| Konu: | Türkiye İhracatçılar Meclisi ile İhracatçı Birliklerinin Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 5 |
| Birleşim: | 15 |
| Tarih: | 04.11.2021 |
AYHAN EREL (Aksaray) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri, yüce Türk milleti; Türkiye İhracatçılar Meclisi ile İhracatçı Birliklerinin Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi'nin 13'üncü maddesi üzerine partim İYİ Parti adına söz almış bulunmaktayım. Hepinizi saygıyla selamlarım.
Görüşmekte olduğumuz maddeyle 5607 sayılı Kanun'da ibare, kelime değişiklikleriyle kaçak eşya ve teslim alınmamış araçların tasfiye sürecinin hızlandırılması amaçlanmıştır. Bunu göre kaçak eşya naklinde kullanıldığı şüphesiyle hakkında el koyma kararı bulunan taşıt sahipleri taşıtın değeri kadar teminatı gümrük idaresine teslim etmeleri hâlinde taşıtlarını geri alabilirler. Maddeye eklenen fıkrayla doksan gün içinde teslim alınmamaları hâlinde soruşturma ve kovuşturma sonucu beklenmeksizin satış yoluyla tasfiye edilmesi hususu Anayasa'nın mülkiyet hakkı yönüyle tartışmalıdır.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Genel Başkanımız Sayın Meral Akşener Hanımefendi'nin de belirttiği gibi AK PARTİ iktidarı döneminde 2015'ten beri ihraç ettiğimiz şekerden daha fazlasını ithal etmeye başladık. İzlenen berbat tarım politikalarının sonucunda bugün şeker gibi temel bir ihtiyaç ürünümüz bile zamlarla karşı karşıyadır. Ne var ki her şeyi çok iyi bilen ama iş icraata gelince sınıfta kalanlar, bu sorunu da üreticiye ve satıcıya sopa göstererek çözüyormuş gibi yapıyorlar.
Buradan iktidardakilere seslenmek istiyoruz: En son devlete ait TÜRKŞEKER'e kesilen cezaları bilmiyoruz sanmayın. Girdi maliyetlerindeki artış yüzünden fiyatlar artmasın diye TÜRKŞEKER'in zam yapmasına engel olarak ne yapmaya çalışıyorsunuz anlamışız değiliz. Pancar kooperatiflerine ait olan şeker fabrikalarını da batırmaya mı çalışıyorsunuz? TÜRKŞEKER'in, şeker fiyatlarını sübvanse etmesi 3 milyar liradan fazla zarara neden oldu. Ne yazık ki bu zararının dönüp dolaşıp milletimize fatura edileceği gün gibi ortada. Zamları bir kere ötelersiniz, iki kere ötelersiniz ama daha sonra benzinde olduğu gibi bir kerede dünyanın zammını vatandaşın omuzlarına yüklersiniz.
Kuru üzümde, kuru incirde, çeltikte, yer fıstığında sorunlar bitmiyor. Hâlbuki ülkemiz, kuru üzüm, kuru incir üretiminde ihracat liderliğine oynuyor ancak fiyatlarımız geçen yılla aynı olarak belirleniyor. Yani iktidar, dünyada lider olduğumuz ürünlerde üretim yapanları, üretime küstürmek için elinden geleni yapıyor. Yer fıstığı ise daha beter bir durumda. Geçen yıl 9 lira ila 12 lira civarında olan fiyat, bu yıl 8 lira civarında. Yer fıstığının Toprak Mahsulleri Ofisi görev kapsamında olmaması da üretim planının yapılmamasına neden oldu.
Bakın, kışlık ekim dönemindeyiz. Çiftçimizin, üreticimizin desteğe ihtiyacı var. Rekoltelerin doğru açıklanması, kuraklık etkisinin doğru ölçülmesi gerekiyor diye yazın başında, haziran ayında gerekli uyarıyı yapmıştık ancak gelin görün ki Tarım Bakanı temmuz, ağustos ayında kuraklığa dayalı mecburi açıkları hesaplamayı beceremedi. Bu yüzden, temmuz ayında 260 dolara düşen buğdayı 353 dolardan, 240 dolara düşen arpayı 330 dolardan satın almak zorunda kaldık. Eğer bu kafayla giderseniz, bu başarısız politikayla devam ederseniz yakın zamanda ekmeği 4 liradan satın almaya başlayacağız. Çiftçilerimiz bas bas bağırıyor: "Bu sene kimse buğday ekemiyor. Çiftçiler kuraklık ve yüksek maliyetlerden dolayı hep mercimek ekti. Allah korusun, gelecek sene biz ekmeği belki tanesi 6-7 liradan yiyeceğiz."
Değerli çiftçi kardeşlerim; biliyoruz, artan girdi maliyetlerine artık dayanamıyorsunuz; biliyoruz, borçlarınız nedeniyle traktörünüzden, evinizden hatta tarlanızdan oluyorsunuz; biliyoruz, ekemiyorsunuz, biçemiyorsunuz; biliyoruz, dolar 10 liraya, mazot 8,5 liraya, gübre 4.500 liraya dayandı, DAP ve üre fiyatları 8-9 bin arasında geziniyor ama maalesef siz bunca çileyi çekerken iktidardakiler size masal anlatmaya devam ediyor. Hiç utanmadan, yüzleri zerre kadar kızarmadan bugünkü düşük fiyatları yine kendilerinin sorumlu olduğu döviz artışına bağlıyorlar ama biz biliyoruz ki dolar ve euro bu kadar tırmanmadan önce de elinizdeki ürünler hep düşük fiyatlardan alınıyordu.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Tamamlayın sözlerinizi.
AYHAN EREL (Devamla) - Yani, girdiler ve döviz artsa da artmasa da, Türk lirası değerli olsa da olmasa da AK PARTİ'nin gözünde çiftçinin, üreticinin hiçbir değeri yok. Çiftçiler de diyorlar ki: "Bundan sonra zamanında veya erken bir zamanda yapılacak seçimde de AK PARTİ bizim gözümüzde ve gönlümüzde yok." Bilin istedim.
Teşekkür ediyor, saygılar sunuyorum. (İYİ Parti sıralarından alkışlar)