| Konu: | İcra ve İflas Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 5 |
| Birleşim: | 22 |
| Tarih: | 23.11.2021 |
SEMRA GÜZEL (Diyarbakır) - Teşekkürler Sayın Başkan.
Değerli milletvekilleri, görüşülmekte olan kanun teklifinin 20'nci maddesine dair söz aldım.
Yargı eliyle her türlü yasal hakkın gasbedildiği, hukuksuzluğun meşrulaştırıldığı son dönem Türkiyesinde maalesef ki bu yasa teklifi de Türkiye'deki halkların adalet arayışına çözüm olamamakta. İktidar, her zaman yaptığı gibi toplumu bu yasal düzenlemenin içerisine katmamış, çocuk velayeti gibi oldukça hassas bir konuda dahi konunun uzmanlarına danışma gereği duymamıştır.
Mevcut durum bu iken toplumsal sorunlara çözüm arayışı havanda su dövmekten öteye gitmiyor. Keza, tepeden inme bu yasalar şiddeti doğurmakta ve şiddeti meşrulaştırmaya da devam etmektedir.
Değerli milletvekilleri, hukuksuzluğun, yasa tanımazlığın özellikle bölge illerinde nasıl hayata geçirildiği, tüm inkâr politikalarına rağmen hepimizin malumu. Bu durumun pratikte nasıl işletildiğini 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Mücadele Günü'nün haftasında bir kez daha hatırlatmak isteriz.
Kürt kadınları olarak yıllardır coğrafyamızda kadın mücadelesi yürütüyoruz. Toplumumuzun, kadın-erkek eşitliğine inanan ve sağlayan, kadını bir irade olarak gören bir toplum olarak değişmesi, dönüşmesi için mücadele ediyoruz; bunun hayata geçirilmesi için ev ev, kapı kapı dolaşarak kadınları bilinçlendiriyor, kadına yönelik şiddetin durması için politikalar üretiyoruz. Bu bağlamda, yerel yönetimlerimizde her ilçede tek tek kadın kurumları açıldı, eş başkanlık sistemi hayata geçirildi. Kültürden ekonomiye, sosyal yaşamdan siyasete kadar her alanda kadınların var olması için büyük emekler verildi fakat atanan kayyumların yaptığı ilk iş bu kadın kurumlarını kapatmak oldu ve tek bir kişiye bundan dolayı soruşturma açılmadı, hesap sorulmadı.
Değerli milletvekilleri, kurumlarımız kapatılsa da her gün aktivist arkadaşlarımız "8 Marta neden katıldın?" "25 Kasıma neden katıldın?" "Gülistan Doku'yu neden sordun?" gibi son derece absürt bahanelerle gözaltına alınıp tutuklansa da kadın özgürlük mücadelesinden vazgeçmeyeceğiz.
21 Kasım 2016 tarihinde, bu ülkenin kara lekesi olarak hayata geçirilen KHK'lerden biriyle, Kürt kadınlarının çatı örgütü olan KJA Derneği diğer kadın dernekleriyle birlikte kapatıldı. Bu hukuksuz uygulamalara rağmen bizler, kadınlar bu yasaklayıcı zihniyete karşı mücadele etmeye devam ettik; ev ev dolaşmaya, kadınları bilinçlendirmeye, şiddeti durdurmak için emek ve inançla çalışmaya devam ettik fakat iktidar kadın ve Kürt düşmanı; hukuku tanımamaya, kadın haklarını tanımamaya da devam ediyor. İşin hukuksuzluk boyutu, milyonlarca Kürt kadınının sahiplendiği, kendisini içerisinde gördüğü KJA'ya dair kesinleşmiş bir mahkeme kararı yokken kriminalize edilmek istenmesidir. Bu ülkenin İçişleri Bakanlığının yayınladığı her broşürde, her çalışmada sayfa sayfa KJA'nın antipropagandası yapıldı, yapılmaya da devam ediyor fakat hakkında alınan bir karar var mı? Yok. Ortada bir delil var mı? Yok. Olan şey ne peki? Bakan Bey ferman buyurmuş, emniyet güçleri ve mahkeme de uyguluyor.
Değerli milletvekilleri, sadece bir bakanın sözü ve yaklaşımıyla eylem ve etkinliklerimiz yasaklanıyor. Yasal olarak herhangi bir karar ortada olmamasına rağmen, fiilî olarak, keyfî olarak kadın etkinlikleri suç sayılıyor. Ülkenin başka bir yerinde yapılan aynı içerikteki eylemler, etkinlikler kamu düzenini bozmak, pandemi kurallarına uymamak gibi sudan sebeplerle yasaklanırken bölge illerinde ayrıca bu eylem ve etkinlikler terörle iltisaklı olarak gösterilip hukuka aykırı bir şekilde terörize edilmek isteniyor. Fiiliyatta zaten uygulanmayan yasalar, söz konusu Kürtler ve Kürt kadınlar olunca kökten tepetaklak oluyor. Her gün bölgemizde kadınlar katledilirken bu katliamlarla, şiddetle mücadele etmesi gereken Bakanlık, maalesef, kadınlarla mücadele ediyor. Yine, bu Bakanlığa bağlı kayyumlar her gün kurumlarımızı kapatıp kadınları işten atıyor.
Buradan bir kez daha belirtiyorum: Kadınlara yönelik bu tavrı, kriminalize etme çabalarını, hukuksuz yere yok sayma, gözaltı ve tutuklamalarla sindirme politikalarını kabul etmedik, bundan sonra da kabul etmeyeceğiz. Dün nasıl yaptıysak bundan sonra da ev ev, kapı kapı gezmeye, mücadeleyi büyütmeye, erkek devlet şiddetiyle mücadele etmeye devam edeceğiz.
Ben buradan bir kez daha bu mücadelede yer alan tüm kadınları sevgiyle kucaklıyorum. (HDP sıralarından alkışlar)