GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Açık öğretim fakültelerinin sorunlarına ilişkin gündem dışı konuşması
Yasama Yılı:5
Birleşim:23
Tarih:24.11.2021

ARSLAN KABUKCUOĞLU (Eskişehir) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; yüce Meclisi saygıyla selamlarım.

OECD ülkelerinde nüfusun yüzde 45'i yükseköğrenim mezunuyken bizde bu oran yüzde 35'tir. Son dokuz yılda lisans eğitiminden 2,9 milyon kişi mezun olmuş olup bunun üçte 1'i açık öğretim fakültesi mezunudur. Açık öğretim fakülteleri Türk eğitim sisteminde hem devlet açısından hem de vatandaşlar açısından önemli bir eksiği tamamlamaktadır. Eğitim süresi ile kalkınma arasında çok yakın bir ilgi vardır ve açık öğretim fakültelerinin bu yönüyle kalkınmaya katkıları da oldukça büyüktür. Ülkemizde açık öğretim ön lisans ve lisans eğitimi veren 3 tane fakülte vardır; bunlar Atatürk Üniversitesi bünyesinde, İstanbul Üniversitesi bünyesinde ve Anadolu Üniversitesi bünyesinde hizmet vermektedirler. Anadolu Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi en çok öğrenci yetiştiren fakültedir. Otuz dokuz yıllık bir kurum olup 2020 yılı açık öğretim lisans eğitiminden mezun olanların yüzde 50'si Anadolu Üniversitesindendir. Anadolu Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi dünyada 6'ncı, Avrupa'da 1'inci sırada yer alır. Pek çok Avrupa ülkesinde, örneğin Almanya'da açık öğretim lisans eğitim diploması kabul edilmektedir. Bu durum, orada çalışanlara açık bir maddi destek sağlamaktadır. Böylece açık öğretim fakülteleri akut bir ihtiyaca cevap vermiş oluyor.

Anadolu Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi New York'tan Kahire'ye kadar çok geniş bir coğrafyada eğitim vermekte ve sınav yapmaktadır. Öğretim üyelerinin ve yöneticilerinin fedakârlıklarıyla ayakta kalan bu kurumların kendi gayretleriyle olan maddi birikimlerine YÖK el koymuştur. Oysa açık öğretim fakültelerinin önemli giderleri vardır. Bugün bir yasama yetersizliğinin bir kurumu düşürdüğü zorluktan bahsetmek istiyorum. 7243 sayılı Yasa, 10 Nisan 2020 tarihinde torba yasa teklifi olarak Millî Eğitim, Kültür, Gençlik ve Spor Komisyonunda görüşülmüş olup konuşmama konu olan maddeyle açık öğretim fakültelerinin gelirlerinin önemli bir kısmına YÖK el koymuştur. Ek ödemelerin azami yüzde 5 olması kararlaştırılmıştır. Gerekçesi ise doktoralı eleman yetiştirmektir. Teklifin görüşüldüğü sırada Komisyonda yer alan 2 üye karşı çıkmış, biri oradaki YÖK yetkilisi tarafından ikna edilmiş, diğeri bunun yanlış olduğu, yapılmaması gerektiğini ısrarla vurgulamıştır. Genel Kurula geldiği zaman ise ben de dâhil madde üzerinde söz alan ve itirazda bulunan kimse olmamıştır.

Öğretim üyeleri saatte 60 lira gibi komik bir ücretle çalışmaktadır. 25 Temmuz 2020 tarihinde yayımlanan Yükseköğretim Kurumları Döner Sermaye Yönetmeliği'nde yapılan değişiklikle açık öğretim malzemesi üretim faaliyetleri durma noktasına gelmiştir. Açık öğretim yalnız kendine değil, yükseköğretim kurumlarına da ders içeriği sağlamaktadır. Açık öğretim fakültelerinin 1.000'den fazla ders kitabı, 20 bin ders videosu tüm öğretim üyeleri ve öğrencilerine açıktır.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 2021 yılında döner sermaye gelir fazlasının yüzde 80'inin YÖK'e aktarılması, YÖK'ün bu miktara el koymasıyla açık öğretim fakülteleri sorunların üstesinden gelemez ve kendi kendini finanse edemez duruma düşmüştür. Ayrıca, açık öğretim sınav faaliyetleri 2020 yılından itibaren açık öğretim geliri kapsamında sayılmıştır. Bu ise bir sınav 50 milyon lira gibi çok yüksek ücrete mal olduğu için açık öğretim fakültelerine büyük bir yük olmaya devam etmektedir. Bir yıl önce Türkiye Büyük Millet Meclisinde yapılan yasal değişiklikler, başarılı bir şekilde devam eden açık öğretim fakültesi faaliyetlerine engel olur hâle geldi. Türkiye Büyük Millet Meclisi yapılan hatayı derhâl düzeltmeli, böylece açık öğretim fakülteleri eskiden olduğu gibi başarılı çalışmalarına devam etmelidir.

Yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum. (İYİ Parti sıralarından alkışlar)