| Konu: | CHP Grubu önerisi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 5 |
| Birleşim: | 23 |
| Tarih: | 24.11.2021 |
HDP GRUBU ADINA KEMAL BÜLBÜL (Antalya) - "Dünyanın bütün çiçeklerini diyorum,
Bütün çiçekleri getirin buraya,
Öğrencilerimi getirin, getirin buraya,
Kaya diplerinde açmış çiğdemlere benzer
Bütün köy çocuklarını getirin buraya,
Son bir ders vereceğim onlara,
Son şarkımı söyleyeceğim,
Dünyanın bütün çiçeklerini diyorum,
Kır ve dağ çiçeklerini istiyorum,
Kaderleri bana benzeyen,
Yalnızlıkta açarlar, kimse bilmez onları,
Geniş ovalarda kaybolur kokuları...
Yurdumun sevgili ve adsız çiçekleri,
Hepinizi, hepinizi istiyorum.
Dünyanın bütün çiçeklerini diyorum,
Baharda Polatlı kırlarında açan,
Güz geldi mi Kop Dağı'na göçen,
Yörükler yaylasında, Toroslarda eğleşen.
Muş ovasından, Ağrı eteğinden,
Gücenmesin bütün yurt bahçelerinden
Çiçek getirin, çiçek getirin, örtün beni." demişti Ceyhun Atuf Kansu Sayın Başkan, o hazin öyküde. Ceyhun Atuf Kansu'ya bu şiiri yazmaya sebep olan hikâyeyi lütfen internetten bulup okuyun ancak öğretmenleri o zaman anlarız.
Şimdi, bugün anahtar kelime "öğretmen" ve yapılan şey öğretmene boş methiye. Öğretmeni sevdiğinizi, bir öğretmenin elinden yetiştiğinizi, bir öğretmenden irşat olduğunuzu herkes biliyor lakin öğretmenlere borcumuz var. Öğretmenlere sevgi, saygı, ekonomik, özlük, insani, sosyal, kültürel, yaşamsal her konuda borcumuz var. Bu borcu ödemek için ne bekliyoruz, neyi bekliyoruz? Meslek yasası gelecekmiş. Ne zaman? Çıkmaz ayın çarşambasında. 3600 gelecekmiş. Ne zaman? Belli olmayan bir günde; yazıktır, günahtır, ayıptır.
Bir topluma kamusal, kültürel hizmet veren ve kamusal alanın moralinde, dengesinde, yürümesinde emeği olan bir meslek grubuna, öğretmenlerine bu şekilde davranan bir Hükûmet, bu şekilde davranan bir Meclis, bu şekilde davranan bir anlayış bilsin ki öğretmene söylediği methiye ya da sevgi sözünün de asla hiçbir karşılığı yoktur. O anlamda, evet, 3600 ek gösterge 3.600 kereden fazla söylendi; 40 kere söylenirdi, olurdu; 3.600'den fazla söylendiği hâlde hâlâ olmadı.
Öğretmenlik meslek yasasını nasıl düzenleyeceksiniz? Bakınız, öğretmenlik mesleğinin sadece bir devlet memurluğu olmadığını; akademik, kültürel sıfatlarının olduğunu ve öğretmenin kendini donatmak, kültürel olarak yaşamak, hizmeti daha kaliteli, öğrencileriyle iletişimini daha etkili yapabilmek için okumaya ihtiyacı var, kitap alamıyor. Kitabı bırakın, ekmek alamıyor. Yoksulluk sınırının altında...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurunuz.
KEMAL BÜLBÜL (Devamla) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Ve hâlâ böylesi bir durumda işte, öğretmenlik mesleği... Şah-ı Merdan, Şir-i Yezdan, Haydar-ı Kerrar, Sahib-i Zülfikar demişti ki: "Bana bir harf öğretenin kırk yıl kölesi olurum." Daha önce de bu kürsüden söyledim: Onu Şah-ı Merdan söyler. Onun anlamı, derinliği Şah-ı Merdan'dadır, Ali'dedir, onu bilmek için Ali olmak lazım. Bırakın kırk yıl köle olunsun istemiyoruz biz öğretmenler, sadece bir günlüğüne yâr ve yâren olunsun, dertlere çare, deva olunsun, dertlere ilaç olunsun, bu kadar. Yok kölelik, yok bilmem ne? Gerek yok böyle şeylere ve bunu söyleyenin, bu anlam derinliğini bilmesi lazım.
Bir an önce sorunların çözülmesi dileğiyle bu araştırma önergesini desteklediğimizi belirtiyor, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
Teşekkür ederim Sayın Başkan. (HDP ve CHP sıralarından alkışlar)