GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: 27'nci Dönem Türkiye Büyük Millet Meclisinin anayasal sorumluluğuna ilişkin gündem dışı konuşması
Yasama Yılı:5
Birleşim:24
Tarih:30.11.2021

İBRAHİM ÖZDEN KABOĞLU (İstanbul) - Sayın Başkan, Divan, değerli halkımız, bütün milleti temsil eden sayın vekiller; bütün toplum, anayasanın ekmek, su ve hava kadar neden önemli olduğunu, anayasasızlaştırmanın acı bir sonucu ve bedeli olarak Türk lirasının değerinin güneş görmüş kar gibi erimesi sonucu geçen hafta fark etti. Cumhuriyetin özünde yer alan eşitlik, özgürlük ve toplumsal adalete dönebilmek için, Türkiye'yi içine sürüklendiği hukuk ve iktisat bunalımından çıkarma yükümlülüğü acil. Bunun için önce demokratik anayasanın asgari gereklerinde uzlaşılmalı. Yargı bağımsızlığına dayalı erkler ayrılığı ve yürütmenin karşılıklı bağımlılığı veya bağımsızlığına dayanan devlet örgütlenmesi ve kurallar kademelenmesiyle şekillenen hukuki yapılanma; kısaca, normu koyan, uygulayan ve denetleyen organların birbirinden ayrılması. Demokrasinin olmazları olan üçlüde de uzlaşılmalı: Denge ve denetim düzeneği, görev-yetki-sorumluluk kuralı, hesap verebilir hükûmet gereği. Dünyevi bir norm olarak anayasa, erkler ayrılığı yoluyla bölünmez bir bütün olan hak ve özgürlükleri güvenceler. Anayasacılık, anayasa ve siyaset biliminin tarihsel gelişimi ışığında görev ve yetkilerin kolektif aklı ortaya çıkaracak kurullar ve meclisler düzleminde paylaşımını öngörür, uzmanlık ve liyakat ilkelerine dayanır.

Yüce Meclisin saygıdeğer üyeleri, tarihimiz de kopuş ve devamlılıklar ekseninde bu bağlamda yer alır. Eksileri ve artılarıyla tarihsel mirası sahiplenmek ve bundan ders çıkarmak, geleceğe dönük adımların itici gücü olarak toplumların gelişmişlik ölçütüdür. Yakın tarihimizde birbiriyle zıtlaşan iki anayasal süreç öne çıkar. 1982 Anayasası'nın güvenlikçi ve otoriter kurgusu, 1987-2004 değişiklikleri dizisiyle anayasal denge ve denetim düzenekleri yönünde belli ölçüde evrildi. Buna karşılık, 2007-2017 değişiklikleri, tersi yönde demokratik bir anayasanın asgari ögelerini zedeledi. 1 Şubat 2021'de yapılan anayasa çağrısı ve ardından başlatılan anayasa çalışmaları bir öz eleştiridir.

Sayın Türkiye vekilleri, anayasa arayışında şu 3 ön koşul içtenlik testidir: Bir, yürürlükteki anayasaya saygı; iki, demokratik hukuk devletinin asgari gerekleri üzerinde buluşmak; üç, anayasal bilgilenme hakkı ve kamuoyu gerekleri. Gerçekten, nasıl bir anayasa veya değişikliği tartışmasında "Cumhurbaşkanlığı hükûmet" adı verilen sistem ile güçlendirilmiş parlamenter sistem tartışılırken genellikle düz ve saydam bilgi yerine bilgi kirliliği yaratılır. Örneğin, olmayan Bakanlar Kurulu veya Kabine varmış gibi gösterilerek hukuki olgu ve fiilî durum karmaşası yaratılır. Oysa, tartışmayı doğru bilgi temelinde yapabilmek için siyasal, anayasal deyim ve kavramların kullanımına özen, dürüstlük ve halk egemenliğine saygının ölçütüdür.

100'üncü yıllar Meclisinin sorumlu vekilleri, 27'nci Yasama Dönemi kurtuluş ve kuruluş sürecini kucaklayan tarihlerin yüzyılıdır. Bu ağır tarihsel sorumluluk, 2'nci yüzyılı biçimlendirecek olan anayasal gelecekle örtüşmektedir. 1920 Meclisinden sonra hiçbir Meclis, 2018-2023 dönemini kucaklayan 27'nci Dönem kadar gelecek kuşaklara karşı sorumlulukla yüz yüze gelmedi. Şu hâlde Meclisimiz demokratik kuruluş sorumluluğuyla karşı karşıya bulunmaktadır.

Gazi Meclisin değerli vekilleri, 2017 Anayasa değişikliği demokrasinin olmazsa olmazlarını kaldırmakla yetinmedi; devlet ve hükûmet, siyaset ve idare, devlet yönetimi ve siyasal parti arasındaki ayrım çizgilerini de sildi. Aslında, 2017 Anayasa kurgusunun sürdürülemez özelliği otuz aylık uygulamasının ardından savunucuları tarafından da doğrulandı. Kişi-parti-devlet birleşmesi kamu kurumlarının uyumlu işleyişini bozduğu gibi, toplumsal dayanışma ve barışı da zedeledi.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Tamamlayın sözlerinizi.

İBRAHİM ÖZDEN KABOĞLU (Devamla) - Çok teşekkürler Sayın Başkan.

Bunun somut örneğine ve uygulamasına 2022 bütçe görüşmelerinde tanık olmuş bulunuyoruz.

Şu hâlde, hukuk devletinin asgari gerekleri üzerinde anayasal zeminde buluşma zamanıdır zaman. Aksi hâlde, 100'üncü yıllar Meclisi tutanaklarını inceleyen gelecek kuşaklar, anayasa yapımı bir yana, demokratik bir anayasanın temel ilkeleri üzerinde bile uzlaşma sağlayamadan kurtuluş ve kuruluşa sığan zaman yelpazesini hovardaca tüketmiş bir Meclis nitelemesi yapacaklardır bizim için.

100'üncü yıllar Meclisinin tarihsel sorumluluğunu üstlenmesi, gelecek kuşaklara karşı bir görev olmanın yanında, otoriter rejimlerin zemin kazandığı çağdaş dünya için de demokratik esin kaynağı oluşturacaktır.

Demokratik cumhuriyet anayasası için dayanışma umuduyla hepinizi saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından "Bravo" sesleri, alkışlar)