GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: İcra ve İflas Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:5
Birleşim:21
Tarih:18.11.2021

RAFET ZEYBEK (Antalya) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.

Değerli arkadaşlarım, bundan beş ay kadar önce yine bu Meclise İcra ve İflas Yasası'nın değiştirilmesiyle ilgili yasa teklifi geldi, yasalaştırdık. dördüncü yargı paketi olarak gelmişti, beş ay sonra bugün beşinci yargı reform paketi olarak yine İcra ve İflas Kanunu'nda değişiklikler yapmaya çalışıyoruz. Evet, bizim de destek olduğumuz maddeler vardır ama değerli arkadaşlarım, bakın, bu yasaları değiştirerek sorunları çözemezsiniz. Arkadaşlar da belirtti, yani siz eğer ekonomiyi düzeltmiyorsanız beş ay sonra tekrar değiştiririz bu maddeleri, bir beş ay geçer, tekrar değiştiririz. Şunu açıklıkla söylüyorum: Bakın, hem dördüncü yargı paketi olarak getirdiğiniz hem bugün beşincisini getirdiğiniz bu yargı paketleri bir reform değildir.

Değerli arkadaşlarım, her zaman bu ülkede yasalar ihtiyaçlara göre değiştirilir. Bakın, 2004 yılında Türk Ceza Kanunu'nda, Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu'nda köklü değişiklikler yapıldı ama o günden bugüne çok sayıda maddeleri değişti. Değiştirilir, ihtiyaç gelmiştir, değiştirirsiniz ama millete "Yargıda reform yapıyoruz." demeyin Allah aşkına yani bu milleti kandırmayın yeter. Bunlar reform değil, bunlar batmış ekonomiyi "Ya, vatandaşa nasıl yardımcı olabiliriz?" çabaları... Ekonomiyi düzeltin, hiç gerek kalmayacak bunlara.

Değerli arkadaşlarım, yargının esaslı olan 2 tane sorunu var: Bir, -ben hep ısrarla bağırıyorum- bağımsız ve tarafsız değildir; liyakatsizdir. Bakın, siz ısrarla "Ya, yargı bağımsız ve tarafsızdır." diyorsunuz. Değerli arkadaşlarım, bir ülkede daha doğrusu Türkiye'de Anayasa Mahkemesi kararına uymayan mahkemeler varsa, o ülkede yargı bağımsız olmaz. (CHP ve HDP sıralarından alkışlar) Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarına uymayan mahkeme varsa o ülkede yargı bağımsız değildir.

Değerli arkadaşlarım, bakınız, İçişleri Bakanı, hem de görevi gereği bir siyasetçinin 10 bin dolar rüşvet aldığını söyledi. Ben soruyorum: Kim aldı bunu? Yargı ne yaptı bu konuda? Eğer bunun hesabını sormayan yargı varsa bu ülkede yargı bağımsız değildir değerli arkadaşlarım. (CHP, HDP ve İYİ Parti sıralarından alkışlar)

Yine, bakın, Serik'te, Dışişleri Bakanımız ve Kültür ve Turizm Bakanımız, 2'si de Serik Belediye Başkanının 500 bin lira rüşvet aldığını söyledi. İşlem yapılmadı, en sonunda bizim il başkanlığımız dilekçe verdi, şikâyetçi oldu. Bakın, bir buçuk yıldır o dosyayla ilgili hiçbir şey yapılmadı. Şimdi, savcı Sayıştaya sadece "Rüşvet var mı, yok mu?" diye sormuş, bakın. Oysa rüşvet suçları -bilirsiniz hukukçu arkadaşlar- resen soruşturulur; hiçbir şey yapmadı, bir kişi dinlenmedi. Nasıl bu yargıya siz "bağımsız ve tarafsız" diyorsunuz? Yapmayın değerli arkadaşlarım ya! Bakın, bu yargıyla ne yargıya güveni artırabilirsiniz ne bu ülkede adalet dağıtabilirsiniz. Biz, hem Anayasa için hem Hâkimler ve Savcılar Kurulu Kanunu için değişiklik teklifleri verdik, siz de verin, gelin, birlikte inceleyip değerlendirelim. Yarın muhalefete düşeceksiniz, inanın, "Bu ülkede adalet nerede?" diyeceksiniz, bağıracaksınız. Bu sistemle bu ülkede adalet dağıtılmaz değerli arkadaşlarım, bunu değiştirelim.

Bakın, liyakat... Şöyleydi: 2005 yılından önce hâkim, savcılar da devlet memurları gibi gerek genel seçimlerde gerek yerel seçimlerde istifa edip aday oluyorlardı, aday adayı oluyorlardı, eğer kazanamazlarsa dönebiliyorlardı mesleklerine. 2005 yılında -bak, sizin teklifinizdi- o yasaklandı yani "İstifa ediyorsan geri dönemeyeceksin." dendi. Biz de destekledik, ben o zaman görevdeydim de. Evet, doğru bir karar. Gerekçesi neydi? Gerekçesi şuydu: "Ya, siyasi görüşünü açıklıyor, artık kamuoyunda onun siyasi bir taraf... Yani tarafsız görev yapamaz." Doğru mu? Doğru bir karardı.

Değerli arkadaşlarım, bakın, hâkim, savcı sınavlarından 70 puan ve üzeri alanlar alınıyordu. Onu kaldırdınız bu darbe girişiminden sonra ve 40 puan, 50 puan alan hâkim, savcı adaylarını hâkim, savcı yaptınız ama 80-90 puan alanları yapmadınız.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurunuz.

RAFET ZEYBEK (Devamla) - Bunlar, 40-50 puan alan hâkim, savcılar AK PARTİ'de yöneticilik yapmış, aday adaylıkları yapmış, kendisinin bir partinin tarafı olduğunu açıklamış. Şimdi, nasıl izah edeceksiniz değerli arkadaşlarım? Yani, bir taraftan ya, hâkim, savcı eğer siyaset yapacaksa geri dönmeyecek, doğru karar dedik. Siyaset yapmış adamları hâkim, savcı yaptınız. Yani, bu hâkim, savcıların siz Türkiye'de bağımsız adalet dağıtacağını, yargılama yapacağını düşünüyor musunuz? Nasıl düşünebilirsiniz? Ya, bu millete yazık değil mi? Değerli arkadaşlar, bakın, Türkiye'de eğer adaleti dağıtamıyorsanız, hukuku güçlendiremiyorsanız, öyle, ben yol yaptım, köprü yaptım, bina yaptım demeyin ya, yapmayın bunu! Bu devleti batırırsınız, batırıyorsunuz da; bu devlet çöküyor arkadaşlar. Altında siz kalacaksınız bak, siz kalacaksınız. (CHP sıralarından alkışlar)