GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:5
Birleşim:25
Tarih:01.12.2021

SERPİL KEMALBAY PEKGÖZEGÜ (İzmir) - Sayın Başkan, sayın vekiller; bu maddeyle TRT payının çıkarılmasını biz de olumlu buluyoruz. Öte taraftan burada uzun uzun anlatıldı, elektrik faturalarından TRT payının kaldırılması faturayı hafifletmiyor, elektrik faturaları hâlâ halkın belini bükmeye devam edecek. Bu nedenle temel ihtiyaçlar kadar elektrik faturalarındaki miktarın ücretsiz olması gerekiyor. Elektrik, doğal gaz, su, konut, hepsi insan hakkıdır, o nedenle de daha antikapitalist politikalar geliştirmeye ihtiyacımız var.

Sayın vekiller, döviz kuru rekor kırıyor. Enflasyon rekora koşuyor. Dolarizasyon, spekülasyon artıyor, borç stokları büyüyor. Döviz krizi, finansal kriz, devlet mali krizi ufukta beliriyor ve halkın ızdırabı da büyüyor. Tablo buyken ya Erdoğan'ın içinde bir Pollyanna yaşıyor ya da Erdoğan halka gerçekleri anlatmıyor; tablo buyken sözde faiz indirerek ekonomi düzelecekmiş; Erdoğan bize bunu anlatıyor. Ve Erdoğan konuştukça ülke ekonomisi biraz daha çöküyor. Döviz fırlıyor, enflasyon uçuyor, süte, ekmeğe, her şeye zam geliyor. Ekonomi böylesine keyfî, böylesine belirsiz, hukuki güvenlikten yoksun, yozlaşmış, çeteleşmiş, mafyanın baş tacı edildiği yönetim anlayışıyla mı düzeltilecek; denetimden, hesap verilebilirlikten uzak, tek adamın keyfî yönetimiyle mi düzeltilecek; kaynakları saraya, ranta, faize aktararak mı düzeltilecek? Evet, faizle mücadele ettiğiniz de doğru değil; tam tersine faiz lobisi tam da size denir. Öyle olmasaydı 2022 bütçesinde eğitime, sağlığa ayrılan bütçe, faize ayrılan paydan daha düşük olmazdı.

Ayrıca, döviz kuru artışının, dolarizasyonun tehlikeli boyutlara ulaştığı bizim gibi ekonomilerde sadece faiz oranları düşürülerek, tüketim canlandırılarak yatırımı artırmak mümkün değildir. Mevcut sorunları daha da büyüteceksiniz ve ekonominin daha da kötüye gidişine sebep olacaksınız. Her an görevden alınabileceği konuşulan Hazine ve Maliye Bakanı Lütfi Elvan bir "tweet" attı. Dedi ki: "Ücretli kesimin millî gelirden aldığı payı artıracağız ve vatandaşımız müsterih olsun herkes büyümeden en iyi şekilde pay alacak." vesaire, böyle bir şeyler söyledi. Tabii, koltuğunu kaybetmeye yakın söylenen bu duyar kasmaları biz biliyoruz, aşinayız; hiçbir anlam ifade etmediği gibi bunun da farkındayız. Ayinesi iştir kişinin lafa bakılmaz. İktidarınız yirmi yıldır emek gelirlerinden sermayeye, servete gelir transferi yapıyor. Türkiye'de ilk 500 şirket 2020'de yüzde 55 oranında büyürken neredeydiniz? 2019 yılı üçüncü çeyreğinde millî hasıla içinde emeğin payı yüzde 32,9 iken 2020 yılında emeğin aldığı bu pay yüzde 29,8'e inmiştir. Şimdiye kadar emekçiden alıp patrona verdiniz, şimdi ne değişti, neyi değiştireceksiniz? Halkın bir cebinden alıyorsunuz, kepçeyle alıyorsunuz, öbür cebine damlayla veriyorsunuz. Asgari ücret artışının fevkinde olup olmadığını da yakında göreceğiz.

Toplumun ekonomik ve sosyal refahı halkı merkezine alan, katılımcı, demokratik, halkçı bir bütçe yaparak mümkün olabilir. Siz 2022 bütçesini sarayın, bin odalı sarayın odalarında yaptınız ve buraya getireceksiniz. Sadece rakamlara indirgenen asgari ücret yapımı emekçinin büyümeden pay aldığını göstermeyecektir. Saray bu halkın sırtındaki yüktür; saraydan, israftan, faizden, ranttan vazgeçmeyen anlayışla emekçiyi koruyamazsınız. Halkçı bir bütçeyi bu Genel Kurula getirebilmeliydik ama getiremedik. Asgari ücretten değil, servetten, faizden, ranttan, sermayeden bütünlüklü bir şekilde vergi almalıydık. Asgari ücreti de bu çerçevede ancak yükseltebilirdik. Asgari ücret şu anda en az net 6 bin lira olmalıdır, vergiden muaf tutulmalıdır. Asgari ücretteki artış bütün emek gelirlerine yansıtılmalıdır.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Tamamlayın sözlerinizi.

SERPİL KEMALBAY PEKGÖZEGÜ (Devamla) - Ayrıca Erdoğan'ın "Bugüne kadar olmuş olanın çok çok fevkinde bir artış." sözleri asgari ücretin en ucuz olduğu ülke hâline gelmesiyle övünen ve ihracata dayalı politikalarla onları teşvik edilen politikalarla da yani ihracata dayalı politikaları teşvik etmenizle de çelişiyor. Önümüzdeki on beş gün içinde zaten asgari ücretin ne olacağını hep birlikte göreceğiz. Hükûmetin politikası, şu dönemdeki politikası ayrıca halka kemer sıkma politikasıdır; acı reçete halka içirilecektir. Bu iktidarın halkın sırtındaki maliyeti daha da artacaktır ve sarayın tüm sermaye yanlısı politikalarının emeğe yüklenmesi projesinin karşısında hep beraber durmalıyız. Sınıf hareketi, sendikalar, sosyalistler, demokrasi güçleri, herkes sarayın politikalarına karşı mücadele etmeliyiz hep birlikte. (HDP sıralarından alkışlar)