GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: İcra ve İflas Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:5
Birleşim:22
Tarih:23.11.2021

FERİDUN BAHŞİ (Antalya) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 285 sıra sayılı Yasa Teklifi'nin 20'nci maddesi üzerine söz aldım. Hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Türkiye'de genel yargı bağımsızlığı, adil yargılanma hakkı, yasaların doğru uygulanıp uygulanmadığı konularında bugüne kadar yeterince konuştuk ama hâlâ bir arpa boyu yol alamadık. 2019 yılında yol haritası çizilen ve 2023 yılına kadar sürecek olan 9 amaç, 63 hedef ve 256 faaliyetten oluşan Yargı Reformu Strateji Belgesi kapsamında görüştüğümüz bu beşinci yargı paketi. "Öncesinde görüşülüp yasalaşan 4 paketten sonra yargıda bir iyileşme oldu mu?" diye soracak olursanız bunun cevabını yapılan kamuoyu araştırmaları vermektedir. Bırakın diğer partilerin seçmenini, AK PARTİ seçmeninin bile yargıya güveni ve yargıdan beklentisi kalmamış. AK PARTİ seçmeninin yüzde 36'sı yargıya güvenmiyor. Uluslararası yargıya güven endeksi sonuçları ise zaten ortada. Türkiye'nin sorunları sıralamasında ilk sırada yoksulluk varken 2'nci sırada adalete güvensizlik var.

Değerli milletvekilleri, daha önce de defalarca söylediğimiz gibi, asıl sorun yargı bağımsızlığının sağlanamaması, uygulayıcıların eğitimindendir. Geçen yıl yine bugünlerde hukuk fakültelerinin durumunu konuşmuş, dekanların neredeyse yarısının hukukçu olmayanlardan, hatta veteriner hekimlerden, ilahiyat hocalarından oluştuğunu, eğitim verenlerin de yine hukukçu olmadığını ya da yeterli akademik kariyere sahip olmadıklarını dile getirmiştik. Geçen yıldan bugüne değişen bir durum var mı; takdiri sizlere bırakıyorum. Hukuk fakültesi eğitimi görmemiş hocalar nasıl olacak da yarının hâkimini, savcısını, avukatını yetiştirecek? Bu okullardan mezun olan gençlere bir ülkenin olmazsa olmazı yargısını nasıl emanet edeceğiz? Yine, hukuk eğitimi almamış, hukuk fakültesinde çalışmamış, hâkim, savcı veya avukat olma ehliyetine sahip olmayan akademisyenler nasıl olur da hâkim, savcı ve avukat yetiştiren okulları yönetirler ya da bu hocalar kendi çocuklarını kendilerinin eğitim verdiği veya yönettiği okullara hukuk eğitimi alması için gönderirler mi?

Değerli milletvekilleri, Türkiye'de başta ilahiyatçılar olmak üzere pek çok çevrede en çok telaffuz edilen kelimelerden ikisi "ehliyet" ve "liyakat"tir. Bu çevrelerce, sıkça, işi ehline vermeyen kavimlerin batacağı söylenegelir. Yine, hukukçu olmayıp hukuk dersi veren hocalara soruyorum: Sizin, eğitimini görmediğiniz dersleri vermeniz ehliyet midir? Kendinizin mezun olmadığı bir fakülteye dekan olarak atanmanız liyakat midir? Eğer işi ehline vermeyen kavimler batıyorsa, hiç kuşkunuz olmasın, hukukçu olmayan kişilerin ders verdiği ve hukukçu olmayan dekanlar tarafından idare edilen hukuk fakültelerinden mezun olanlara ülkenin adalet sistemini teslim ederseniz bu ülke batar ve batıyor. Biz ülkenin tepeden tırnağa liyakatsiz ve ehliyetsizlerin elinde battığını görüyoruz. Hukukçunun hukuk eğitim düzeyi arttırılmadıkça dünyanın en iyi yasalarını da çıkarsanız adalete güveni, yargı bağımsızlığını veya adil yargılanma hakkını sağlayamazsınız. En iyi yasalar kötü uygulayıcılar elinde kötü sonuçlar doğurur, en kötü yasalar da iyi uygulayıcılar elinde iyi sonuçlar doğurur.

Değerli milletvekilleri, yine, yıllarca yargı çalışanlarının özlük haklarıyla ilgili birçok açıklama yaptık, yasa teklifi verdik; sorunları, araştırma ve soru önergeleriyle dile getirdik. Nedir bu başlıca sorunlar: İnfaz koruma memurlarının güvenlik sınıfına alınması, yardımcı hizmetler sınıfının kaldırılması, ek göstergelerin yükseltilmesi, müdürlük atamalarında yandaşa değil, liyakate önem verilmesi ve Devlet Memurları Kanunu'na tabi olarak hizmet veren ve genel idari hizmetler sınıfında olan Adalet personelinin adalet hizmetleri sınıfı oluşturularak bu sınıfa dâhil edilmeleri. Bu çıkarılan yargı paketlerinden bu sorunlara da eğilmesini beklerdik ama maalesef, bu sorunların çözümü yine bir başka bahara kaldı.

Gazi Meclisi ve yüce Türk milletini saygıyla selamlıyorum. (İYİ Parti ve CHP sıralarından alkışlar)