| Konu: | İcra ve İflas Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 5 |
| Birleşim: | 21 |
| Tarih: | 18.11.2021 |
İMAM HÜSEYİN FİLİZ (Gaziantep) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 285 sıra sayılı İcra ve İflas Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi'nin 11'inci maddesiyle ilgili olarak İYİ Parti Grubumuz adına söz almış bulunmaktayım. Genel Kurulu saygılarımla selamlıyorum.
Değerli milletvekilleri, bu maddeyle 2004 sayılı Kanun'un 111'inci maddesine 1 fıkra eklenerek, borçlunun borcunu taksitle ödemeyi taahhüt etmesi veya alacaklı ile borçlunun hacizden önce veya sonra borcun taksitlendirilmesi için sözleşme yapması hâlinde yapılan bu sözleşmeye ilişkin icra dairesince düzenlenecek tutanak ve kâğıtların damga vergisinden istisna edileceği hüküm altına alınmaktadır. Bu teklife itirazımız yoktur.
Değerli milletvekilleri, 9 Haziran 1932'de yürürlüğe giren 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu AK PARTİ'nin iktidara geldiği 2002 yılına kadar geçen yetmiş yılda sadece 12 kez değişikliğe uğramışken, 2003'ten bugüne tam 23 kez değişikliğe uğramıştır. En son değişiklik ise yaklaşık beş ay önce yapılmıştır ki bu da kanun tekliflerinin iyice tartışılmadan, çalışılmadan Genel Kurula getirildiğinin göstergesidir.
Değerli milletvekilleri, icra iflas hukuku alanında menfi tespit davalarından ihtiyati haciz davalarına kadar 30'dan fazla başlıkta dava yürütülmektedir. Yani, dava çeşitliliği çoktur. İlaveten, icra ve iflaslarla ilgili bir durum tespiti yapmak istiyorum: Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu verilerine göre 2008 yılında 8 milyon olan icra iflas dairelerindeki toplam dosya sayısı, 2020 yılında 26 milyonu ilamsız olmak üzere 30 milyon 384 bine çıkmıştır. Ekonomik zorluklar nedeniyle kapanan, tasfiye edilen, el konulan işletmelerle ilgili olarak bazı sayılar vermek istiyorum: Türkiye Odalar ve Borsalar Birliğinin açıkladığı verilere göre 107 kooperatif, 2'si kolektif, 268'i anonim ve 1.310'u limitet şirket olmak üzere toplam 1.687 şirket sadece geçtiğimiz eylül ayında kepenk indirmek zorunda kalmıştır. Seçim bölgem Gaziantep'te ise yine 2021 yılının Eylül ayı içerisinde toplam 28 firma tasfiye edilmiş, 52 firma da kapanmıştır. Basında yer alan bilgilere göre Gaziantep'te minibüs esnafımıza ait 35 araç bankalara olan borçlarından dolayı bağlanmıştır. Ayrıca bankalara olan tüketici kredileri ve kredi kartları borçları da dâhil olmak üzere hane halkı borcu AK PARTİ'nin ilk göreve geldiği 2002 yılında 6,3 milyar TL iken 2021 yılının ilk 6 ayı itibarıyla 874,2 milyar TL'ye yükselmiştir.
Değerli milletvekilleri, bir ülkede nüfusun yarısı asgari ücretle geçiniyorsa, iş aramaktan vazgeçenler dâhil edildiğinde işsiz sayısı 10 milyona ulaşmışsa, Hukukun Üstünlüğü Endeksi'nde 139 ülke arasında 117'nci sıradaysak, atamalarda liyakat esas alınmıyorsa, ahlaki değerler tefessüh etmişse, vatandaş borcu borçla kapatmaya çalışıyorsa, emekli 1.500 TL aylıkla geçinmeye çalışıyorsa, üretim ekonomisi yerine tüketim ekonomisi pompalanıyorsa, yerli ve millî üretime yeteri kadar önem verilmeyip ithal mallara yönlendirme oluyorsa, kamuda israf had safhaya varmışsa sonuç; derin yoksulluktur, sosyal sıkıntıdır, huzursuzluktur yani toplumun iflasıdır. TÜİK'in verilerine göre, ülkemizdeki intihar vakalarının yüzde 10'a yakınının gerekçesinin geçim zorluğu olarak gösterilmesi oldukça dikkat çekicidir. İktidar "Ekonomi şaha kalktı." dese de görüyoruz ki ekonomi değil, vatandaşın geçim sıkıntıları, icra dosyaları şaha kalkmıştır.
Değerli milletvekilleri, bir diğer husus da Türkiye'nin iflas konusunda dışarıdan nasıl göründüğüdür. Eular Hermes ve Allianz'ın hazırladığı 2020 Küresel İflas Raporu'nda Türkiye'nin görünümü iyi değildir. Hazırlanan haritada Türkiye, iflaslarda ciddi anlamda kötüleşen ve seviyesi 2003-2007 seviyesinden yüzde 20 daha fazla olan Singapur, Fas, Şili gibi ülkeler grubunda bulunmaktadır.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurunuz efendim.
İMAM HÜSEYİN FİLİZ (Devamla) - Bu konuya iktidarın dikkatini çekmek istiyorum.
Değerli milletvekilleri, pahalılık, yüksek faturalar, ödenemeyen ev kiraları, krediler ve kredi kartı borçları, fakirlik ve bunların getirdiği huzursuzluk vatandaşlarımızın kaderi değildir. İYİ Parti iktidarında vatandaşımızın gündemi, icra, iflas ve haciz olmayacak; zenginlik, refah, huzur ve güven içinde iyi bir Türkiye olacaktır diyor, Genel Kurulu saygılarımla selamlıyorum. (İYİ Parti sıralarından alkışlar)