| Konu: | TÜRK SİLAHLI KUVVETLERİ DİSİPLİN KANUNU TASARISI VE TEKLİFLERİ |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 59 |
| Tarih: | 30.01.2013 |
CHP GRUBU ADINA METİN LÜTFİ BAYDAR (Aydın) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Türk Silahlı Kuvvetleri Disiplin Kanunu Tasarısı hakkında söz almış bulunmaktayım.
Tasarıyla getirilmek istenen disiplin cezalarının birçoğunda muğlak ifadeler bulunmaktadır. Bunların hukukun genel mantığı çerçevesinde netleştirilerek içerisinin doldurulması gerekmektedir.
Sayın Bakan, birkaç kez sormamıza rağmen cevap alamadığımız, en son bütçede size tekrar sorup yine cevap alamadığımız soruyu tekrar sorarak sözlerime başlamak istiyorum.
Sayın Bakan, 2002 yılından daha yeni bir hücumbotumuz yok mudur? 2002 yılından bu yana yapılmış bir hücumbot ihalesi var mıdır? Varsa ihaleye hangi firmalar katılmıştır? İhale hangi firmada kalmıştır? İhalenin verildiği firma yetkilisi Hükûmete akrabalık bağıyla bağlı mıdır? Tekrar soruyorum Sayın Bakan.
Bir soru da silah satışlarıyla ilgili. Hillary Clinton'un Senato komisyonundaki sorgusunda kendisine "Libya'ya silahları Türkiye üzerinden mi gönderdiniz?" diye soruldu. Hillary Clinton buna cevap olarak "Yan odaya sorun." dedi. Yan oda sanıyorum ya Savunma Bakanlığı ya da CIA olacak. Tekrar soruyorum ve açık olarak soruyorum Sayın Bakan: Libya'ya ve Özgür Suriye Ordusu aracılığıyla El Kaide'ye silah sağladığınız doğru mudur? Bu iddialar için ne diyorsunuz? Lütfen, açıkça bunlara cevap vermenizi rica ediyorum.
MİLLÎ SAVUNMA BAKANI İSMET YILMAZ (Sivas) - "Saçma" diyoruz.
METİN LÜTFİ BAYDAR (Devamla) - Değerli milletvekilleri, Sayın Başbakanın terörle?
Sayın Bakan "Saçma" diyerek cevap veriyorsunuz ama Hillary Clinton'a Amerika'da soruyorlar.
Değerli milletvekilleri, Sayın Başbakanın terörle mücadeleye gönderecek subay kalmadığı açıklamasıyla daha önceden ilan etmiş olduğu Ergenekon'un savcılığından müdahil avukatlığa geçişini kutluyor ama atı alanın Üsküdar'ı çoktan geçtiğini ifade ediyorum.
Değerli milletvekilleri, Sayın Başbakanın açıklamaları gündemi değiştirmenin bir gayreti olarak görülmekte, basında bu yönde bir yayın yapılmaktadır.
RECEP ÖZEL (Isparta) - Gündemi değiştirmek CHP'ye yarar.
METİN LÜTFİ BAYDAR (Devamla) - Ama Başbakan bu konuda gayet ciddi çünkü geçen hafta içerisinde İçişleri Bakanlığı tarafından 81 il valiliğine gönderilen genelgeyle, hizmette on beş yılını dolduran emniyet mensuplarının terör olaylarının yoğun olarak yaşandığı bölgelere tekrar gönderileceği belirtildi. Bölgeyi bilen, birikimli ve tecrübeli personelin istihdam edileceği açıklandı. Gerçi bu karar ne kadar geçerli olur, orası şüpheli. Çünkü Başbakan söylediklerinin arkasında duramamakta, aldığı kararları sıklıkla değiştirmektedir. "NATO'nun Libya'da ne işi var?" diyen bir kişinin bir ay geçmeden ülkesinin bir ilini Libya müdahalesinin merkezi durumuna getirmesinin bir açıklaması yoktur.
7 Kasım 2012 tarihinde "Sağır duymaz uydurur, bizim böyle bir talebimiz yok, şu anda para ödemek suretiyle Patriot alma durumunda, düşüncesinde değiliz." diyen bir Başbakandan, 21 Kasım 2012 tarihinde, iki hafta sonra "Talepse talep, bütün bunlar yapılacak, ona göre adım atacağız. Çünkü orada tehdit altında olan bölge Türkiye'nin toprakları olduğu kadar NATO'nun da topraklarıdır." diyen bir Başbakana nasıl geçiş yapıldığının açıklaması yoktur.
Değerli milletvekilleri, NATO'nun olduğu iddia edilen ama aslında Hollanda, Almanya ve Amerika'ya ait olduğu ortaya çıkan füzeler askerleriyle ülkemize gelmiş bulunmakta. Hükûmete göre ülkemiz tehdit altında ve onun için ülkemizdeler ama NATO'nun değiller; parasını biz ödeyeceğiz, ne kadar kalacakları da belli değil. Çünkü Başbakana göre kendi topraklarındalar.
Değerli milletvekilleri, Başbakanın açıklamalarını, İçişleri Bakanlığının genelgesini, donanmamızın son yıllarda yaşadığı bitmeyen soruşturmalar, iddialar, tutuklamalar ve de subay, komutanların istifalarıyla birlikte düşündüğümüzde ortaya şöyle bir sonuç çıkmaktadır: AKP Hükûmeti yakında yabancı bir donanmayla yabancı komutanlar talep ederse şaşırmamak gerekir. Görünen budur değerli dostlarım.
RECEP ÖZEL (Isparta) - Hocam, çok uçuk konuşuyorsun.
METİN LÜTFİ BAYDAR (Devamla) - Değerli milletvekilleri, II. Abdülhamit'in sürekli, darbe yapılacak korkusuyla otuz üç yıl boyunca Osmanlı donanmasını Haliç'te kilitli tutmasının bedeli, ilk önce Ertuğrul firkateyninin 533 şehit vererek Japonya kıyılarında batmasıyla, daha sonra da Trablusgarp Savaşı'nın kaybedilmesiyle ödenmiştir. Tarihi okumak önemlidir ama asıl önemlisi olayları sebebiyle ve sonuçlarıyla birlikte değerlendirebilmek, analizleri doğru yapabilmek ve olayları doğru okuyabilmektir. Okuyamadığınız takdirde "Tarih tekerrürden ibarettir." sözünün ne demek istediğini anlayamaz, politikalarınızı tarihî hatalar üzerine inşa etmeye devam eder, kendi topraklarınızı yabancı ülkelerin toprağı olarak görme yanılgısına düşersiniz.
Değerli milletvekilleri, 2009 yılında Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç'a suikast iddiasıyla başlatılan soruşturma ordunun kozmik odasına kadar ulaştı. Yirmi altı gün arama yapıldı. Sonuç? Yıl 2012'nin son günleri, Başbakan Yardımcısı açıklama yaptı: "Bunun bir suikast girişimi olduğunu düşünmüyorum." Peki, üç yıl süresince ne oldu? Kozmik oda aramaları sonucunda, olası bir savaş durumunda devletin zirvesinde yer alan kişilerin hangi askerler tarafından, hangi yöntemlerle, nereye saklanacağına ilişkin plan kullanılamaz hâle geldiği için iptal edildi. Türkiye Cumhuriyeti'nin olası bir savaş durumunda kullanacağı ve ülkenin belirli yerlerinde bulunan gizli cephaneliklerin olduğu noktalar deşifre oldu. Irak'ın kuzeyinde PKK yapılanmasına ilişkin belgeler, bunları elde edenler ve bilgi alınan kaynaklar deşifre oldu. Yani -ülkemiz- olmayan bir suikast iddiasının peşinde, Başbakanın savcılığında, Başbakan Yardımcısının gözetiminde, terörle mücadeleye gönderecek subaylarımızın kalmamasına neden oldu. Terörle mücadelede etkin görev alan, 2011 yılında 872, 2012 yılında 1.227 subayımız kendi isteğiyle ya istifa etti ya da emekli oldu. Başbakan subay bulamadığı için de Genelkurmay Başkanını PKK'ya karşı yapılan operasyonları bizzat yönetmesi için gönderdi.
Değerli milletvekilleri, askerî casusluk operasyonunda adı geçen bir binbaşımız için, evinde yapılan aramalarda ele geçirildiği iddia edilen hayvan ve çocuk pornoları için ayrı dava açılmıştı. Mahkeme binbaşı hakkında şu kararı verdi: "Binlerce CD ve DVD inceleme işlemi sırasında, sanığın savunduğu gibi DVD'nin karışmış olabileceği gibi, kötü niyetli kişi ya da kurumlar tarafından sanığı aşağılayıcı bir suçla suçlamak isteyenler tarafından bu DVD'nin diğer el konulmuş eşyalar arasına koyulmuş olabileceği görüşüyle beraatına karar verilmiştir."
Şimdi de bir kahraman askerimizden söz etmek istiyorum sizlere. Adı Mustafa Levent Göktaş; 1959 Tokat doğumlu, Türk askeri, emekli subay. TSK'da çalıştığı dönemde PKK örgüt lideri Abdullah Öcalan'ın Suriye'den çıkarılması ve Kenya'da yakalanarak Türkiye'ye getirilmesinde görev aldı.
HÜSAMETTİN ZENDERLİOĞLU (Bitlis) - Amerika size teslim etti, Amerika!
METİN LÜTFİ BAYDAR (Devamla) - Genelkurmay Başkanlığına bağlı Özel Kuvvetler Komutanlığı bünyesindeki Muhabere Arama Kurtarma Birliğinde görev yaptı. Türk Silahlı Kuvvetlerinde 3 adet üstün cesaret ve feragat madalyasına sahip tek Türk subayı. 2004'te askerlikten emekli olduktan sonra serbest avukatlık yapmaya başladı. 7 Ocak 2009'da Ergenekon soruşturmasının 10'uncu dalga operasyonunda gözaltına alındı ve birkaç gün sonra "silahlı terör örgütü üyesi olmak" suçlamasıyla tutuklandı. Tüm suçlamaları reddetti. Kararı ve değerlendirmeyi kamuoyunun takdirine bırakıyorum.
Türk Silahlı Kuvvetlerine yıllardır yapılan saldırılarda son dönemece girmiş bulunmaktayız. Bunun tek sorumlusu da on yıllık AKP hükûmetleridir, tarih de bunları yazmaya devam etmektedir.
Dinlediğiniz için teşekkür eder, sevgi ve saygılarımı sunarım. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ederiz Sayın Baydar.