GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:5
Birleşim:25
Tarih:01.12.2021

MURAT ÇEPNİ (İzmir) - Teşekkürler Başkan.

Genel Kurul ve değerli halkımız, içinde bulunduğumuz süreç, çokça tartışıldığı üzere, krizli bir süreç ama bu süreci tartışırken elbette zorlanıyoruz çünkü kavramların altı boşaltılıyor, ters yüz ediliyor, gerçek olan tam tersi olarak açığa çıkarılmaya çalışılıyor ve benzeri...

Altın suyuna batırılmış mekânlarda AKP Genel Başkanı krizin olmadığını "dış düşman" "iç düşman" tartışmalarıyla, her şeyin çok iyi olacağını anlatmaya çalışıyor fakat tüm meselelerde aynı çelişkili tutumu görüyoruz. Yani Ahmet Kaya'nın dediği gibi, neresinden baksanız çelişki, neresinden baksanız tutarsızlık ama tabii, bir de "fırsatçılık" diye bir becerisi var AKP'nin. Dolayısıyla şimdi, bugün, arkadaşlarımız tartışıyor; bu kriz ortamının aynı zamanda siyasetle ilişkisini de bugün tartışmak durumundayız. Maalesef, bu Mecliste tartışamadığımız gerçek sorunlar var olduğu müddetçe, kaldığı müddetçe bu tartıştığımız güncel meseleleri de açığa çıkarma, sonucuna vardırma imkânımız yok.

Cezaevlerinden çokça bahsettik; cezaevleri bu ülkenin kanayan bir yarası, siyasal krizin, yapısal krizin en temel yansıdığı alanlardan bir tanesi. Bugün, grubumuzu İmralı Cezaevinde kalan Abdullah Öcalan, Ömer Hayri Konar, Hamili Yıldırım, Veysi Aktaş'ın aileleri ziyaret ettiler. Ziyaret eden ailelerimizin temel derdi şuydu: Sekiz aydır cezaevine gidemiyorlar ve sekiz aydır cezaevinden, İmralı Adası'ndan hiçbir biçimde, hiçbir haberi alamadıklarını söylüyorlar. Dolayısıyla son derece endişeliler ama aynı zamanda, Öcalan'ın avukatları da en son 7 Ağustos 2019'da görüşebilmişler ve bütün bu süreç içerisinde hiçbir haber alınamamış yani tecrit içinde tecrit, hukuksuzluk içinde hukuksuzluk devreye konuluyor. Şimdi, şunu sormak gerekiyor, soruyoruz: Bu ülkede kişiye özel bir hukuk var mıdır? Eğer varsa bunu AKP açıklamalıdır yani "Biz şu insana şu hukuku, bu insana bu hukuku uygulayabiliriz." diye. Eğer böyle ise bunu AKP açıklamalıdır. Çünkü baktığımız zaman, geçtiğimiz yıllara bizzat AKP yetkilileri tarafından Öcalan'la görüşmeler yapılmış; işte, seçim süreçlerinde, pandemi sürecinde bizzat Bakan tarafından "Görüşmeler önündeki engeller kaldırıldı." açıklaması yapılmış. Peki, ne oldu da şimdi bütün görüşmeler ortadan kaldırılmış durumda? Yani aileler yaşam hakkı, yaşamın güvencesi açısından bile muazzam bir endişe hâlindeler. Şimdi, bu işin hukuki boyutu. Aslında şunu söylemek lazım: Ortada ciddi bir hukuksuzluk var çünkü burada hem Kürt halkı açısından hem de Türkiye demokrasi ve özgürlük mücadelesi açısından çok temel bir mesele olan Kürt sorununun çözümsüzlüğü meselesiyle karşı karşıya kalıyoruz. Çünkü tecrit meselesi, aynı zamanda, bu meselenin derinleştirilmesi anlamına geliyor. Yani siyasi açıdan bu ülkede Kürt sorununun çözümsüzlüğünden beslenen akıl, istediği koşullarda bu fırsatları istediği biçimde değerlendirmeye çalışıyor. Şimdi, ben şunu söylemek istiyorum buradan: Kürt sorununun çözümü Kürt halkının sorunu değildir tek başına hatta daha da fazla tüm Türkiye halklarının sorunudur; Türkiye'deki işçi sınıfının, emekçilerin, kadınların, köylülerin, demokrasi güçlerinin, sosyalistlerin görevidir çünkü bir halk özgür olmadan hiçbir halk özgür olamaz. Dolayısıyla tecrit sorunu, İmralı'daki tecrit sorunu, Kürt sorununun çözümsüzlüğü meselesi, aynı zamanda, Türk halkının, Türkiye halklarının sorunudur. Buradan çağrımız şudur: Tüm demokrasi güçleri bu tecrit meselesine, İmralı'daki, tüm cezaevlerindeki bu tecrit meselesine, insan hakları meselesine, işkence meselesine, hukuksuzluk meselelerine sahip çıkmalı, bunun mücadelesini yürütmelidirler. Bugün, ekonomik krize karşı mücadele yürütmek ancak bu demokrasi meselesine karşı mücadele yürütmekle mümkün olabilir çünkü size "Bir merminin fiyatı kaç liradır?" diye soranlar olduğu müddetçe açlığınızı, iş ve ekmek mücadelenizi kazanma şansımız yoktur. Çünkü milliyetçilik ve ırkçılık bütün bunları örten bir örtüye dönüştürülmüştür ilk sermaye rejimleri tarafından.Buradan Bakanlığa da şu çağrıyı yapıyoruz:

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Tamamlayın sözlerinizi.

MURAT ÇEPNİ (Devamla) - Bu hukuksuzluğu bitirin. Ailelerin ve avukatların ziyaretine, görüşmesine izin verin. Bu işkenceyi durdurun, bunun ne hukuki ne insani ne de siyasi hiçbir açıklaması yoktur.

Teşekkür ediyorum. (HDP sıralarından alkışlar)