| Konu: | İcra ve İflas Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 5 |
| Birleşim: | 22 |
| Tarih: | 23.11.2021 |
ÜNAL DEMİRTAŞ (Zonguldak) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
Değerli milletvekilleri, bu kanun teklifinin "Çocuk Teslimi ve Çocukla Kişisel İlişki Kurulması" başlıklı Dördüncü Kısmındaki düzenlemeler son derece önemli ve hassaslıkla yaklaşılması gereken düzenlemelerdir çünkü tamamının öznesi çocuklarımızdır. Bu teklifte çocuklarımızın üstün yararı için bazı olumlu düzenlemeler vardır ve bu olumlu düzenlemeleri biz de desteklemekteyiz. Ancak teklifin lafzına ve ruhuna baktığımızda çocuk bir özne değil, bir nesne gibi görülmüş ve tüm tanımlamalar bu yanlış bakış açısı üzerinden yapılmıştır.
Değerli milletvekilleri, yeni bir yasa ya mevcut düzenlemedeki eksikliklerin tamamlanması ya yanlış uygulamaların önüne geçilmesi ya da yasaların ihtiyacı karşılamaması nedenleriyle yapılır. Ama sorunu bir yerden alıp başka bir yere koyacağınız bir yasanın hukuksal olarak da idari olarak da toplumsal olarak da bir yararı yoktur; çocuk teslimiyle ilgili durum tam da böyle bir durumdur. Bu teklifle önceden İcra ve İflas Kanunu'nda olan çocuk teslimi müessesi Çocuk Koruma Kanunu'na aktarılmaktadır. Uygulayıcı da icra daireleri değil Adli Destek ve Mağdur Hizmetleri Müdürlüğü olmaktadır. Çocukların teslim edileceği yerlerin valiliklerle belirleneceği, bu yerlerin, okul, kreş gibi yerler olabileceği, aile mahkemesi kararlarının yerine getirilmesinde uzman bulunmaması hâlinde öğretmenlerin görev alacağı bir teklif vardır karşımızda. Bu teklifte iyi olan şey ise çocuk teslimine dair iş ve işlemlerdeki harçların kaldırılmasıdır.
Değerli milletvekilleri, yasa yapmak sorumluluk ister, çocuklarla ilgili yasa yapmak ise çok daha fazla sorumluluk ister. Bu nedenle, yasa yaparken, ulusal ve uluslararası mevzuattaki referans noktalarına bakmak gerekir. Bu konudaki referans noktaları, İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi'nin 25'inci maddesi, Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi'nin 3'üncü maddesi, Avrupa Konseyi Çocuklarla İlgili Kişisel İlişki Kurulmasına Dair Avrupa Sözleşmesi'nin 4'üncü maddesi ve Anayasa'mızın 41'inci maddesidir. Bu metinlerin tamamında "Çocukla ilgili tüm iş ve işlemlerde çocuğun üstün yararı gözetilmeli" denilmiştir. Uluslararası ve ulusal mevzuat çok açık bir şekilde çocuğun bir birey, bir özne olduğunu söylemektedir. Buna rağmen, hâlâ, çocuğu bir nesne olarak gören ve bir teslim malzemesi gibi düzenlemeler yapan yasama, sorumluluğunu yerine getirmiyor demektir. Bu teklifte "Çocuk hak sahibine teslim edildikten sonra" "Hak sahibine teslim edilmek üzere" gibi tanımlamalar vardır. Oysa, hakkında düzenleme yaptığımız bireyler bu ülkenin geleceği olan çocuklarımızdır. Çocuklarımızın, bu yanlış bakış açısı nedeniyle yaşayacağı travmaların vebali sizin üzerinizde kalır, haberiniz olsun.
Değerli milletvekilleri, ülkemizde son üç yılda 432.517 çift boşanmıştır ve bu boşanmalardan sonra 391.368 çocuk etkilenmiş, 2010 yılında velayete verilen çocuk sayısıysa 96.366 iken 2020 yılında bu sayı 124.742'ye çıkmıştır. Yani günümüzde boşanan sayısı da bundan etkilenen çocuk sayısı da son derece yukarı doğru tırmanmıştır. Kaldı ki bu sistemdeki yanlış uygulamadan etkilenen tek bir çocuk dahi olsa bu durum fark etmezdi. Tam da bu noktadan hareketle çocuklarla ilgili yasaların yapılması gerekmektedir. Ancak ülkemizde "çocuk teslimi" diye konuştuğumuz konu, aslında, yanlış bir anlayış sorununu da ortaya koymaktadır. Buradaki temel sorun, boşanmış çiftlerde velayeti almayan taraf ile çocuğun kuracağı ilişkide böyle zorlayıcı bir sisteme ihtiyaç duyulmasıdır. Yani bir yargı kararının zorla yerine getirilmesi başlı başına çok temel bir sorundur. Ancak ülkemizdeki yargı uygulamalarına baktığımızda zaman zaman mahkeme kararlarının hiçbir şekilde yerine getirilmemesi ya da zorla yerine getirilmesi gibi uygulamalar görülmektedir. Bunun nedeniyse iktidarın bile kendi yargı sistemi içerisinde verilen yargı kararlarını yerine getirmemesi ve yerine getirmekte ayak sürümesidir. İktidarın sahip olduğu bu zihniyet nedeniyle bugün bu düzenlemeyi konuşmaktayız.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
ÜNAL DEMİRTAŞ (Devamla) -Efendim, tamamlamak istiyorum, bir dakika daha rica ediyorum.
BAŞKAN - Buyurun, toparlayın.
ÜNAL DEMİRTAŞ (Devamla) - Değerli milletvekilleri, Almanya bu konuyu 1998'de çözmüştür, çocukla kişisel ilişki kurma konusunda çocuk odaklı yasa değişiklikleri yapılmıştır. İsviçre, ana, baba ve çocuğun kişisel ilişki kurma talep haklarının karşılıklı olduğunu benimsemiş. Sizin teklifinizde Aile Destek ve Mağdur Hizmetlerine devrettiğiniz sorun, İsviçre'deyse "Çocuk Koruma Müdürlüğü" adı altında ayrı bir birim oluşturularak çözülmüştür. İçinde çocuğun geçtiği bu hassas, çetrefilli meselelere çocuğun üstün yararı gözetilerek yaklaşılmıştır. Sosyal bir hukuk devletinin gereği neyse İsviçre'de o yapılmıştır, bu konuda sosyal politikalar üretilmiştir. Bizim de Türkiye'de aslında yapmamız gereken budur.
Hepinizi ve Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)