| Konu: | TÜRK SİLAHLI KUVVETLERİ DİSİPLİN KANUNU TASARISI VE TEKLİFLERİ |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 59 |
| Tarih: | 30.01.2013 |
AYTUN ÇIRAY (İzmir) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Parlamentoya milletvekili olarak gelmeden önce bürokrat olarak da çoğu zaman gelmiştim. Burada gördüğüm, öğrendiğim bir gelenek vardı, muhalefet sert eleştirilerde bulunsa dahi bakanlar yatıştırıcı ve sakin davranırdı. Buradaysa tam aksine oluyor, muhalefet gayet beyefendi, sakin konuşmalar yaparken bakanlar gelip burada ajitasyon yapıyorlar.
Şimdi, esasen, Uludere ve Afyon olayından sonra normal demokratik ülkelerde Sayın Bakanın burada olmaması gerekir çünkü bu tür büyük can kayıplarıyla ortaya çıkmış büyük olaylardan sonra çağdaş, demokratik ülkelerde bakanlar istifa ederler.
Değerli arkadaşlar, şimdi moda oldu, sürekli bir darbe mağduriyeti içerisindesiniz. 27 Mayıs darbesi yapıldığı zaman -esasen darbeler milletin bütününe karşı yapılır- sizin esameniz okunmuyordu. 12 Eylül darbesine gelince esasen siz onun ürünüsünüz, 12 Eylül darbesinin ürünüsünüz. Eğer ürünü olmasaydınız bugün hâlâ "Kenan Evren'i yargılayalım mı, yargılamayalım mı?" tartışmalarını yapmazdınız.
Şimdi, Sayın Başbakan geçen gün televizyonda yaptığı konuşmada askerlerle ilgili tutuklamaların normalleşme olduğuna dair iddiaları tekzip etti. Yani bugüne kadar iddianız neydi? "Biz, Türk subaylarını tutukluyoruz çünkü darbeleri engelliyoruz, Türkiye'yi normalleştiriyoruz." Ama Sayın Başbakan, şimdi öyle söylemiyor "Türk askerini tutukluyorlar -her kimse o üçüncü şahıs- ve Türk ordusunu çalışamaz, savaşamaz hâle getirdiler." diyor. Bu, aslında sizin kendi kendinizi tekzibinizdir. Bundan sonraki konuşmalarda bunu dikkate almanızı öneririm.
Değerli arkadaşlar, 28 Şubat sürecine gelince, çok sık dile getirdiniz, ben 28 Şubat sürecinde bürokrattım, zaman zaman bazı gazetecilerin tehditlerine de maruz kaldım ama AKP Grubuna bakınca 28 Şubattan hiçbir kahraman göremiyorum. İçinizden bir tanesinin tankın üstüne çıktığını da hatırlamıyorum.
RECEP ÖZEL (Isparta) - Sen çıktın mı?
AYTUN ÇIRAY (Devamla) - Şimdi, bakınız değerli arkadaşlar; 28 Şubat Millî Güvenlik Kurulunda alınan?
RECEP ÖZEL (Isparta) - Tankın üstüne sen mi çıkmıştın?
AYTUN ÇIRAY (Devamla) - ...18 maddelik karar burada, 18 maddelik karar. Bu kararın altında merhum Sayın Başbakan Erbakan'ın ve o zaman Millî Güvenlik Kuruluna girenlerin imzası var.
RECEP ÖZEL (Isparta) - Sen 28 Şubatta ne yaptın, bürokrattın ya?
AYTUN ÇIRAY (Devamla) - Bakın, ne diyor biliyor musunuz o kararda? "TSK'dan ilişiği kesilen personelin kamu kurum ve kuruluşlarında istihdamına imkân verilmemelidir." diyor. Madde 9 da diyor ki: "Aşırı dinci kesimlerin?
RECEP ÖZEL (Isparta) - Sen müsteşarken ne yaptın, onu söyle.
AYTUN ÇIRAY (Devamla) - ?kamu kurum ve kuruluşları, özellikle üniversite, eğitim kurumları, bürokrasi ve yargıya sızmaları önlenmelidir." Buna, bu Millî Güvenlik Kurulu kararına imza atmakla kalmadı dönemin hükûmeti, aynı zamanda hükûmet bunu bir genelge hâline getirdi. Yani hükûmet bunu uyguladı.
RECEP ÖZEL (Isparta) - O zaman kim hükûmetteydi? Kim vardı burada?
AHMET AYDIN (Adıyaman) - Siz hükûmetin bürokratıydınız!
AYTUN ÇIRAY (Devamla) - Son topladığınız ve 28 Şubat darbesini soruşturduğunuz o Komisyonda, Karadayı, geldi, yüzünüze karşı dedi ki: "Erbakan, bize bu kararlar konusunda çok yardımcı oldu." Çıt çıkarmadınız.
Değerli arkadaşlar, şimdi, burada cevabını vermediğiniz, veremediğiniz bir soruyu daha sormak istiyorum. Değerli Milletvekilimiz Ali Özgündüz bu soruyu sormuştu, hâlâ sizden çıt çıkmadı. Bakınız, 2004 yılında Hükûmetiniz, AKP Hükûmeti "İrticai Faaliyetlere Karşı Yürütülecek Ek Eylem Planı" adı altında 28 Ekim 2004'te Türk Silahlı Kuvvetlerine bir talimat yazdı ve devletin diğer organlarına da yazdı. Bu ek eylem planını açıklamadığınız sürece darbeci sizsiniz. Tamam mı?
RECEP ÖZEL (Isparta) - Allah Allah! Var mı öyle bir şey?
AYTUN ÇIRAY (Devamla) - Bir başka meseleye gelince: Şimdi, "12 Eylül" filan diyorsunuz ya, bakın, Kenan Evren ne diyor: "Abdullah Gül Başbakan olmuştu ya işte ondan sonra beni ziyaret etmek istemişti Sayın Erdoğan. Ben de kendisine randevu verdim, arka kapıdan Kalender Orduevine aldık."
RECEP ÖZEL (Isparta) - Ya, sen şimdi hangi taraftasın CHP'de, onu söyle?
AYTUN ÇIRAY (Devamla) - "Orada dedi ki Sayın Erdoğan, bana saygılarını sundu, sevgilerini sundu, bu ülkeye yaptığım iyiliklerden söz etti."
Değerli arkadaşlar, sizin darbelerle marbelerle alakanız olmaz. Siz 12 Eylül darbesinin provokatörüsünüz. (AK PARTİ sıralarından gürültüler)
RECEP ÖZEL (Isparta) - Ya, sen şimdi ne taraftasın?
AHMET AYDIN (Adıyaman) - Darbecilerin avukatlığını yap, ondan sonra da "Darbeci sizsiniz." de.
AYTUN ÇIRAY (Devamla) - 12 Eylülden bir gün önce "darbe yapılsın" diye provokasyon yaptınız.
MEHMET METİNER (Adıyaman) - Darbelerle siz meşgulsünüz.
AYTUN ÇIRAY (Devamla) - Konya yürüyüşünüz 12 Eylül darbesinin provokasyonudur. Allah günahlarınızı affetsin. Şimdi de ortaya çıkmışsınız, MİT Müsteşarı görüşür, haberiniz olmaz; genel müdür görüşür, haberiniz olmaz. Ya, sizin MİT Müsteşarından haberiniz yoksa, genel müdürün ne yaptığından haberiniz yoksa o hâlde siz iktidar değilsiniz, muktedir değilsiniz.
RECEP ÖZEL (Isparta) - Allah Allah!
AYTUN ÇIRAY (Devamla) - Hepinize sevgi ve saygılarımı sunuyorum arkadaşlar. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ederiz Sayın Çıray.