yönetimi ve Kontrol Kanunu dahi defalarca değiştirilerek yolsuzluk, hırsızlık ve talanın, rüşvet ve iltimasın, zimmetin, irtikabın, ihalelere fesadın dünyasına pervasızca girilmiştir. 5018 sayılı Kanun'un yanına 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu'nu ve 6085 sayılı Sayıştay Kanunu'nu da ilave etmeliyiz. Hele hele, Sayıştay denetim raporlarına müdahaleler ve sonunda denetçilerin raporlarının Sayıştay ilgili dairesinde yeniden yazılarak Türkiye Büyük Millet Meclisine gönderilmesi ne kadar acıdır.
Evet, kamu emvaline göz diken soysuzların korunması asla düşünülemez ama işte, denetimi pasifize ederseniz hırsız kapıdan girer, etkisi onlarca yılı kapsayacak bir yoksulluğa toplumu düçar edersiniz. İşte, yaşanan budur.
Değerli arkadaşlar, denetim, Türk kamu yönetiminde iç ve dış denetim olarak ikiye ayrılır. İç denetim, kurum ve kuruluşun kendi denetim organlarıyla yaptığı bir denetim yöntemidir. Bu, bir denetim birimince olabileceği gibi hiyerarşik amirler eliyle de olabilir. Dış denetim ise gerek Sayıştay ve gerekse ilgili veya ilişkili kurum ve kuruluşlarca yapılan denetimlerdir. Bunun yanında Kamu Gözetimi Kurumu, Serbest Muhasebeci Mali Müşavirlik ve Yeminli Mali Müşavirlik Kanunu'na uygun yapılan, onlara tevdi edilen denetim yöntemleri ve bakanlıkların denetim için yetkilendirdiği kurum ve kuruluşlar.
Değerli arkadaşlar, Türkiye'nin en önemli idare hukukçularından Profesör Doktor Metin Günday "Son yıllarda gördüğüm uygulamalardan sonra artık Türkiye'de idare hukukuna gerek kalmamıştır." mealinde görüş açıklamıştır ve devamla şöyle diyor Sayın Günday: "Sarayda azar işiten yargı, Türkiye'de adalet dağıtamaz." Bu nedenle, ünlü hukukçu böyle dediğine göre Türkiye'de hukukun zerresinin bile kalmadığı aleni ortadadır. Şimdi, bu görüş karşısında Danıştayın, idari yargının biçimsel olarak duruyor olması da bir anlam ifade etmiyor. Değerli arkadaşlar, adli yargı da bir yargısal denetim mercisidir ve dış denetimdir. Yargının kuvvetler ayrılığı tahrip edildiğinden yargısal denetim yetkisini kullanamaması, kurum ve kuruluşların denetlenememesi sonucunu doğuruyor. Kooperatiflerin de bu genel devlet mekanizması içerisinde denetimden uzak olması sonucunda pis kokuların da geldiğine bizzat hepimiz tanık oluyoruz. Diğer taraftan partizan idare, polise, Jandarmaya, adliyeye, maliyeye, belediyelere müdahaleler işleri iyice çığırından çıkararak âdeta bir zulme döndürmektedir. Kooperatiflerin kaderinde bu zulüm çarkının bir dişlisi olmak da vardır.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurunuz efendim.
BEHİÇ ÇELİK (Devamla) - Şimdi, Tarım Kredi Kooperatifleri Birliği kötü örneklerinden biridir. Nasıl bir yönetim sergileniyor? Nasıl maaş alıyorlar? Nasıl denetleniyorlar? Gübre ithalat ve tedarikiyle satışını nasıl yapıyorlar? Gübre fiyatlarının fahiş olmasında dahli nedir? Kâr ve zarar hesabı nedir? Çiftçilere kullandırılan kredilere uygulanan faiz niçin şikâyetlere konu ediliyor? Evet, bu sorulara cevap verecek bir kişi çıkabilir mi yönetimden? Muhakkak ki çıkamaz. Hakiki manada dolayısıyla buralarda da bir denetim söz konusu değildir değerli arkadaşlar.
Sayın milletvekilleri, 19'uncu madde bir ana sözleşme yenilemesidir ve biz, İYİ Parti olarak her zaman kooperatifçiliği önemsiyoruz ancak kooperatifçiliğe fetih anlayışıyla yaklaşmadan yurttaşların çıkarlarını azami kılmak için bakmak gerekir diyorum.
Hepinize saygılar sunuyorum. (İYİ Parti sıralarından alkışlar)