GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: HDP Grubu önerisi münasebetiyle
Yasama Yılı:5
Birleşim:20
Tarih:17.11.2021

HDP GRUBU ADINA ABDULLAH KOÇ (Ağrı) - Sayın Başkan, kıymetli halkımız; sizleri saygıyla selamlıyorum. Adli Tıp Kurumuyla ilgili iddiaların araştırılması nedeniyle vermiş olduğumuz grup önerisi üzerine söz almış bulunmaktayım.

Değerli halkımız, öncelikle şunu belirteyim: Cumhurbaşkanlığı hükûmet sisteminin kurulmasıyla birlikte, bu sistemin uygulamasıyla birçok kurum tarafsızlığını ve bağımsızlığını yitirdi, bunların içinde başat olan da Adli Tıp Kurumudur değerli arkadaşlar. Ceza yargılama sisteminde önemli bir kurum niteliğinde olan Adli Tıp Kurumu son yıllarda vermiş olduğu kararlarla, gerçek anlamda skandal uygulamalarıyla gündeme gelmiş bulunmaktadır. Tahir Elçi cinayetinde elde edilen bazı kanıtlar üst düzey yetkililerin müdahalesiyle yok edildi, karartıldı ve cinayet aydınlatılmadı. Ve ayrıca, birçok kadın cinayeti nedeniyle cinayetler sorgulanmadı, intihar süsü verildi.

Değerli arkadaşlar, sevgili Tahir Elçi'nin -Adli Tıp Kurumu çalışanı Mehtap Altuğ'un verdiği beyanda- bedenindeki mevcut olan bir kurşunun üzerinde bir iz tespit ediliyor, bir erkeğe ait iz tespit ediliyor ve bu soruşturulmuyor, bu âdeta yok sayılıyor ve cinayet gerçek anlamda aydınlatılmıyor. Bu mevcut olan müdahale nedeniyle soruşturma açan, harekete geçen hiçbir cumhuriyet savcısıyla karşılaşmadık değerli arkadaşlar. Bakın, yine, bu mevcut olan cinayetin aydınlatılmaması meselesinde bu Hükûmetin ciddi şekilde sorumluluğu söz konusu, bu Hükûmet sorumludur bu meseleden.

Değerli arkadaşlar, bakın, 15 bin faili meçhul var, kimi kaynaklara göre 17 bin faili meçhul söz konusu. Bunların hepsinin bir yerinde Adli Tıp Kurumunun uygulamaları var ve bununla ilgili hiçbir şekilde harekete geçilmiyor değerli arkadaşlar.

Yine, kadın cinayetlerinde biz düzmece raporlarla karşı karşıya kalıyoruz. Yeldana Kaharman, Pınar Gültekin ve Aleyna Çakır'ın öldürüldüğü iddialarına karşı Adli Tıp Kurumunun raporları söz konusu ve bu raporlar arasında da ciddi çelişkiler söz konusu. İnsan Hakları Derneğinin 2020 yılı verilerine göre 604'ü ağır olmak üzere, toplamında 1.605 ağır mahpus cezaevlerinde bulunmaktadır. Bakın -bunlar- 2020 yılında 27 mahpus cezaevinde can verdi. 2021 yılının sadece ilk üç ayında 13 mahpus cezaevinde can verdi ne yazık ki.

Değerli arkadaşlar, bakın, size yine tanıdık olan bir kişiyi gösteriyorum. Önceki dönem Eş Genel Başkan Yardımcımız Sayın Aysel Tuğluk'la ilgili, bakın, 2 tane Adli Tıp Kurumunun raporu var; bir tanesi "Cezaevinde kalamaz." diyor, diğer İstanbul Adli Tıp Kurumu ise "Cezaevinde kalabilir." diye bir rapor düzenliyor. Adli Tıp Kurumunun gelmiş olduğu aşamayı görün değerli arkadaşlar.

Bakın, KOAH hastası -Engin Aksoy'la yirmi altı yıldır cezaevinde olan, görmeyen, duymayan, yürüyemeyen bir kişiyi ben size göstereceğim değerli arkadaşlar; Mehmet Emin Özkan, 83 yaşında, hâlâ cezaevinde. Bu Adli Tıp Kurumu, bu mahpusun cezaevinde kalacağına ilişkin rapor düzenliyor. Bu kadar tarafsız ve bağımsızlığını yitirmiş olan bir kurumdan bahsediyoruz değerli arkadaşlar.

Bakın, Adli Tıp Kurumunun uygulama ve raporları ile infaz uygulamasına ilişkin hiç olmayan, kanunda olmayan bazı uygulamalarıyla karşı karşıyayız değerli arkadaşlar. ATK'nin siyasi otoritelere göre ayrım yapması, Kurumu tartışmalı hâle getirmiş. Bakın, geçtiğimiz günlerde suç örgütü lideri Sedat Peker de yazdığı mesajda direkt olarak vefat eden Burhan Kuzu'yu işaret ediyor ve aynı zamanda bir dosyadan dolayı da mevcut olan İçişleri Bakanını işaret ediyor. Peki, neden şu anda mevcut olan iktidar harekete geçmiyor? Neden harekete geçmiyor? Çünkü harekete geçemez, bütün bu olaylarda sorumluluğu söz konusu. Tarafsız ve bağımsızlığını yitiren bu Kurumun üzerinde etkisi var; tarafsız ve bağımsızlığını yitiren bu adliye mekanizması üzerinde, adalet üzerinde gerçek anlamda etkisi var. Bu nedenle, biz, bu olayların tüm tarafıyla araştırılmasını talep ediyoruz.

Bakın, 17 bin tane faili meçhul söz konusu.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurunuz efendim.

ABDULLAH KOÇ (Devamla) - Tahir Elçi'nin cinayeti hâlâ daha aydınlatılmış değil. Neredeyse her ay bir kadın cinayeti işleniyor, bu kadın cinayetlerinin hepsinde Adli Tıp Kurumu intihar süsü veriyor. Bu nedenle, bu Adli Tıp Kurumunun değiştirilmesi ve mevcut olan yapısıyla tarafsızlığını ve bağımsızlığını yitirdiği için biz kanun teklifi de verdik bu Mecliste. Tamamen ortadan kaldırılması gerekiyor. Eğer tarafsız ve bağımsız bir yargı isteniyorsa, eğer Türkiye'de demokrasinin hâkim olması isteniyorsa bu Kurumun mevcut olan bütün işlemlerinin kesinlikle elden geçirilmesi gerekiyor ve muhakkak ki bu konuda bir araştırma ortamının oluşturulması gerekiyor çünkü yargının tarafsız ve bağımsızlığını etkileyen önemli kurumların başında yer alıyor. Bu nedenle, sunmuş olduğumuz bu önergemize destek bekliyoruz.

Teşekkür ediyorum. (HDP sıralarından alkışlar)