| Konu: | İcra ve İflas Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 5 |
| Birleşim: | 20 |
| Tarih: | 17.11.2021 |
DURSUN ATAŞ (Kayseri) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; görüşülmekte olan İcra ve İflas Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi'nin 4'üncü maddesi üzerine partim adına söz aldım. Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
Sayın milletvekilleri, kanun teklifinin görüşülen maddesiyle, iş yoğunluğunun veya daire sayısının fazla olduğu illerde bir veya birden fazla icra daireleri başkanlığı kurulabileceği düzenlenmiştir. Söz konusu bu madde bir gerçeği gözler önüne sermektedir; mevcut icra daireleri iş yükü altında ezilmektedir çünkü vatandaş derin bir ekonomik kriz içerisinde, borcunu ödeyemez hâldedir, iktidar ise her zaman olduğu gibi sorunu çözmek yerine üstünü kapatma yoluna gitmektedir. Vatandaş yoksulluk içinde ezilirken yapılması gereken şey, vatandaşın geçim derdine çare bulmaktır. Yeni icra daireleri açarak reform yapılamaz, reform, milletin sorununu çözerek olur. İçinde adalet olmayan yeni adalet sarayları yaparak, yeni birimler kurarak reform yapılamaz, yapılsa da bunun adı reform olmaz.
Değerli milletvekilleri, 2002 yılında icra dairelerindeki dosya sayısı 8,6 milyonken bugün icra dairelerindeki dosya sayısı 23 milyon 103 bine yükselmiştir. UYAP verilerine göre bu yıl 1 Ocak-5 Kasım arasında icra ve iflas dairelerinde toplam 6 milyon 328 bin yeni icra dosyası açılmıştır. Geçen yılın aynı dönemine göre yeni icra dosya sayısı 1 milyon 160 bin artış göstermiştir. AKP'nin Türkiye'yi getirdiği noktada her gün ortalama 22 bin yeni icra dosyası açılmaktadır. Vatandaşın bankalara ve finans şirketlerine olan konut, taşıt, ihtiyaç kredisi ve kredi kartı borcu 967,8 milyar liraya ulaşmıştır. Kredi kartı borcu takipte olan kişi sayısı 2021'in ilk yedi ayında 1 milyon 287 bin 898'e çıkmıştır. Takipteki kredi kartı borcu da 178 milyon 531 bin lira artarak 7 milyar 277 milyon 75 bin liraya ulaşmıştır. 2002 yılında karşılıksız senet tutarı 8 milyon lirayken 2020 yılında 27 kat artarak 21,4 milyar liraya çıkmıştır. SGK raporuna göre, SGK'ye borçlu olan ve icra listesine giren işveren sayısı geçen yıla göre 188.845 artarak 488.526'ya yükselmiştir. Bu yılın ilk altı ayında meslekten ve sicilden terkini yaparak iflas eden işletme sayısı 71.314 olmuştur. Böyle bir tabloyla karşı karşıyayken icra işlemlerinin hızlandırılmasını, icra satışlarının elektronik ortamda gerçekleştirilmesini reform olarak sunmak milletin aklıyla dalga geçmektir. Bu düzenlemeler sorunları çözecek midir?
İktidar suçun önüne geçmek yerine hapishaneler yapmayı reform saymaktadır. İktidar, bataklığı kurutmak yerine sivrisineklerle mücadele etmeyi reform diye pazarlamaktadır.
Değerli milletvekilleri, resmî veya gayriresmî tüm veriler yandaş bir kesim dışında, gittikçe yoksullaştığımızı ve bu borçlarla yaşar hâle geldiğimizi gösteriyor. Bunu bilmek için ne ekonomist ne bilim insanı ne de başka bir şey olmaya gerek yok; çarşı pazarda iki tur atan her vatandaş bunu biliyor, görüyor, yaşıyor. Bunu görmeyen, saraylarda ülke yönettiğini sanan bir azınlıktan ibarettir. Bunu bilmeyen, iktidarın üç beş maaş verdiği danışmanlarıdır. Bunu yaşamayan, dünyada eşi benzeri olmayacak bir şekilde "yap-işlet-devret" modeliyle görmediğimiz, geçmediğimiz tesislerin borçlarını irademiz dışında bizden alan yandaş müteahhitlerdir. Bunu anlamayan, saray üstüne saray inşa edenlerdir.
Değerli milletvekilleri, alay eder gibi saraydan "Porsiyonları küçültün." tavsiyesi veriyorlar. Vatandaşın porsiyonları kimsenin demesine gerek kalmadan, sizin yüzünüzden zaten küçülüyor. "Market alışverişlerine liste yapıp çıkın, israf etmeyin." diyenler, israf ve şatafat içinde yaşıyorlar. Karnı tok sırtı pek olanlar, aç olanlara şükretmek gerektiğini söylüyor. Enerji Bakanı, üst üste zam gelen doğal gaz için "Evinizi daha az ısıtın." önerisinde bulunuyor. Kombileri kısacaksak, porsiyonları küçülteceksek, bayat ekmeklerden yemek yapacaksak, kuru ekmek bulduğumuzda şükredeceksek size niye 2 trilyon vergi veriyoruz, size niye yetki veriyoruz, siz niye bu koltukları işgal ediyorsunuz?
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurunuz Sayın Ataş.
DURSUN ATAŞ (Devamla) - Saltanatı siz sürün, cefasını fakir vatandaş çeksin; bu ne biçim devlet iletişimidir. Vatandaşın insan olarak en temel hakkıdır evini ısıtmak, yemeğini yemek, alışverişini yapmak, insanca yaşam sürmek ama siz ülkeyi yönetemiyorsunuz. Artık yeter, getirin sandığı, düşün bu milletin yakasından diyor, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (İYİ Parti ve CHP sıralarından alkışlar)