GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: TÜRK SİLAHLI KUVVETLERİ DİSİPLİN KANUNU TASARISI VE TEKLİFLERİ
Yasama Yılı:3
Birleşim:59
Tarih:30.01.2013

AYŞE ESER DANIŞOĞLU (İstanbul) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; 394 sıra sayılı Silahlı Kuvvetler Disiplin Kanunu Tasarısı'nın 49'uncu maddesi için söz aldım. Ancak çerçeve 45'inci maddeyle ilgili bir madde ihdası vermiştik, kabul edilmedi. Bu konu üzerinde de birkaç noktaya değinmek istiyorum. Hepinizi saygıyla selamlıyorum.

İlgili kanun maddesine geçmeden önce, maalesef gene işçi ölümlerinden bahsetmek mecburiyetindeyim. Gaziantep'te galvaniz fabrikasında meydana gelen patlamada hayatını kazanmaya çalışırken kaybeden işçilerimize rahmet diliyorum, yakınlarına başsağlığı diliyorum, yaralıların da bir an evvel iyileşmesini umuyorum.

Ülkemizdeki çalışma koşulları, denetimsizlik, taşeron sistemi, on yılda 11 binin üzerinde bir ölüm bilançosuyla karşı karşıya kalmamıza neden oluyor. Biliyoruz ki demokrasilerde bu denetimsizlik ve sorumsuzluklara geçit verilemez ama insanların hayatına mal olan bu boşvermişlik ülkemizi ölüm rekorlarına götürüyor.

Değerli milletvekilleri, Anayasa Mahkemesi 20 Eylül 2012 tarih ve 125 sayılı Kararı ile sivil memurları askerî şahıs tanımından çıkartmış ve askerî mahkemeler yerine sivil mahkemelerde yargılanmalarını kabul etmiştir. Görüşmekte olduğumuz kanunda da Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarının zorlamasıyla, silahlı kuvvetlerde görev yapan siviller açısından askerî disiplin hukuku mevzuatının değil, 657 sayılı Kanun'un uygulanması öngörülüyor. Anayasa'nın 145'inci maddesiyle de, asker olmayan kişilerin savaş hâli haricinde askerî mahkemelerde yargılanamayacağı anayasal teminat altına alınmıştır zaten. Ancak verilen cezalar karşısında silahlı kuvvetlerde çalışan sivil memurların itiraz edecekleri merci Askerî Yüksek İdare Mahkemesidir. 1602 sayılı Askerî Yüksek İdare Mahkemesi Kuruluş Kanunu'nun 20'nci maddesi, asker kişiler tanımına sivil memurları da dâhil etmektedirler. Sivil Memurlar ve Emeklileri Derneği, idari davalarda yetkili olan bu mahkemede sivil memurların dava kazanma oranının eser miktarda olduğunu belirtmektedir.

Kanun kapsamındaki sivil personelin askeri şahıs tanımından çıkarılması hem çalışma koşullarının diğer devlet memurlarıyla paralelliği hem de sivil personel için sivil yargının geçerli olması açısından gereklidir. Eğer devlet odaklı yaklaşımların yerine insan odaklı yaklaşımları koyacaksak, silahlı kuvvetlerde görev yapan sivil memurlar askerî mahkemelerin uygulama alanının tamamen dışına taşınmalıdır.

Silahlı kuvvetlerle ilgili bir kanun tasarısı görüşülürken değinmek istediğim bir diğer nokta da asker intiharlarıyla ilgili. Asker Hakları İnisiyatifi askerî kışlalarda her üç günde 1 askerin intihar ettiğini ve asker intiharlarının sivil intiharların 2,5 katı olduğunu belirtiyor. Bu durum kabul edilemez. İlaveten, Millî Savunma Bakanımızın asker intiharlarına ilişkin bir soru önergesini "İntihar yaşı askerliğe rastlıyor. Türk Silahlı Kuvvetlerinin yaşanan intiharlarla ilgili herhangi bir sorumluluğu yoktur." biçiminde cevaplaması da aynı ölçüde kabul edilemez.

Ülkemizin evrensel değerleri, temel hak ve özgürlükleri temel alan, eşitlikçi ve özgürlükçü bir sivil demokrasi ve güçlü bir hukuk devleti olduğunun bir işareti de bütün ölümlerin sorumlularının bulunup cezalandırılması olacaktır. Bu ölümler sivil ve siyasi şiddet ölümleridir; asker ölümlerinden Uludere'ye, Uludere'den Afyon'a, işçi ölümlerinden doğal gaz facialarına, kadın cinayetlerinden ayrımcılık cinayetlerine kadar uzanmaktadır.

Hepinizi saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ediyoruz Sayın Danışoğlu.