| Konu: | Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 5 |
| Birleşim: | 25 |
| Tarih: | 01.12.2021 |
AHMET KAYA (Trabzon) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Genel Kurulumuzu saygıyla selamlıyorum.
39 maddeden oluşan 287 sayılı Kanun Teklifi'nin 10'uncu maddesi üzerine söz aldım. 39 maddeyi dikkatle incelediğimizde milletimizin bazı sıkıntılarına çözümler önerildiğini görüyoruz; konuşmama konu 10'uncu madde de bunlardan biri. Maddeyle, yüzde 1 olarak uygulanan elektrik enerjisi fonu katkı payına ilişkin geçiş hükümleri düzenleniyor yani vatandaşın 100 liralık elektrik faturasında 1 lira indirim yapılıyor; 100 lirada 1 lira, ne büyük lütuf değil mi?
Değerli arkadaşlar, AKP'nin yirmi yıldır yönettiği memleketimiz ve milletimiz büyük bir sıkıntı içindedir. Zamlar ve hayat pahalılığı milletin belini bükmüştür. Patates, soğanla başlayan kuyruklar benzinle ve en önemlisi, ekmek kuyruklarıyla devam etmektedir. Hâl böyleyken, millet bu derece zor durumdayken niye elektrik faturaları üzerindeki KDV'yi tamamen kaldırmayı düşünmüyorsunuz? Bir hayra hizmet edecekseniz bunu yapsaydınız; özellikle konutlarda, tarımda ve üretimde kullanılan elektrik, doğal gaz ve su faturalarındaki KDV'yi en azından yüzde 1'e indirseydiniz. Bu yapılsaydı bir anlamı olurdu, sıkıntı içindeki milletimize az da olsa bir faydası olurdu ama sizin "millet" diye bir derdiniz yok; bunu, getirdiğiniz bu torba kanunda da görüyoruz.
Bizim bir arkadaş vardı, "Santa Market" adında bir market açmıştı ve tabelasına "Gel Santa'ya, doldur çantaya" diye bir slogan yazmıştı. Sizin kanun yapma tekniğiniz de aynen böyle: Doldur çantaya, doldur torbaya.
Defaatle ifade ettiğimiz gibi, torba yasa uygulaması, Anayasa'ya aykırıdır ve yasaların Anayasa Mahkemesince denetimini zorlaştırmaktadır. Hâl böyleyken, siz torba yasaları bir dayatma niteliğinde ve sürekli olarak Meclis gündemine getiriyorsunuz ve milletin hayrınaymış gibi görünen bazı maddeleri perde olarak kullanarak araya gizlediğiniz maddeleri -ki 16'ncı madde bunlardan biridir- arada kaynatmaya, yutturmaya çalışıyorsunuz. Bakın, 16'ncı madde ne diyor: "Türkiye Denizcilik İşletmeleri Anonim Şirketi ve Türkiye Cumhuriyeti Devlet Demiryolları İşletmesi Genel Müdürlüğüne ait olan bazı limanların özelleştirilmesi işlerini alan bazı firmaların işletme haklarını kırk dokuz yıla çıkaralım." Niye bunu yapıyoruz, niye bu firmaların işletme haklarını kırk dokuz yıla çıkarıyoruz? Zorumuz ne? Milletin böyle bir talebi yok, o hâlde niye bunu istiyorsunuz?
TURAN AYDOĞAN (İstanbul) - 16'ncı maddeyi çeksinler, söyle.
AHMET KAYA (Devamla) - Çünkü yandaşlarınızın menfaati var. Bu limanlarımızın işletme haklarını kırk dokuz yıla çıkarmak yerine, süre bitimiyle birlikte bu limanların yeni şartlar altında farklı firmaların katılımlarıyla ihale edilmesini sağlamaya çalışsaydınız olmaz mıydı?
Değerli arkadaşlar, böyle yapa yapa şu güzelim ülkeyi ne hâle getirdiniz, milleti ne hâle getirdiniz. Hiç mi vicdanınız sızlamıyor, hiç mi üzülmüyorsunuz? Sizin akılsızlığınız yüzünden, sizin yandaşlarınızı kayırma ve zengin etme anlayışınız yüzünden kudretli Türkiye Cumhuriyeti devleti -yine sizin deyişinizle- ekonomik kurtuluş savaşı verir hâle geldi. Ülkemiz bu noktaya gelmişse bunun sebebi sizsiniz, sizin liyakatsiz kadrolarınız ve kötü yönetimlerinizdir.
Her seçimde milletimizden yetki istediniz, milletimiz de ne istediyseniz fazlasını verdi.
ENGİN ALTAY (İstanbul) - Artık vermeyecek.
AHMET KAYA (Devamla) - Yirmi yıldır davul elinizdeydi, tokmak elinizde ama siz, size verilen emanetin kıymetini bilemediniz. Bu kutsal emanete ihanet ettiniz; devletin, milletin kaynaklarını har vurup harman savurdunuz. Kendiniz zevküsefa içinde yaşarken milleti işsizliğe, açlığa ve yoksulluğa mahkûm ettiniz, zamlar altında inim inim inlettiniz. Kendinizi ve yandaşlarınızı zenginleştirirken milletimizi fakirleştirdiniz "bizden-bizden değil" diye de ayırdınız. Şimdi, millete ekonomik kurtuluş savaşı hikâyesi anlatıyorsunuz. Sizin derdiniz koltuklarınız, sizin derdiniz makamlarınız, alıştığınız saltanatınız, zevkiniz, lüksünüz, sefanız. Bunları kaybetmekten korkuyorsunuz. Sizin başka bir derdiniz yok. Artık dürüst olun ve çıkın deyin ki bu yüce millete: "Güveninize layık olamadık, emanetinizi koruyamadık, kendimizi ve yakınlarımızı zenginleştirme konusundaki becerimizi milletimizi zenginleştirme konusunda gösteremedik, ülkeyi batırdık, parayı bitirdik, bize hakkınızı helal edin." Bunu deyin millete, bunu deyin ve helallik isteyin.
Son söz olarak, evet, milletimizin büyük bir çoğunluğu, bugün bir kurtuluş mücadelesi veriyor ama sizden ve kötü yönetiminizden kurtuluş mücadelesi. Sandığı getirdiğinizde bunu siz de göreceksiniz değerli arkadaşlar.
Genel Kurulumuzu saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)