| Konu: | Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 5 |
| Birleşim: | 24 |
| Tarih: | 30.11.2021 |
HDP GRUBU ADINA MUAZZEZ ORHAN IŞIK (Van) - Teşekkürler Sayın Başkan.
AKP'nin yasama ilkelerini altüst eden torba yasa geleneği devam ediyor. Bu torba da öncekiler gibi, içinde bir iki tane iyi maddeyle süslenmeye çalışılmıştır ama genel karakteri itibarıyla rant ve sermaye yandaşlığı üzerine kuruludur. Bu torba yasa da ilgili sivil toplum kuruluşları ile sendikaların ve Meclisin ilgili komisyonlarının görüşü alınmadan hızlıca Kurula getirilmiştir. "Faturalarda TRT payını kaldırıyoruz." propagandasıyla kamuoyuna bir hafta önceden sunulan bu torbada birçok talan, vurgun ve kayırmanın üstü örtülmeye çalışılmaktadır. 22 değişik kanunda değişiklik getiren bu yasa teklifi birçok alanda rant ve sermayenin talepleri için yapılmıştır. Sanayi, Ticaret ve Enerji Komisyonunun yetkisi dışında olan 8 kanunda değişiklik öneren bu teklif ilgili komisyonlarda görüşülmeden önümüze getirilmiştir.
Değerli milletvekilleri, teklifin 2'nci maddesinde, ormanlık alanların tasfiyesi, özelleştirilmesi, özel sektöre devredilmesi, orman alanlarında tesislerin kurulması ve ormanlar üzerinden rant elde edilmesi için alanlar açılıyor. Son ağaç bittiğinde bu felaketin yol açacağı süreci bütün dünya görüyor ve tedbirler alıyor. İklim krizinin önüne geçmek için tüm ülkeler ormanları korumaya çalışırken iktidarınız ise ormanları yok etmeyi hızlandıracak her türlü girişimde bulunmaktadır. Bu yaz yaşadığımız orman yangını felaketleri unutulmuş olacak ki bu düzenlemeyle orman içinde kurulacak balık çiftlikleriyle birlikte orman alanları özelleştirilerek ranta açılacak ve telafisi mümkün olmayan ekolojik tahribatlar meydana gelecektir. Endüstriyel bir üretim modeliyle ormanlık alanlara yapılacak tesisler ve yapılar ormanlık alanlardaki kaynaklara zarar vererek orman ekosisteminin tehlike altına girmesine neden olacaktır. Bu yüzden, orman içi alanlarda yasak olan balık çiftliği tesislerinin önünü açmaya hazırlanan söz konusu bu düzenleme geri çekilmelidir.
Değerli arkadaşlar, teklifin 3'üncü maddesi ise kooperatiflerle ilgili bir düzenleme getiriyor. Dayanışmacı bir ekonominin temeli olabilecek kooperatifler için yapılması gerekenler açıktır. Bu yasa teklifiyle getirdiğiniz düzenlemede kooperatiflerin sorunlarını çözmek yerine erteleme yaklaşımı vardır. Açıkça ifade edilmelidir ki kooperatiflerin üst birliklere, üst birliklerin kooperatif birliklerine üyeliği bir cezalandırma mekanizması temel alınarak yapılamaz. Söz konusu maddeyle üyeliğin genel kurullarla mümkün olabileceği belirtilmektedir. Genel kurullar da hemen yapılamayacağı için, burada bir mağduriyet oluşmasın diye 2024 tarihine ertelenmekte, süreç daha da uzatılmaktadır. Partimizin bu konuda kapsamlı bir kanun teklifi hâlâ ilgili komisyonda bekletiliyor. Gerçekten çözüm arıyorsanız, kanun teklifimizi getirin, birlikte tartışıp, son hâlini verip Türkiye'deki kooperatiflerin sorunlarını çözelim.
Değerli milletvekilleri, bu yasa teklifinin propaganda amaçlı maddeleri ise 4 ila 8'inci maddeleri arasındadır. Bir kamu kuruluşu olan TRT'nin nasıl AKP'nin propaganda aparatına dönüştürüldüğünü hepimiz biliyoruz. TRT'nin nitelikli kadroları da tasfiye edilmiş ve AKP'nin kalemşorları sınavsız bir şekilde, asla gelemeyecekleri yerlere getirilmiştir. Bugün TRT, tarihinin en niteliksiz dönemini yaşamaktadır. AKP'nin A'sından Beyazına, Sabahından Akşamına boyalı medyası propaganda için yetmiyormuş gibi, halkın vergileriyle 18 televizyon, 16 radyo kanalı, 4 basılı dergi ve dijital mecralar üzerinden yayın yapan TRT de bugün AKP ve sarayın özel yayın organı gibi hizmet vermektedir. 2010-2020 yılları arasını kapsayan dönemde elektrik faturalarından yapılan yüzde 2,26'lık kesintiyle vatandaşlardan TRT için yaklaşık 9 milyar lira toplanmıştır. Sadece bu değil, bandrol kesintileri ve reklam gelirleriyle alınan milyarlar da bu Kurum bünyesinde harcanmıştır. Peki, TRT bu milyarları eşitlikçi bir yayın yaklaşımı için mi harcamıştır? Elbette ki değil. Hepimiz biliyoruz ki bu süreçte TRT, AKP'nin mikrofonu, kamerası ve "prompter"ı gibi çalışmıştır. Sadece HDP'ye değil, tüm muhalefete karşı haksız bir yayın politikası uygulayan TRT'nin, tüm bu usulsüz uygulamaları yüzünden, Meclis ve Sayıştay tarafından ciddi bir denetimden geçirilmesi gerekmektedir.
Yasada getirilen düzenlemeyle hepimizin elektrik faturalarındaki TRT payı kaldırılıyor. Elbette ki bu düzenleme olumlu olmakla birlikte eksik bir düzenlemedir. Faturalardaki Enerji Fonu ve KDV payı da kaldırılmalıdır. Komisyonda yoksul haneler için önerdiğimiz belli bir kilovatsaate kadar elektriğin ücretsiz olması yönündeki önergemiz ile çiftçilerin elektrik borçlarının silinmesi ve belli bir sınıra kadar çiftçiye elektrik desteği verilmesi yönündeki önergemiz de iktidarınız tarafından reddedilmiştir.
Teklifin 12'nci ve 14'üncü maddelerinde sermayenin en temel talebi olan ucuz iş gücü için bir düzenleme yapılıyor. Bu ülkede genç işsizliği yüzde 30 bandındadır. Mesleki ve teknik liselerdeki çocuklar yıllardır ülkenin her yerinde staj, çıraklık, kursiyer adı altında ucuz iş gücü olarak kullanılıyor. Çırak, kalfa, stajyer, kursiyer ve benzeri adlarla genç emek sömürü kanallarını sonuna kadar açtınız. İşsizlik Fonu'nun yağmalanmasıyla sonuçlanan bu uygulama ne genç işsizliğini azaltmış ne gençlere güvenli bir iş ve gelecek sunmuştur. Bu istihdam düzeniyle gençlerin bir yaşam kurma şansı da yoktur. Gençler ülkeyi terk ediyorsa, terk etmek istiyorsa bu gemi batıyor demektir. Gençlerini ucuz iş gücü olarak pazarlayan bir ülkenin geleceği de karanlıktır. Ülkede kamu personelleri hariç sigortalı çalışan sayısı 20 milyon bile değildir, çırak ve kursiyer sayısı da 1,5 milyona yükselmiştir. Kayıt dışı, güvencesiz, esnek bir şekilde, karın tokluğuna çalıştırılan, her türlü mobbing ve şiddete maruz kalan bu çocuklar sermayenin kölesi yapılmaktadır. Fiilî olarak haftalık çalışma saati kırk saatin üzerine çıkan hiç kimse -çırak, stajyer veya herhangi başka bir statüde olsun- asgari ücretin altında çalıştırılmamalıdır. İşsizlik Fonu'yla ödenen miktar asgari ücrete tekabül etmiyorsa geriye kalan miktar işveren tarafından ödenmelidir.
2016 yılında sayısı 360 bin kişinin altında olan stajyer ve kursiyerler İşsizlik Fonu desteği başladıktan sonra çok hızlı bir şekilde artmıştır. 2020 yılında 1 milyon 441 bin kişiye çıkan bu sayı, aktif sigortalıların yüzde 6'sını oluşturmaktadır. Bu uygulamalarla, istisnai ve geçici bir dönem olması gereken stajyerlik kalıcılaştırılmıştır. Birçok iş yerinde mevcut kayıt dışı çalışanlar stajyerlik adı altında yeni işe alınmış gibi gösterilip işverenin vermesi gereken ücret de İşsizlik Fonu'ndan karşılanmıştır. İşsizlik Fonu'ndan 2020 yılının başından bu yana 128 milyar liradan fazla bütçe harcanmış ama bu harcamanın büyük bir bölümü işçilere veya işsizlere değil sermayeye yapılmıştır. Yandaş sermayenizi İşsizlik Fonu'ndan besleyesiniz diye çocukların, gençlerin, işsizlerin sömürülmesine şimdiye kadar sessiz kalmadık, bundan sonra da sesiz kalmayacağız.
Değerli milletvekilleri, teklifin 13'üncü maddesiyle de usta öğretici belgesi verme koşulları düzenleniyor. Usta öğretici sayısını artırmak, sömürüyü artırmaktır. İşsizliği sertifika vererek çözemezsiniz. Usta öğreticiler kamu hizmeti sunmalarına rağmen kamu emekçilerinin haklarına sahip değildirler, aldıkları ücretler çok sembolik düzeydedir. Mevcut koşullarda bir kadrosuz usta öğreticinin emekli olabilmesi ihtimali yoktur. Bu düzenlemeyle yaklaşık 90 bin usta öğreticinin asıl sorunları olan ücret, kadro ve emeklilik gibi sorunları çözülmüyor. Usta öğreticilere ödenen ücretlerin destekleme ve yetiştirme kurslarında olduğu gibi ders saati ücretlerinin 2 katı şeklinde ödenmesi gereklidir. Kadrosuz usta öğreticilerin SGK prim gün sayılarının artırılması için gerekli yasal düzenlemeler yapılarak, otuz saat ders okutan bir usta öğreticinin aylık otuz gün SGK priminin yatırılması gerekmektedir.
Yine, usta öğreticiler, iş güvenceleri olmadığından, dönem dönem sözleşmeleri yapılmadığı için işsiz kalmaktadır.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Tamamlayın sözlerinizi.
MUAZZEZ ORHAN IŞIK (Devamla) - Bu nedenle de usta öğreticiler işsizlik sigortası primine dâhil edilerek işsiz kaldıklarında işsizlik ödeneği ve kıdem tazminatından yararlanabilmeleri için gerekli yasal düzenlemeler yapılmalıdır.
Değerli milletvekilleri, zararları uygulamada ortaya çıkan bu torba kanun yapma tekniğinin demokratik işleyişle ilgisi olmadığını sürekli ifade etmekteyiz. Ülkeyi torba kanunlarınızla, yolsuzlukla, tekçi ve düşman politikalarınızla her türlü krize açık hâle getirdiniz. Emekten, kadından, çocuktan, gençten, çiftçiden yana olmayan, yoksuldan yana olmayan düzeninize ve düzenlemelerinize son vereceğimiz günler yakındır, siz de biliyorsunuz. Şairin dediği gibi: "O büyük gün geldiğinde ölmek yasak olacak." Bu adaletsiz düzeninizden nasıl hesap sorduğumuzu yaşayarak göreceksiniz.
Tüm halkımızı saygıyla selamlıyorum. (HDP sıralarından alkışlar)