GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Türkiye-Almanya İşgücü Anlaşması'nın 60'ıncı yıl dönümüne ilişkin gündem dışı konuşması
Yasama Yılı:5
Birleşim:12
Tarih:27.10.2021

ZAFER SIRAKAYA (İstanbul) - "Sirkeci'den tren gider,

Evim barkım viran gider...

Sirkeci'den tren gider,

Vagon gider derdim gider,

Gurbet elde bir başıma,

Varım yoğum alır gider." (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 1961 yılında tahta bavullarla yola çıkan insanımızı, anne ve babamızı bu mısralarla anlatmış Şair Ali Akbaş. İkinci Dünya Savaşı sonrası, Almanya'nın istihdam ihtiyacını karşılamak üzere, bundan tam altmış yıl önce 30 Ekim 1961 tarihinde Türkiye ile Almanya arasında bir iş gücü anlaşması imzalanmıştır. 1961'den bugüne vatandaşlarımız, başta Almanya olmak üzere yaşadıkları ülkeleri o ülkenin insanlarıyla birlikte inşa etmişler, ülkeye sadece ekonomik anlamda bir katkı değil, aynı zamanda insani yönden de zenginlik katmışlardır. Üç gün sonra 60'ıncı yılını geride bırakacak olduğumuz bu göç süreci, inişleriyle ve çıkışlarıyla, hüzünleriyle ve sevinçleriyle, zorluklarıyla ve umutlarıyla değerlendirdiğimizde, genel anlamda tarihe adını yazdıracak bir başarı öyküsüdür. Birinci nesildeki Türkiye'ye kesin dönüş hayali zamanla değişime uğramış, bugün üçüncü ve dördüncü nesilde ise kesin kalışa dönüşmüştür. Altmış yıl önce işçi olarak Almanya'ya giden vatandaşlarımızın çocukları ve torunları bugün hayatın her alanına damgalarını vurarak önemli bir katkı ve değer sağlamaktadırlar.

Sayın milletvekilleri, göç sürecinde başarı öykülerinin yanı sıra sorunların da yaşandığı muhakkaktır. Bunların başında ise soydaşlarımızın Avrupa'da karşı karşıya kaldığı ayrımcılık, ırkçılık ve İslam düşmanlığı gelmektedir. 1984'ten 2020 yılındaki Hanau saldırısına kadar son otuz altı yılda Almanya'da gerçekleştirilen ve vatandaşlarımızı hedef alan ırkçı terör eylemlerinde 31 vatandaşımız hayatını kaybetmiştir. Saldırıda yitirdiğimiz vatandaşlarımıza tekrar Allah'tan rahmet, ailelerine ve yakınlarına başsağlığı diliyoruz.

Bugün, hâlâ, ne yazık ki bir yandan insanlar hayatını yitirmekte diğer yandan da ibadethanelerimize ve derneklerimize yönelik saldırılara devam edilmekte. Alman makamlarının yaptığı açıklamalara göre Müslümanlara ve Müslüman kurumlarına yapılan ve kayıt altına alınan saldırıların sayısı 2019 yılında 884'e; 2020 yılında ise 901'e ulaşmıştır. Gerçekleşen saldırılar yetmezmiş gibi vatandaşlarımızın özellikle Fransa ve Avusturya'da ötekileştirici bir kimlik politikasıyla karşı karşıya olduğunu da müşahede etmekteyiz. Özellikle yeni nesillerimizde Türk ve Müslüman kimliğinin oluşması, korunması ve yarınlara aktarılmasında önemli görevler üstlenen sivil toplum kuruluşlarımızın Türkiye'yle gönül bağlarında bulunmasından dolayı, sanki marjinal ve hatta bir suç örgütü gibi değerlendirildiklerini üzüntüyle gözlemlemekteyiz. Altını çizmek isterim ki yaygınlaşan bu ırkçı tutumun resmî devlet kurumları tarafından da desteklenmesi Avrupa'nın geleceği adına da endişe vericidir. Şundan hiç kimsenin şüphesi olmasın: Biz Türkiye olarak kutsallarımıza yönelik her türlü baskı, ayrımcılık ve insanlık dışı muameleye karşı mücadelemizi kararlı bir şekilde uluslararası platformlar da dâhil sürdürmeye kararlıyız.

Sayın milletvekilleri, iş gücü göçünün 60'ıncı seneidevriyesinde bu sorunların yanında tabii ki olumlu gelişmeler de yaşanmaktadır. Almanya'yı yeni vatan edinmiş soydaşlarımız Türkiye ile Almanya arasında köprü fonksiyonu icra etmektedirler. Almanya'daki kuruluşlarımız pandemi döneminde âdeta maske üretim atölyelerine dönüşmüştür. Maskelerin üretiminde fedakâr annelerimizi, dağıtımında ise gençlerimizi üstün gayretlerinden dolayı bir kez daha Gazi Meclisimizin kürsüsünden tebrik ediyorum.

Son yirmi yılda kurumlarımız vasıtasıyla Almanya'daki vatandaş ve soydaşlarımıza eğitim, din, dil, kültür ve sosyal alanlarda geçmiştekinden daha fazla hizmet götürebilmekteyiz. Konsolosluklarımızdaki erişim kolaylığı, seçme ve seçilme hakkı, yurt dışı temsilciliklerinde seçim sandıklarının kurulması, yurt dışındaki gençlerimizin organizasyonlarla ülkemize getirilerek tarihlerini, kültürlerini, medeniyetlerini yakından görmelerinin sağlanması soydaşlarımıza gösterdiğimiz önem ve alakaya işaret etmektedir.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurun, toparlayın.

ZAFER SIRAKAYA (Devamla) - Yurt dışında yaşayan vatandaşlarına seçim beyannamelerinde onlara dokunacak şekilde yer veren tek siyasi parti olan AK PARTİ ve Cumhur İttifakı olarak, insanımızın ülkemize olan aidiyet bağının gelişmesi, kendilerinin ülkemizdeki kimi mevzuatlardan kaynaklı sorunlarının tez zamanda giderilmesi ve haklarının Türkiye Büyük Millet Meclisinde sürekli takibinin sağlanması amacıyla daimi bir komisyonun oluşması için çalışmalarımızı aralıksız sürdürmeye kararlıyız.

Sözlerime son verirken, bu Gazi kürsüden bir kez daha, yurt dışında vatan aşkıyla yanan, Türk Bayrağı'nı gördüğünde gözleri parlayan her bir kardeşimizi en kalbî duygularımla selamlıyor, yüce Meclise saygılarımı sunuyorum. (AK PARTİ ve MHP sıralarından alkışlar)