GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: CHP Grubu önerisi münasebetiyle
Yasama Yılı:5
Birleşim:18
Tarih:11.11.2021

HDP GRUBU ADINA HÜSEYİN KAÇMAZ (Şırnak) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.

Tabii "OHAL Komisyonu" denilince söz konusu mağduriyetler, intiharlar, dağılan aileler ve birçok mağduriyet hepimizin malumu. Ancak diğer bir yönüyle, güncel olması hasebiyle "Süleyman Özışık" denilen iktidara yakın, yandaş gazetecinin OHAL Komisyonuna ilişkin söylediği sözler aslında bir gerçeği gözler önüne sermekteydi. Ne diyordu Süleyman Özışık: "İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'ya masum olduğuna inandığım binlerce insanın dosyasını götürdüm, görevlerine iade edildiler." Tabii, burada, OHAL Komisyonundan ziyade OHAL sektörüne dönen ve bu sektöre para aktaranların masum olarak işe döndüğü bir gerçekle karşı karşıya kaldık. Yani FETÖ borsası gibi OHAL borsasının da kurulmuş olduğu kendi yandaşları tarafından aslında kamuoyuna deklare edilmiş oldu. Tabii, iktidar bugüne kadar bu iddiayı yalanlamadı; yalanlamamış olması, suskun kalması da aslında söylenenlerin doğru olduğunu bize ispatlamakta.

Komisyonun çalışma usullerine baktığımızda, yasada tabii, Komisyonun çalışma usulleri bellidir. "Üyeler ve Komisyon çalışmalarında görevlendirilenler, görevlerini yerine getirmeleri sırasında edindikleri kamuya, ilgililere ve üçüncü kişilere ait gizlilik taşıyan bilgileri, kişisel verileri ve ticari sırları ve bunlara ait belgeleri bu konuda kanunen yetkili kılınan mercilerden başkasına açıklayamaz, kendilerinin veya üçüncü kişilerin yararına kullanamaz." şeklinde bir düzenleme var. Ancak gördüğümüz üzere, Süleyman Özışık'ın iddiaları ve iktidarın sessiz kalması, aslında bu kanunun nasıl ihlal edildiğini açıkça göstermekte. Yani ne demek oluyor? "Komisyon kararı beklemek yerine Özışık'a başvurabilenler, Süleyman Soylu'ya ulaşabilenler, parası olanlar aklanabiliyor." sonucu çıkıyor buradan. Tabii, dediğimiz gibi, OHAL Komisyonunun son dönemlerde açıkladığı kararlara da baktığımızda, mağduriyetlerin giderilmesinin yolu yargı olmalıyken bağımsız olmayan kişilerden oluşan bu Komisyonun binlerce insanın kaderini elinde tutuyor olması, bir hukuk devletinde tamamıyla bir garabete sebep olmakta.

Yine, Anayasa Mahkemesinin dahi inceleyemediği KHK'leri âdeta bir üst mahkemeymiş gibi inceleyen bu Komisyonca verilen kararların neresinde adalet arayalım? Bu Komisyonun hakkaniyetli karar verme şansı zaten yok.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

HÜSEYİN KAÇMAZ (Devamla) - Sayın Başkanım...

BAŞKAN - Tamamlayalım lütfen.

HÜSEYİN KAÇMAZ (Devamla) - Ya birileri kulaklarına fısıldayacak, onlar da ona göre hareket edecek ya da birileri, dediğimiz gibi, kurulan bu borsadan onlara ulaşacak ve yine iadesi sağlanacak.

Bu Komisyonun Anayasa'nın amir hükümlerine açıkça karşı hareket ettiğini "Füsun Üstel ve diğerleri" kararı sonrası mahkemelerce verilen beraat kararlarına rağmen hukuka aykırı bir şekilde, kendini Anayasa'nın da üstünde gören, Anayasa Mahkemesinin de üstünde gören bir şekilde söz konusu başvurucuların başvurucuların başvurularını reddetmesini ve özellikle barış akademisyenleri olarak bilinen imzacı akademisyenlere yani muhalif akademisyenlere karşı iktidarın Komisyon eliyle aslında bir fiilî cezalandırma yöntemi uyguladığını net bir şekilde görebiliyoruz. Ama net bir şekilde söyleyelim, tarih bunu ispat edecektir: Barış akademisyenleri bu ülkenin onurudur ve barış akademisyenleri tarih önünde de aklanacak ve görevlerine iade edilecektir.

Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (HDP sıralarından alkışlar)