GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: İcra ve İflas Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:5
Birleşim:21
Tarih:18.11.2021

MURAT SARISAÇ (Van) - Teşekkürler Sayın Başkan.

Genel Kurulu ve halklarımızı saygıyla selamlıyorum.

Öncelikle, bir, Kürtçeden başlamak gerekiyor. Keşke her şey Cahit Bey'in söylediği kadar, böyle, güllük gülistanlık olsaydı ama ne yazık ki Kürtçe üzerindeki baskıların çok daha fazlası yani anlatabildiklerimizin de çok daha fazlası yaşanıyor Türkiye'de. Ana dil bir halkın var olma gerekçesidir, kuşkusuz ki bütün ulusların ana dili de çok kıymetlidir, kadim Kürtçe de bunlardan bir tanesidir. Eğer bir dil tiyatro sahnesinde, şarkı sözünde, Meclis kürsüsünde var olabiliyorsa, orada kendini yaşatabiliyorsa bu, dil gelişir anlamına gelir ama ne yazık ki günümüzde biz bunlardan çok daha uzak bir yerdeyiz. Eğer siyasi iktidar kendi siyasi propagandasına hizmet ediyorsa Kürtçeye iyi bir şekilde yaklaşıyor ama hizmet etmiyorsa her yerde, Kürtçe, yasaklarla karşı karşıya kalıyor. Sadece altı yılı esas alırsak dil kurumlarının kapatılmasından tutun da Kürt büyüklerinin heykellerinin yıkılmasına kadar, yine keyfî bir şekilde Kürtçe tiyatroların ve konserlerin yasaklanmasına kadar çok büyük Kürtçe karşıtlığı ve Kürtçe düşmanlığıyla bizler yüz yüze kaldık. Dersim yoldaşımın söylediği gibi, çok değil, birkaç gün öncesinde Mem Ararat konseri, AKP'li belediye tarafından, Kürtçe şarkı söylenecek diye yasaklandı. Daha farklı örnek vermeye de hiç gerek yok aslında bu Meclis çatısı altında, sadece şurada bizim ana dilimizle ilgili yani aslında bütün ana dillerle ilgili "..."(x) dememiz bile yeterli bir örnek. Bakın, Meclis tutanaklarına "x, x, x" diye geçecek. Hiçbir propagandası yok, sadece bir dili savunuyorum, dille ilgili kendi ana dilimde bir cümle ortaya atıyorum. Siz, şimdi. o tutanaktan bu dili öğrenmek isteseniz öğrenemeyeceksiniz. Tırnak içerisinde "Kürt kökenli" vekilleriniz de eminim ki birçok kelimenin karşılığını bilmiyor. Mesela, biz de "..."(x) "onur" demek yani ana dilim benim onurumdur demek.

Sayın milletvekilleri, kanun teklifine dönecek olursak da AKP'nin finans politiği halkı borçlandırma üzerine kurulmuştur. İktidarın yurttaşı bağımlı hâle getiren politikaları, yine, pandemi süreciyle beraber esnafı, tüccarı, şirketleri büyük bir ekonomik çöküşle karşı karşıya getirmiştir. Zaten, ülkemizde insanlarımızın yüzde 75'inin de borçlu olması bu anlayışın sonucudur. Buna rağmen, İcra ve İflas Kanunu'nda yapılmak istenen değişiklikler de yine, bu yapısal sorunlara hiçbir şekilde çözüm üretememektedir; aksine, bu krizleri çok daha da derinleştirmektedir. Mesela, AKP'nin ekonomik çözümü şu: "Biz halkımızı icralık hâle getirmeyeceğiz." diyemiyor, "Biz icralık olan halkımızın, onun yıllarca birikimleriyle aldığı evlerini, arabalarını bu icralardan dolayı çok rahat satmasını sağlayacağız." diyor.

Yine, sürekli Van'ı da dile getiriyoruz çünkü Van'daki krizler de artık çoklu bir hâl aldı. Ekonomik krizlerden tutun da sosyal, siyasal krizlere kadar birçok kriz yaşıyor Van. Van'daki sorunlar da artık yapısaldır, zaten Van'daki bu sorunları da Hükûmetin çözme amacı olmadığı için neredeyse kronik bir hâl almıştır bütün bu krizler.

Şimdi, tüm bunlara rağmen yani hem depremde Vanlılara verilen sözlerin tutulmaması hem sonrasında pandemi süreci, sonrasında diğer bütün kapılar açılırken Kapıköy Sınır Kapısı'nın açılmaması, sonrasında da kayyumların, yine, Van'ı hem tüketen hem de zarar veren o 3 bürokratın Van'ı tamamen işgal eden anlayışından dolayı Vanlılar çok büyük krizler yaşıyorlar. Şimdi, Van'da, bu krizlerin sonucu olarak hem esnaf hem tüccar hem de vatandaş çok büyük ekonomik sorunlar yaşıyor.

Şimdi, Hükûmet yetkilileri, Hükûmet temsilcileri rakamlara boğuyorlar: "Van'a bu kadar yatırım yaptık, bu kadar destek kredileri verdik."

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurunuz efendim.

MURAT SARISAÇ (Devamla) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Açıkçası, bunun çok bir karşılığı yok Vanlılarda, zaten Vanlılar bunun bilinçli bir politika olduğunu yani Van'ın çok bilinçli bir şekilde geriletildiğini ve zarar verildiğini düşünüyor.

Dediğim gibi "destek kredisi" adı altında... İşte, Hükûmet, her gün "Biz destek kredisi veriyoruz." diyor ama düşünün ki destek kredileri ne için verilir? Destek kredileri, üretimi genişletmek için yani daha büyük yatırımlar yapmak için verilir. Depremden kalma, pandemiden kalma sorunlarından dolayı Van halkı bu destek kredilerini sadece borçlarını ödeyebilmek için alıyorlar.

Yine, Van'da, şu an, kapanan iş yeri sayısı ve Van'da icralık olan, takibe takılan... Yani kredi ve kredi kartından takibe takılma sıralamasında Van 6'ncı sırada Türkiye'de. Bu, kuşkusuz, AKP iktidarının bugünkü resmidir, bugünkü icraatlarıdır.

Buradan, tekrardan, halklarımızı ve bütün Türkiye'yi saygıyla selamlıyorum. (HDP sıralarından "Bravo" sesi, alkışlar)