GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Türkiye İhracatçılar Meclisi ile İhracatçı Birliklerinin Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:5
Birleşim:14
Tarih:03.11.2021

İYİ PARTİ GRUBU ADINA YASİN ÖZTÜRK (Denizli) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Türkiye İhracatçılar Meclisi ile İhracatçı Birliklerinin Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi'nin ikinci bölümü üzerine İYİ Parti Grubu adına söz almış bulunmaktayım. Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.

Kanun teklifi nedeniyle iki gündür ihracat konuşuyoruz. Hepimizin kabul ettiği bir gerçek, ihracatımız büyüyor, mutluyuz. Umarız ihracatçılarımız en fazla beş yıl içerisinde 300 milyar dolarlık ihracat hedefine ulaşırlar. Tabii, TİM Başkanının koyduğu hedef bu, en fazla beş yıl içinde 300 milyar dolar ihracat. Sayın Cumhurbaşkanının hedefi neydi? 2023 yılında 500 milyar dolarlık ihracat. Arada tam 200 milyar dolarlık bir fark var. 2023 yılında 500 milyar dolarlık hedefe ulaşılabilir mi? Sayın Cumhurbaşkanının açıkladığı refah değerlerimize bakıldığında, ihracatta da rakam üzerinde hedefe ulaşılabilir tabii ki.

Sayın Cumhurbaşkanı ülkemizin ekonomisinin ikinci çeyrekte yüzde 21,7 oranında rekor bir büyüme kaydettiğini açıkladı. Tabii, 2020 pandemi döneminin en sıkıntılı dönemi ile 2021 yılında açılmaların başladığı dönem karşılaştırılınca "Büyüdük." masalı anlatılabilir. Bu masala kim inanır? Aldığı 1.500 lira maaşla evini geçindirmeye çalışan emekli mi inanır, mutfaktaki enflasyonun yüzde 29 olduğu noktada, evinde çorba kaynatamayan düşük gelirli vatandaşlarımız mı inanır? Bakın, koyduğunuz hedefe ihracatçılar bile inanmıyor.

Büyüme rakamından devam edelim, 21,7'lik büyüme ikinci çeyrek rakamı, bunun üçüncüsü, dördüncüsü de var. Cumhurbaşkanından önce müjdeyi ben vereyim: Diğer çeyreklerde rakamsal olarak çok daha büyüyeceğiz ama dikkatinizi tekrar çekiyorum, rakamsal olarak. Bu büyük başarının arkasında yatan sır ne? Mal ve hizmet ihracatının katkısı 10,8 puan, net ihracatın katkısı ise 6,9 puan. Bu rakam yirmi üç yıldır açıklanan büyüme rakamlarına en yüksek ihracat katkısı olarak kayıtlara geçen rakamdır. Tabii, döviz kurlarının da aynı hızla alıp başını gittiğini de rakamlara geçmemiz gerekiyor. Biz bu rakamın doğruluğundan yola çıkarak... Düşük büyüme dönemlerinde ihracatın büyümeye katkısı tartışılmaz ancak yüksek büyüme dönemlerinde de aynı katkının ortaya çıkabilmesi için adım atılıyor mu? Bugün, ülkemize gelen doğrudan yatırımcı gayrimenkul almak için gelmektedir. İmalat sanayisi teşviklerine rağmen yatırım yapan yabancı sayısı gayrimenkul almak için gelen yabancı sayısının kat ve kat altındadır. Türkiye şu an küresel ihracattan yüzde 1 oranında pay almaktadır. Peki, bu kadar büyürken, ihracatımız dünyada rekor kırarken, 2'nci ülke seviyesindeyken dünya pazarından alınan yüzde 1'lik pay yeterli midir?

Ülkemiz teknolojik bir dönüşüm yaşamakla birlikte, katma değeri yüksek teknoloji üretmekte zorlanan, katma değeri orta yüksek ve düşük teknolojilerde sıkışmış bir ülke görünümündedir. 2021 Ocak-Eylül döneminde yüksek teknolojili ürün ihracatının toplam imalat sanayisi ihracatı içindeki payı yüzde 3 olarak gerçekleşmiştir. İşin acı tarafı, bu oran 2002'de yüzde 6,1 seviyesindeydi. Yüksek teknolojili ürün neden ihraç edemiyoruz? Birçok neden sıralayabiliriz ama en önemli nedenlerin başında; biz, beyin ihraç ediyoruz. Her ilimizde üniversite var; TÜBA gibi, TÜBİTAK gibi bilimsel çalışmalar yürüten kurumlarımız var ama bu kurumlarda kısıtlı bütçelerle, siyasi baskılarla bilim değil, iktidar yanlısı siyaset üretiyoruz.

İhracatın kilogram değerini artırmadan, yüksek teknolojili ürünleri üretip pazarlayamadan nicelikle söz konusu hedef yakalanabilir mi? İhracat rakamlarımız son beş yıldır artış gösteriyor ama kilogram başına ortalama birim fiyatı yerinde sayıyor, hatta aşağıya gidiyor. Bu konuda ihracatçılar bile Sayın Cumhurbaşkanını uyarıyor. İhracat kilogram değerini artırmadan nicelikle söz konusu hedefe ulaşmak istenmeyen yan etkileri beraberinde getirecektir. İstenmeyen yan etkiler nelerdir? İhracatımız ithalata dayalı; bu, bir gerçek. İhracatın artış hızından daha yüksek ithalat artışları cari açığı daha da artıracaktır. Dalgalanan büyüme hızları, yükselen döviz kurları, yüksek enflasyon, yüksek faiz, asgari kâr ve artan işsizlik. İlaç prospektüsünde çok önemli bir uyarı vardır: "Bu yan etkileri gördüğünüzde doktorunuza ulaşınız." Doktor derde çare bulacak, az kaldı.

Değerli milletvekilleri, bir konuyu sanayicilerimizin ve ihracatçılarımızın uyarıları doğrultusunda tekraren vurgulamak isterim: Türkiye'de yapılan sanayi üretiminin çok büyük bir kısmı ihraç ediliyor. Yani ihracatın dayandığı temel güç sanayi ama ülkemiz sanayicisinin en büyük handikabı da ithalat. İthal edilen ürünler fabrikada üretime, üretilmiş ürünler de ihracata dönüşüyor. Hâlâ ihracat rakamlarımız ithalatı karşılayamıyor. "İthalat" ne demek? Yabancı para. Döviz kurlarının alıp başını gittiği noktada üretim yapabilmek için her gün fiyatları artan kurlar üzerinden yurt dışına para akıtıyoruz; bu, sanayicimizin üretim maliyetini anlık artıran önemli bir külfet.

Sanayicinin üretimini kısıtlayan diğer bir maliyet kalemi ise enerji. Enerji arzında yüzde 67,2 oranında dışa bağımlı olan ülkemiz, bugün, yüzde 74 oranında dışa bağımlı hâle gelmiştir. 2019 yılında enerji ithalatı için 40 milyar dolar ödedik. 2021 yılının ilk sekiz aylık dönemi ve son bir aylık ithalat rakamı dikkate alındığında, bu yıl katlanacağımız enerji ithalatı yükünün 40 milyar doların üzerinde olacağı da ortadadır. Bu yükün karşılanması gerekir. Kim karşılayacak? Gizli zamlarla vatandaş, aleni zamlarla ise sanayici.

Sanayi aboneleri 2020 yılı Ekim ayında doğal gazın birim fiyatına 1.393 lira ödüyordu, bu sene Ekim ayında fiyat yüzde 68 artarak 2.347 liraya yükseldi, hatta kademe 2'de 5.200 lirayı buldu. Daha buna alışamadan 1 Kasım 2021 tarihinde BOTAŞ'ın internet sitesinde Kasım ayına ilişkin tarife tablosu yayımlandı, organize sanayi bölgesi ve kullanıcı birliği abonelerinin tükettiği 1.000 metreküp doğal gazın fiyatı yaklaşık yüzde 48 artarak 3.482 liraya yükseldi. Şimdi, sırada elektriğe yapılacak zam var; endişe o yöndedir ki doğal gazla üretilen elektriğe de ortalama hesapla yüzde 35 oranındaki zam on beş gün içinde uygulamaya girecektir. Diğer maliyet kalemlerindeki zincirleme artışı bir kenara bıraktık, sadece enerji fiyatlarındaki zamlar bile hem sanayiciyi hem de ihracatçıyı önünü göremez hâle getirmiştir. İhracatçı, anlaşmalarını yıllık yapmaktadır. Yıllık bazda yapılan anlaşmalarda üretim, maliyet, satış, kâr oranları belirlenmekte, ona göre müşteriye fiyat verilmektedir. Kaldı ki ihracatçılarımızın kâr marjları, rekabet ettiğimiz ülkeler dikkate alındığında çok minimal boyutlardadır ve bu sözleşmeleri genellikle yılbaşında yapmaktadırlar. Dolayısıyla, ilk dönemde yapmış oldukları sözleşmelerdeki maliyet ile bugünkü maliyet arasında çok büyük fark vardır. Bugün gelinen noktada sanayicinin de hesabı şaşmıştır, ihracatçının da hesabı şaşmıştır.

Değerli milletvekilleri, küresel kapsamda ticaret istatistikleri sunan web tabanlı bir hizmet sağlayıcısı var; adı: Trade Map. Trade Map verilerine göre dünyada ortalama tedarik mesafesi 5.156 kilometredir. Türk ihracatçılarıysa günümüzde sadece 2.953 kilometre ortalama mesafeye ürün satmaktadır. Devler liginde bu mesafe 6 bin kilometre ile 11.500 kilometre arasında değişmektedir. Dünyada mesafeler ortadan kalktı, bu nedenle ülkemizin daha uzak pazarlara yönelmesi, mevcut serbest ticaret anlaşmalarını güncellemesi ve yeni nesil ticaret anlaşmaları yapması önemli ve gereklidir. Sayın Cumhurbaşkanı da bu konuda bir açıklama yaparak "Artık 8 bin kilometre menzili hedef olan, 84,5 trilyon dolar büyüklüğündeki dünya ekonomisinin yüzde 64'ünü oluşturan 17 ülkede ihracatımızı 81,5 milyar dolara çıkarmak için uzak ülkeler stratejisini hayata geçiriyoruz." dedi ve daha uzak ülke hayalini bile kurmaya fırsat vermeden en fazla ihracat yaptığımız 10 ülkeden 4'ünün büyükelçisini kapı dışarı etmekle tehdit etti.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Tamamlayın sözlerinizi.

YASİN ÖZTÜRK (Devamla) - Sayın Başkanım, tamamlıyorum.

Sorun şimdilik çözülmüş gibi görünüyor. "Gibi görünüyor" diyorum çünkü bu durumu bir kenara not edenler var; artık ihracat yapmak için kendimize uzak menzilli ülkeler mi ararız, yoksa elimizdeki ülkelerle mi devam ederiz, bunu zaman gösterecek.

Sayın milletvekilleri, ülke ekonomisine katkıda bulunmak amacıyla ihracatçımızın yanında hep birlikte durmak zorundayız. Bu kanun teklifine verdiğimiz destek de bunun en açık göstergesi ancak bizim desteğimiz ihracatçılar adına uyarı yapmamıza engel değil. Biz ülkemiz adına, ihracatçımız adına uyarılarımızı yaptık, yapmaya da devam edeceğiz; uyması, dikkate alması sizden diyor, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.