| Konu: | Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ve Katar Devleti Hükümeti Arasında Büyük Çaplı Organizasyonların Yerine Getirilmesinde İş Birliği Konulu Niyet Mektubunun Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 5 |
| Birleşim: | 18 |
| Tarih: | 11.11.2021 |
İYİ PARTİ GRUBU ADINA HÜSEYİN ÖRS (Trabzon) - Sayın Başkan, çok değerli milletvekilleri; Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ve Katar Devleti Hükümeti Arasında Büyük Çaplı Organizasyonların Yerine Getirilmesinde İş Birliği Konulu Niyet Mektubunun Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Teklifi üzerinde İYİ Parti Grubu adına söz aldım. Hepinizi en derin saygılarımla selamlıyorum.
Değerli milletvekilleri, Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ve Katar Devleti Hükümeti Arasında Büyük Çaplı Organizasyonların Yerine Getirilmesinde İş Birliği Konulu Niyet Mektubu 31 Ekim 2019 tarihinde Ankara'da imzalanmıştı. Katar devletiyle imzalanan söz konusu niyet mektubuyla 2022 yılında Katar'da düzenlenecek Dünya Kupası organizasyonu esnasında yapılacak bilgi ve tecrübe paylaşımıyla, iki ülke arasında yürütülmekte olan güvenlik iş birliği faaliyetlerinin de pekiştirilmesinin amaçlandığı söyleniyor gerekçede. Söz konusu niyet mektubuyla, 2022'de Katar'da düzenlenecek Dünya Kupası'na ilişkin alınacak güvenlik tedbirlerine Emniyet Genel Müdürlüğü tarafından sağlanacak desteğin hukuki zemini oluşturulmaktadır arkadaşlar.
Değerli arkadaşlar, Katar'ın, Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri ve diğer Körfez ülkeleriyle ilişkilerinde sorunlar yaşadığını biliyoruz. Yapılacak güvenlik iş birliği ve verilecek destekte bu sorunlu ilişki göz önünde bulundurulmalı, olası risk ve tehditlere karşı gerekli tedbirlerin alınması sağlanmalıdır. Onu da buradan iletmek, sizleri uyarmak istiyorum.
Değerli arkadaşlar, dün 10 Kasımdı, Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu ve banisi Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün vefatının üzerinden seksen üç yıl geçti. O cumhuriyet ki emperyalizme karşı verilen Kurtuluş Savaşı'yla mazlum milletlere örnek olmuştur ve Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve onun silah arkadaşları aziz ecdadımızın bize en değerli emanetidir. Kurtarıcı ve kurucu iradenin yokluk içindeki bu destansı mücadelesi ve zaferinin kıymeti vazgeçilmezimizdir. Son yıllarda üzülerek görüyoruz ki bu kıymetin farkında olmayanlar var, siyaseti millî ve manevi değerlerimiz üzerinden gereksiz tartışmalarla meşgul edenler var. Oysaki Türk siyaseti, kurtarıcı ve kurucu iradenin bize gösterdiği hedeflere odaklanmalıdır. Bu hedef, aziz milletimize daha huzurlu ve daha müreffeh bir hayat sağlama hedefidir. Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ü vefatının 83'üncü yılında rahmet, dua ve minnetle anıyor, mücadelesi önünde saygıyla eğiliyorum.
Değerli arkadaşlar, aziz Türk milletinin kahramanca mücadele verdiği Kurtuluş Savaşı'nı zafere taşıyan, milletimizin ve tüm dünyanın takdirine mazhar olan Atatürk'ü iyi anlamalı, iyi anlatmalı, yaşadığı zorlukları ve verdiği mücadeleyi unutmadan, birlik ve beraberlik içinde onun bize emaneti olan cumhuriyetimizi gelecek nesillere emanet etmeliyiz. Bu vesileyle, dış politika alanında ortaya koyduğu "Yurtta barış, dünyada barış." sözleriyle özetlenecek vizyon ve izlediği kararlı politikalarla Türkiye Cumhuriyeti devletinin bugünkü konumuna gelmesinde önemli paya sahip olan cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün Türk dış politikasının temel dinamiklerini ortaya koyarken ülkemizin ve dünyanın gerçeklerini gözden uzak tutmadığının altını bir kez daha çizmek isterim. O, Türkiye'nin dış politikasını belirlerken gerçekçi davranmış, ülkenin jeopolitik durumunu, tarihsel gelişimini, Millî Mücadele Dönemi'nin kazanımlarını, cumhuriyetin temel değerlerini ve dünyanın içinde bulunduğu olayları iyi analiz ederek her zaman dikkate almıştır. Atatürk'ün gerçekçiliği, Amasya Genelgesi'nden Erzurum Kongresi'ne, Sivas Kongresi'nden Misakımillî'ye, Millî Mücadele sürecinde yapılan anlaşmalardan Lozan'a kadar yaşanan birçok gelişmede kendisini göstermiştir arkadaşlar. Onun dış politika anlayışında, bağımsızlık, gerçekçilik, barışçılık, hukuka bağlılık, güvenilirlik, akılcılık, ileri görüşlülük, diplomasi, anlaşma fırsatlarını değerlendirme, olayları geçmişi ve o günüyle anlama ve analiz etme yeteneği ve maceraperestlikten uzak öz güven vardır.
Değerli arkadaşlar, ülkeler, dış politikalarını sürekli dostluklar ve sürekli düşmanlıklar üzerine bina etmez. Dış politikada esas olan, ülke menfaatlerinin korunmasıdır. Millî Mücadele'mizin başlamasıyla birlikte izlenen ve Türkiye Cumhuriyeti için belirlenen dış politika, tarih bilinci içinde, hedefi açık olarak belli, akılcı, gerçekçi, dengeli, inandırıcı, diyaloğa açık ve barışa yönelik olmuştur. Bu dış politika anlayışında iç siyaset kaygılarına, hesapsız hamasete ve maceraya yer verilmemiştir.
Değerli arkadaşlar, bizler yapıcı muhalefet anlayışımızla iktidar sahiplerini uyarıyoruz: Uluslararası ilişkilerde şahsi dostluklarınızı değil, devletler arası ilişkiyi esas alın diyoruz. İki ülke arasındaki ilişkileri liyakatli diplomatlarla devlet esaslı yürütün diyoruz. Kişisel ilişkilerin ve kaprislerin bedelini bu millete ödetmeyin diyoruz. Zikzaklarınızın bedelini Türkiye ödemesin istiyoruz.
Değerli milletvekilleri, dış politikanın esas hedefi ülkenin ulusal güvenlik çıkarları ile ekonomik çıkarlarının azami seviyeye yükseltilmesi ve itibarının artırılmasıdır. Bugün baktığımızda, AK PARTİ iktidarının dış politika karnesi kırıklarla doludur, iktidar dış politikada sınıfta kalmıştır. Dış politikada kurumsal geleneklerden uzaklaşılmış, Türkiye Cumhuriyeti'ni temsil etmek üzere dış ülkelerdeki görevlere, atandığı görev itibarıyla vasıfsız, o göreve atanma liyakatine sahip olmayan ve tek özelliği iktidara yakınlık olan kişiler, eski siyasiler büyükelçi ve Dışişleri personeli olarak atanmış, diplomatsız diplomasi devri başlamıştır. Sonuçta, geldiğimiz noktada, dış politikamız büyük bir tahribatla karşı karşıyadır ve ulusal güvenliğimize yönelik risk ve tehditler azami seviyeye çıkmıştır.
Değerli milletvekilleri, bugün burada uluslararası anlaşmaları konuşuyoruz. Anlaşma kavramı, bir akittir, güven esasına dayanan bir taahhüttür. Unutmayalım ki uluslararası arenada güveni kazandığınız ve istikrarı gösterdiğiniz ölçüde saygın olursunuz; verdiğiniz taahhütleri yerine getirerek itibarınızı sürdürebilirsiniz. Unutmayalım ki dış politika, bir ülkenin ön savunma hattıdır, güvenliğidir; ekonomik coğrafyaya hükmetme yeteneğidir; çatışmaların silahsız olarak çözümlenmesine imkân verecek gücüdür ve devletin prestijidir. AK PARTİ döneminde Türkiye, maalesef, egemenlik hakkını kullandığı için cezalandırılmak istenen bir ülke konumuna gelmiştir.
Değerli milletvekilleri, diplomasideki tehditler slogan atarak bertaraf edilemez; devlet yönetmek ciddiyet ister, zikzak kabul etmez. (İYİ Parti sıralarından alkışlar) Şartlara göre pozisyon almak başkadır, dayatılan her şartın şekline girmek başkadır. Bunu özellikle iktidar mensubu arkadaşlarıma söylemek istiyorum.
Değerli arkadaşlar, bizim iktidarımızda akıllı ve etkin, saygın ve kararlı, güvenilir ve istikrarlı, sadece sorunların çözümünü değil krizlerin önlenmesini de hedefleyen, sonuç odaklı ve çok yönlü bir dış politika izlenecektir. Bizim iktidarımızda dış politikanın iç politika malzemesi olarak kullanılmasına son verilecektir.
TURAN AYDOĞAN (İstanbul) - Ağzına sağlık.
HÜSEYİN ÖRS (Devamla) - Türk Cumhuriyetleri başta olmak üzere, Türk dünyasıyla siyasal, ekonomik, kültürel ilişkiler başta olmak üzere çok boyutlu ilişkiler geliştirilecektir.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
HÜSEYİN ÖRS (Devamla) - Çok özür dilerim Sayın Başkanım.
BAŞKAN - Tamamlayalım lütfen.
HÜSEYİN ÖRS (Devamla) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkanım.
Avrupa Türkleri başta olmak üzere dünyanın her yerinde yaşayan vatandaşlarımızın eğitim, kültür, din, sosyal ve ekonomik konulardaki sorunlarıyla yakından ilgilenilecek ve bunların çözümü noktasında destekler verilecektir.
Genel Başkanımız Sayın Meral Akşener'in ifade ettiği gibi "Dünyanın saygın Türkiyesi, Türkiye'nin İYİ Partisi." diyor, hepinizi en derin saygılarımla selamlıyorum. (İYİ Parti sıralarından alkışlar)