| Konu: | Türkiye İhracatçılar Meclisi ile İhracatçı Birliklerinin Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 5 |
| Birleşim: | 14 |
| Tarih: | 03.11.2021 |
İBRAHİM HALİL ORAL (Ankara) - Sayın Başkan, kıymetli milletvekilleri; 284 sıra sayılı Kanun Teklifi'nin 1'inci maddesi üzerine İYİ Parti Grubu adına söz almış bulunuyorum. Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
Saygıdeğer milletvekilleri, Türkiye'de bir ihracat hayaleti dolaşıyor. Bu hayalet öyle bir hayalet ki AK PARTİ iktidarının dilinde ete kemiğe bürünmüşçesine gerçek ama vatandaşların refahına, ülkenin gelişmesine göre ise kadim tarihte kalmış efsaneler kadar soyuttur. Sayın Bakan Mehmet Muş başta olmak üzere iktidarın sürekli "İhracatta rekor kırıyoruz." açıklamalarını duyuyoruz. Cumhuriyet tarihinin en yüksek ihracatını gerçekleştirdiğimizi öğreniyoruz ama bu ihracatın Anadolu tabiriyle "Mala, davara ne faydası var?" bir türlü anlayamıyoruz. Yüzyıllık verilere enflasyonun etkisini değerlendirmeden kalkıp rekor icat etmek ancak bir hayalet yaratmakla açıklanabilir. Aynı çarpıtmayı öğrenci burslarını överken de yapıyorsunuz: Biz geldiğimizde 45 liraydı, şimdi 650 Türk lirası olduğunu anlatıyorsunuz; 45 liraya o günlerde ne alınabiliyordu, bugün ne alınabiliyor bunu hiç konuşanınız yok. Ben iktisatçı değilim ama reel-nominal ayrımını da kaçırmayacak kadar siyasi etiğe ve tecrübeye sahibim. İYİ Parti kadroları da bu tecrübeye muhakkak ki sahiptir ancak AK PARTİ iktidarının hayalî gelişmelere, hayalî kalkınmalara dayanarak siyaset yaptığını görüyor ve üzülüyoruz. Rakamlarla, çarptırılmış verilerle vatandaşı kandırmaktan vazgeçin. İhracat hayaliyle ancak kendinizi avutursunuz. Millet markette, pazarda, benzin istasyonunda, doğal gaz faturasında gördüğü ekonomik tabloyu çok iyi değerlendirmektedir. Türk milleti sizin gibi "Kandırıldık, bizi affedin." demez, sandıkta size muhalefet etme görevini tevdi eder.
Kıymetli milletvekilleri, ihracatı desteklemeye yönelik hazırlanan bu teklif genel manada olumludur ancak özellikle görüştüğümüz 1'inci maddede bir sorun ve çelişki mevcuttur. İhracatçılara finansman sağlamak amacıyla kurulan şirkete kaynak sağlamak için gereken parayı yine ihracatçıdan almak yanlıştır. Krediyi kullanan, aynı zamanda krediye kefil olan kişi yapılmak istenmektedir. Aynı hata Tarım ve Kredi Kooperatiflerinde de yapılıyor; krediyi çeken, başka bir çiftçinin kefili oluyor, borçlar ödenmeyince faiz üstüne faiz biniyor maalesef. Turizm Tanıtım ve Geliştirme Ajansını da aynı mantıkla kurdunuz "Turizmcilerden pay alıp turizmi geliştireceğiz." dediniz fakat bu ajans ne yaptı? Güvenli turizm sertifikası vermekten başka bir çalışması oldu mu? Bence bu ajans da bir fiyasko olmuştur. Onun için ihracatçılardan yüksek bedeller alıp kötü yönetilen ihracat politikalarına bu paraları kurban etmemelisiniz. Komisyonda partimizin üyeleri de Cumhuriyet Halk Partisi üyeleri de bu konuda bir düzeltme talep etmişlerdir. Bu düzeltme talebini Genel Kurulda dikkate almanızı tavsiye ederim.
Sayın milletvekilleri, düşük faiz yüksek kur politikasıyla Türkiye'deki işçi maliyetlerini düşürmeye yönelik bir yatırım çekme politikası planladığınız anlaşılıyor. İhracatı Çin modeliyle uygulamayı planlıyorsunuz anlaşılan. Çin kadar üretim yapabilecek kapasiteniz var mı, bunu nasıl planlıyorsunuz? Elimize aldığımız her ürünün arkasında "Made in China" yazısı yazıyor. Bu kapasiteye ulaşmadan, üretim yapmadan bu modeli uygulamak Türkiye'yi yoksulluğa mahkûm etmektir, hatta Çin'de de bu durum yaşanmaktadır. Çin'de pek çok insan açlıkla boğuşmaktadır, insan hakları ihlalleri zirve yapmaktadır. Umarız Çin'den aldığımız bu politika gibi, tek parti rejimini, insan hakları ihlallerini ve Türkiye'de toplama kampları kurma politikasını da ithal etmezsiniz diyor, bu düşüncelerle Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (İYİ Parti sıralarından alkışlar)