GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Türkiye İhracatçılar Meclisi ile İhracatçı Birliklerinin Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:5
Birleşim:15
Tarih:04.11.2021

MAHMUT CELADET GAYDALI (Bitlis) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Değerli milletvekilleri, partim ve grubum adına, görüşülmekte olan 284 sıra sayılı Kanun Teklifi'nin 14'üncü maddesi üzerine söz almış bulunmaktayım.

Bugün 4 Kasım, partimize karşı yapılan sivil darbenin 5'inci yılı. Haksız ve hukuksuz bir şekilde tutulan tüm arkadaşlarımızı, kamuoyunu ve sizleri saygıyla selamlıyorum.

Değerli milletvekilleri, Türkiye'de ekonomik politikalar, ihracatın ötelendiği, ithalatın ise ön plana çıktığı bir sistematikle çalışmaktadır. Bu durum da beraberinde üretim ekonomisi yerine tüketim ekonomisini merkezine alan bir yapının kurulmasına sebebiyet vermektedir. İthalatı kısa vadelerde olumlu bulan yönetim şekli, orta ve uzun vadede özellikle üretim araçları boyutunda ciddi krizler oluşturmaktadır. Bu krizleri önlemenin ilk adımı, ithalat ile ihracat kalemlerinin doğru orantılı bir biçimde hareket etmesi olmalıdır. Ortaya çıkan cari açık, aslında bu terazinin şirazesinden çoktan koptuğunun göstergesidir. Merkez Bankası verilerine göre on iki aylık cari işlemler açığı 23 milyar 33 milyon dolar, ocak-ağustos aylarında cari açık neredeyse 14 milyar dolar. Cari denge, kur ve enflasyon arasında bir bağlantı kurulmaya çalışılıyor, böyle bir şey yok. Bakıldığı zaman, Merkez Bankasının 528 milyon dolar cari fazla verdiği belirtiliyor fakat kurda bir azalma yaşanmıyor. Enflasyonda düşüş söz konusu değil, aksine yukarı yönlü bir hareketlilik var.

İhracat, tabii ki önemli bir politikayla yönlendirilmelidir. Fakat ihraç etmek için ithal etmeniz gerekli. Bunlar kendi içinde bir sistematikle çalışıyor yani ham madde verilirse ürün alınıyor, ürün verilirse ham madde alınıyor; birbiriyle bağlantısız değiller. Dolayısıyla ihracatın artması, ithalatı da aynı şekilde artıracak, cari denge yine bozuk olacaktır. Şimdi, burada yapılmak istenen aslında şu: "İhracata yönlendirelim, üreticinin, sanayicinin korkularını giderelim; böylelikle ihracat artışı devam etsin, sürdürülebilir, devamlı bir ihracat modelini hayata geçirelim; dolar girdisi olsun, enflasyon düşsün, kurdaki hareketlilik son bulsun vesaire." Ekonomik göstergeleri iyileştirme mantığı bu olursa, tabii ki ekonomi de daha kötüye gider.

Değerli milletvekilleri, ihracat artırmak uğruna kuru böyle bırakmak, açıkçası ihracatçı için olumlu gibi görünse de ithalat maliyetlerinin artması ve enflasyon oranlarının artışında ciddi sonuç ortaya çıkarmaktadır. İktidarın oynadığı bu yanlış ekonomik politikanın ağır sonuçları ile maalesef halk yüzleşmek, cefasını çekmek zorunda kalıyor. Alım gücü sürekli düşüyor, insanlar sahip oldukları tüm birikimlerini tüketiyor ve ciddi bir yoksulluk ve işsizlik ortaya çıkıyor. Ülke olarak, başka bir ülkenin para değeri sizin para değerinizi 10 kat eritmiş, hâlen mevcut durumun sürdürülebilir olduğunu düşünüyorsunuz. Gerçi, eski Hazine ve Maliye Bakanı demişti: "Dolarla ne işiniz var?" Anlaşılan o ki bu düşünce, iktidar tarafından hâlâ itibar görüyor. Kur arttıkça hayat pahalılaşıyor, benzine, doğal gaza, elektriğe, teknolojik her türlü alete, otomobile ve daha pek çok alanda da zam üstüne zam geliyor, insanlar geçinemiyor. Bakın, kış ayları geldi, daha kombiler, sobalar yanmadan insanların cebi yanmaya başladı, her gün yeni bir zam haberi.

Değerli milletvekilleri, olayı nereden tutarsak tutalım, dönüp dolaşıp aynı yere geleceğiz. Bir ülkede demokrasi yoksa, adalet yoksa, huzur yoksa, kısacası güven yoksa o ülkenin ekonomik hiçbir politikası da tutarlı olamaz. Sadece ülkeye yatırımcı çekmek, üretim kaleminde artışa gitmez. Özellikle orta ve yüksek kaliteli teknolojinin üretimi açısından yeni bir politika belirlemek gerekir. Salt bir şekilde ihracat artırmanın ne enflasyona ne de kura etkisi olacaktır. Teknoloji ve bilime yatırım yapmak, mevcut teknolojiyi bilimsel araştırma ve geliştirme yoluyla daha ileri seviyeye taşıyacak markalar oluşturmanız gerekiyor.

BAŞKAN - Tamamlayın sözlerinizi.

MAHMUT CELADET GAYDALI (Devamla) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Aksi takdirde bu sarmalın içinde daha da fakirleşerek yok olmayla karşı karşıya kalınacaktır.

Teşekkürler. (HDP sıralarından alkışlar)