| Konu: | İcra ve İflas Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 5 |
| Birleşim: | 23 |
| Tarih: | 24.11.2021 |
LEVENT GÖK (Ankara) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; görüşülmekte olan 285 sıra sayılı Kanun Teklifi'nin 32'nci maddesi üzerinde söz aldım. Hepinizi sevgiyle saygıyla selamlıyorum.
Yapılacak düzenlemeyle hâkim ve savcılar tarafından daire dışında görevlendirilecek sosyal çalışmacı, psikolog ve pedagogların yol tazminatları düzenleniyor. E, emeği geçenlerin ücreti alması doğaldır, bu maddeyi de destekliyoruz.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; geçtiğimiz günlerde, kasım ayının başında, Ankara'da, bir avukat meslektaşımızın başına çok üzücü bir olay geldi. Bir avukat meslektaşımız, Edirne'de duruşmadayken, Cumhurbaşkanına hakaret suçlaması nedeniyle evi basıldı. 4 polis, apartmana geldiler, apartmanda bütün komşuların zilini çaldılar, avukat arkadaşımızı aradılar. Avukat arkadaşımız duruşması için Edirne'deydi, evinin kapısı kapalıydı; bütün apartmana ve mahalleye karşı, avukat kardeşimizin bütün itibarını zedeleyici bir işlem yapıldı. Değerli arkadaşlarım, bir avukattan bahsediyorum. Belgeler elimde, arzu ederse Grup Başkan Vekili Sayın Mahir Ünal'a takdim ederim hepsini. Daha sonra telefonla avukatımıza ulaşıldı, sanki daha önceden ulaşılması mümkün değilmiş gibi, "Ben Edirne'deyim, geldiğim zaman gelirim karakola." dedi. Arkadaşımız geldi ertesi gün, değerli arkadaşlarım, Türkiye Cumhuriyeti'nin başkentinde bir avukat, yargının en önemli ayaklarından biri olan savunma mesleğini icra eden bir avukat kardeşimiz, polisler tarafından derdest edildi, üstü arandı; cebinden çıkan parası, cebinden çıkan cüzdanı, gözlüğü tutanaklara geçirildi ve "Yakalandı." diye tutanak tutuldu. Neden? Cumhurbaşkanına hakaret ettiği iddiasıyla açılan bir soruşturmadan dolayı.
Ve olayda yakalama kararı veren sayın savcı -ismini yine ben AKP'li arkadaşlarımızla da paylaşacağım- değerli arkadaşlarım, bu arkadaşımızı akli dengesi yerinde midir diye Adli Tıbba gönderdi. Değerli arkadaşlarım, ortada bir suç var; arkadaşımız gayet makul, ifadesini de veriyor ve Adli Tıbba gönderiliyor tutanakla. Yine, polisler eşliğinde arabaya yükleniyor, polisler eşliğinde Adli Tıbba gidiyor, Adli Tıp doktorunun karşısına çıkıyor; şu itibarsızlığa bakar mısınız değerli arkadaşlar? Adli Tıp doktoru, avukat arkadaşımız hakkında "Ya, gelen avukat kardeşimizin akli melekelerinde herhangi bir sorun yok; son derece düzgün, ne yaptığını bilen bir kişi." diye rapor veriyor. Sonra, yine polisler eşliğinde, mesleğini icra ettiği Ankara Adliyesine getiriliyor; tam on saat değerli arkadaşlar, on saat adliyede bekliyor!
ENGİN ÖZKOÇ (Sakarya) - İçişleri Bakanı sahip çıkmadı ona.
LEVENT GÖK (Devamla) - Değerli arkadaşlarım, sayın savcı, Ankara'da, Cumhurbaşkanına hakaretten dolayı bir avukatı tutuklama istemiyle mahkemeye sevk ediyor. Tam on iki saat boyunca adliyede bu arkadaşımız, on iki saat! Şimdi, bu arkadaşımız, apartmandaki komşularına karşı düştüğü itibarsızlığa mı yansın, arama biçimiyle uğradığı hakarete mi yansın, Adli Tıbba gidip neredeyse deli raporu aldırırcasına bir rapor aldırılmasına mı yansın, bir de, mesleğini icra ettiği, emeğiyle para kazandığı adliyede bütün meslektaşlarının gözünde uğradığı bu itibar kaybına mı yansın? Tam on iki saat sonra adliyede bir hâkim serbest bırakılmasına karar veriyor ve arkadaşımız bütün itibarı sarsılmış bir şekilde evine gidiyor Sayın Mahir Ünal.
Şimdi, bu olay kasım ayının başında oldu. Bunu yapan sayın savcı, 19 Ekim 2021 tarihinde yani bir ay önce Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin verdiği kararı yerine getirmiyor.
Değerli arkadaşlarım, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine bağlı mıyız, değil miyiz; biz Avrupa Birliğine girecek miyiz, girmeyecek miyiz, bir karar verelim. Bakın, bir yargı paketini görüşüyoruz, yan tarafta da Adalet Bakanı, bütçesini savunuyor, "yargı bağımsızlığı" diyor, "adalete erişim" diyor; bunları yapıyoruz, biz kendi ayağımıza kurşun sıkıyoruz.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurunuz Levent Bey.
LEVENT GÖK (Devamla) - Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi diyor ki: "Türkiye'deki Cumhurbaşkanına hakaret suçu, artık Cumhurbaşkanının koruması olarak kullanılamaz. Eğer Cumhurbaşkanı hakarete uğradığını iddia ediyorsa genel mahkemelerde tazminat davası açsın. Türk Ceza Kanunu'ndaki 299'uncu maddeyi kaldırın." Şimdi bizim aslında bunları tartışmamız lazım ve başvuran Vedat Şorli ismindeki kişi hakkında, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, Türkiye'yi 7.500 euro tazminata mahkûm etti. Şimdi, Sayın Cumhurbaşkanının, tam 160 bin tane davası var, 3.200 tanesi sonuçlanmış hapis kararıyla, 7.500'le çarpın 3 bin küsuru, her birinden teker teker mahkûmiyet kararları çıkacak Türkiye aleyhine; sizden çıkmayacak Doğan Bey, Sayın Mahir Bey, hepimizden çıkacak. 19 Aralıkta Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi karar verdiği zaman 81 bin lira, şu andaki euro kuru 103 bin lira. Yazıktır, günahtır. Biraz da bunları konuşalım, bunları yerine getirelim.
Hepinizi saygıyla selamlıyorum. (CHP ve İYİ Parti sıralarından alkışlar)